Dehşete düşüren olay, 30 Haziran'da Sürmene ilçesi Oylum Mahallesi'nde meydana geldi. Mahalle yolunda camları kırılmış, koltukları kanlı, taksiyi terk edilmiş halde görenler, durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen ekipler, aracın Sürmene 1 Nolu Meydan Taksi Durağı'nda görev yapan Hüseyin Arslan'a ait olduğunu belirledi. Sürücü Arslan'ın ise 10 kilometre aşağıdaki yayla yolunda, dere kenarında, cansız bedeni bulundu. Tabancayla vurulduğu belirlenen Arslan'ın cenazesi, otopsi sonrası ilçede toprağa verildi.
Çalışma başlatan jandarma ekipleri, bölgedeki güvenlik kameraları ile Hüseyin Arslan'a ait telefon kayıtlarını incelemeye aldı. İncelemede, Arslan'ın gece saatlerinde kendisini telefonla arayan Mustafa Kol ile buluşup, yayla yoluna doğru hareket ettikleri tespit edildi. Arslan'ın, şüpheli tarafından ilçeye 30 kilometre uzaklıkta durdukları yolda taksi içinde tabancayla vurularak öldürdüğü, ardından cesedin de dereye atıldığı belirlendi.
Olay yerinden uzaklaştığı taksinin lastiği patlayınca yaya olarak bölgeden kaçan Mustafa Kol, aynı gün akşam saatlerinde suç aleti silahla İlçe Jandarma Komutanlığı'na gidip, teslim oldu. Jandarmadaki sorgusunda cinayeti itiraf eden Kol, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
Olayla ilgili Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı, tutuklu sanık Mustafa Kol hakkında ‘kasten adam öldürmek’ten müebbet, ‘yağma’ suçundan ise 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Trabzon 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianamede tutukluğu sanığın, olay anını anlatarak, telefonla aradığı eşine cinayet işlediğini söylediği ortaya çıktı. İlk kez hakim karşısına çıkacak olan Kol, soruşturma savcısındaki ifadesinde, "Taksici bana ‘eşin arabama binmeyeceğini söyledi' dedi. Nedenini sordum. Sonra eşime küfredip, torpidoya yöneldi. Eşime ait bulundurma ruhsatlı silahı çıkarıp, ateş ettim. Cesedi, araçtan indirip, dereye attım. Taksiye binip kaçtım, ancak teker patladı. Araçtan inip, eşimi arayarak ‘adam vurdum’ dedim. Bir süre yaya olarak kaçtım. Kimsenin cüzdanını almadım. Taksiciyle bir husumetimiz yoktu. Olay bir anlık öfke ve sinirle yaşandı. Cezaevinde ziyaretime gelen eşim bana ‘taksici Hüseyin benden telefon numarası istedi. Bu yüzden aracına binmek istemedim' dedi. Bunu cezaevinde öğrendim. Taksici, torpidoya yöneldikten sonra kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum" dedi.
(DHA)