ANKARA(ANKA) – Ankara Tabip Odası, Öğrenci Seçme Sınavı öncesinde adayların sınav dönemini sağlık açısından "zararsız" atlatabilmeleri için 10 öğüt verdi. Ankara Tabip Odası öğrencilerin kafeinli içeceklerden uzak durmalarını isterken "Özellikle ‘başarısız olacağım, yapamayacağım' gibi negatif düşüncelere kapılmayın" tavsiyesinde bulundu. ATO sınav kaygısı yok edilemezse hekimlerden yardım alınabileceğini hatırlattı.
ATO'dan yapılan yazılı açıklamada, sınavlar öncesinde adayların "stres" altında bulundukları belirtilerek, "Stres organizmanın dengesini bozabilecek etkenlerin tümü olarak da ifade edilir. Eğitim sistemindeki belirsizlikler, sınava girecek bireylerin sınavlara yüklediği değer, başarı/başarısızlık duygularının anlamı gibi pek çok konu sınavların kişilerin yaşamındaki yeri daha da farklı hale getirmiştir" denildi.
Yaşam koşullarının zorluğu, gelecek kaygısı gibi nedenlere bağlı olarak çok fazla anlam yüklenen sınavlarda başarısız olmanın bireye ruhsal ve sosyal açılardan zor durumlar ve anlar yarattığı kaydedilen açıklamada, "Bu zorluklar özellikle 18 yaşın altında grup olarak çocuklar ve 10-19 yaş grubu adolesanlar için daha belirgin olabilir. Bu noktada, öğretmenler, anneler ve babaların önemli rol ve sorumlulukları bulunmaktadır" denildi.
Ankara Tabip Odası'nın adayların sınav dönemini zararsız atlatabilmelerine yardımcı olmak amacıyla saptadığı 10 öğüt şöyle:
1.Sınava yönelik düzenli çalışmaları tercih etmek önemlidir. Son anda yapılan çalışmalar genellikle kalıcı olmaz ve başarıyı olumlu etkilemez.
2.Düzenli uyumak öğrencilerin uyum göstermediği bir sağlıklı yaşam davranışıdır. Yapılan çalışmalar özellikle lise son sınıf öğrencilerinin zaman darlığı nedeniyle uykusuzluk yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Okul dışı eğitim yaşantısının özellikle dersanelerin varlığı uykusuzluk için bir risk faktörüdür. Uykusuzlukla dikkat eksikliği, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği gibi hastalıklar arasında ilişkiler bulunmaktadır. Kısa dönemde dikkat eksikliği bireyin sınavda başarısızlığının da altında yatan önemli nedenler arasında bulunur.
3.Kafeinli içeceklerden uzak durulması önerilmektedir. Bunun yanı sıra, sağlıksız yaşam davranışları arasında sayılan kolalı içecekleri de tüketmemek gerekir. Susuzluk gereksiniminin sadece su içerek giderilmesi uygundur.
4.Sınava yakın dönemlerde kişinin kendisini rahat hissedeceği, kaygı duymayacağı, yapmaktan zevk alacağı aktiviteler yapılabilir. Orta düzey egzersiz, müzik dinleme, sosyal etkinliklerde bulunma gibi başlıklar örnek olarak verilebilir.
5.Beslenme bireyin her dönemde sağlığı açısından çok önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenme konusunda anne-babalar çocukları için özenmelidirler.
6.Özellikle "başarısız olacağı", "yapamayacağım" gibi negatif yüklemesi olan cümleleri kurmamak, düşünce sistematiğini bu yaklaşım üzerine odaklamamak uygun olur.
7.Üniversite seçme sınavı gibi önemli sınavlar her şeyin başlangıcı ya da her şeyin sonu demek değildir. Sınavın yaşam içindeki yeri ve öneminin gerçekçi bir biçimde belirlenmesi sınava girecek olan kişiyi olumlu etkiler.
8.Başarısız olunduğunda da durumun bir sonraki adımda düzelebileceği mesajı çocuklara doğru bir biçimde ve zamanında verilmelidir. Sınavın öğrenme sürecinin bir parçası olduğu, yapılan hataların düzeltilebileceği gibi konulara vurgu yapılması ve çocukları sınavdaki başarısızlıklara da bu bakış açısıyla bakmalarının sağlanması gerekir.
9.Sorunların çözümünde uzlaşma önemlidir. Bu konuda ebeveynler çocuklarını karşılarına alarak değil, uzlaşarak-onları yanlarına alarak çözümler üretebilirler.
10.Kaygı düzeyi bu önlemlerle azaltılamıyor ya da yok edilemiyorsa profesyonel destek almak yararlı olabilir. Tıp fakültesi mezunu her hekim bu durumla baş etme yolları konusunda yol göstericidir. Gerektiğinde de konu üzerinde uzmanlaşmış hekimlerin desteği istenebilir.