Taksim Gezi Parkı'ndaki Olaylar

Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza Çakır, Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların medyaya yansıma şekline ilişkin, "Önemli olan görüntü yayınlamak değil, sağduyu çağrısı yapabilecek yayınlar yapabilmektir" dedi. Çakır, Padya Otel'de Basın İlan Kurumu ile Sema Hukuk ve Tahkim Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği "Yerel Basın Eğitim Paneli" etkinliğinde yerel medyanın sorunlarını konuştu. Panel sonrası gazetecilere, Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylarda medyanın tutumunu değerlendiren Çakır, Taksim'den yayınların "doğru dürüst yapılmadığını" öne sürdü. Medyanın bu konuda kendisini yeniden test etmesi gerektiğini savunan Çakır, şöyle devam etti: "Taksim Gezi Parkı olaylarında televizyon ve gazetelere çok eleştiriler oldu. Televizyon kanalları Taksim'den yayınları doğru dürüst yapmadılar. Haberleri doğru vermediler. Bunu anlarız ancak dünyanın neresinde bu böyle yapılıyor? 11 Eylül'ü Amerika canlı mı yayınladı? Dünyanın her yerinde bu tür hadiseler olabiliyor. Önemli olan toplumsal duyarlılığı sağlamak ve provokasyonları engellemektir. Bu, kamuoyu adına medyanın da birinci görevidir. Siz orada vurulanları, kırılanları, indirilen camları ve gençliğin sokağa dökülmesini engelleyici yayınlar yapmazsanız, toplumu daha geniş bir şekilde sokağa dökersiniz. Önemli olan görüntü yayınlamak değil, sağduyu çağrısı yapabilecek yayınlar yapabilmektir. Demokratik ortamlarda televizyon kanallarında bunu tartışabilmektir. Bu bir sansür müdür, hayır değildir. Televizyonculuk demek her olanı olduğu gibi aktarmak demek değildir." Olayların 24 saat canlı olarak aktarılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Çakır, şunları kaydetti: "Orada olan bitenleri canlı yayın araçlarıyla 24 saat aktarmak doğru değil. Bu, yayıncılık da değildir. Yayıncılık demek, toplumun bazen sosyal medya aracılığıyla yapılan yanlış yönlendirmeleriyle ortaya çıkabilecek kaosu ortadan kaldırmaktır. Kamu yayıncılığı budur. Bunu yapabiliyorsanız siz yayıncılık yapabiliyorsunuz demektir. Toplumsal sorumluluk demek, olan biteni olduğu gibi yayınlamak demek değildir. Toplumsal sorumluluk insanların bazen sağduyularını kaybettiklerinde, bilinçli ya da bilinçsizce sokağa döküldüklerinde ve provoke edildiklerinde bunun önüne geçebilecek sağduyulu yayınlar yapabilmektir. Bunun için de medyanın bu konuda kendisini yeniden test etmesi gerekir." Çakır, sosyal medyadaki tutumu da eleştirerek, "Gezi Parkı olaylarıyla ilgili sosyal medya çok bilgi kirliliği oluşturdu. Bunu kabul edelim. Sosyal medyada yapılanlar bilinçli yapılmıyor" diye konuştu.