Talâk suresi, Kur'an-ı Kerim’de 65. Sırada yer alır ve toplam 12 ayetten oluşur. Medine’de indirilen bu surenin ismi, Talâk kelimesinden gelmektedir. Bu sözcüğün anlamı boşanma demektir. Buna göre surede nikahın ve evliliğin keyfi olarak sonlandırılamayacağından bahsedilir. Zorunlu durumlarda ise hangi kurallara uyulması gerektiği anlatılır. Talâk suresinin 3. Ayeti ise borçtan ve fakirlikten kurtulmak için okunur. Bu açıdan rızık için önemli bir ayet olarak öne çıkar. Müminler tarafından merak edilen bir ayettir.
Talâk Suresi 3. ayet okunuşu nasıldır diye merak edenler için Arapça yazılışı aşağıda verilmiştir. Kur'an-ı Kerim’de Arapça olarak yazıldığı için bu haliyle okumak daha iyidir. Talâk Suresi 3. ayet Arapça olarak şu şekilde yazılır:
Arapça okumayı bilmeyenler ise Türkçe okunuşu sayesinde ayeti okuyabilir ve ezberleyebilir. Yukarıda da görüldüğü gibi bu ayet oldukça kısadır. Talâk Suresi 3. ayet Türkçe okunuşu aşağıda verilmiştir:
Her ayetin bir tefsiri vardır ve bu tefsirler sayesinde ayette ne anlatılmak istendiği daha detaylı bir şekilde öğrenilebilir. Talâk Suresi 3 ayet Türkçesi, ayeti anlamak için tek başına yeterli değildir. Ayetin tefsirini okumakta da fayda vardır. Talâk suresi 3. Ayet tefsiri şudur:
2. âyetin son kısmında, 3. âyette, yine 4, 5 ve 7. âyetlerin son kısımlarında belirli bir olayla sınırlandırılmaksızın ve soyut ifadelerle, müminin hayat felsefesine temel teşkil etmesi gereken bazı umdelere yer verilmektedir: “Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu gösterir. Ve onu hiç beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa Allah ona işinde bir kolaylık verir. Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa Allah onun kötülüklerini örter ve ecrini büyütür. Allah kimseyi kendi verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır.” Öyle görünüyor ki, birer özdeyiş niteliğindeki bu ifadeler, evlilik bağına son vermeyi ciddi biçimde düşünen, bu yönde adımlar atma noktasına gelen hatta bu karara varıp uygulamaya başlayan kişilerin ve böyle gergin bir sürecin söz konusu edildiği bir bağlama yerleştirilerek, mümine bütün sıkıntılı hayat olaylarına belirtilen örnek ışığında bakıp davranışlarına bu ilkelere göre çekidüzen vermesi gerektiği hatırlatılmaktadır. Bu ifadelerle ilgili izahları şöyle özetlemek mümkündür: Bir mümin daraldığında hayırlı çıkış yolunun ne olduğu hususunda kendini şartlandırmamalı, Allah’tan gelecek sonucun kendi hayrına olacağına inanmalıdır ve emin olmalıdır ki Allah’a saygısızlık etmekten sakınan kişiye O, her daraldığında bir çıkış yolu gösterir; bir kolaylık, bir tahammül gücü verir, kusurlarını örter ve hak ettiği mükâfatı asla esirgemez. Meselâ evlilik konusunda kişi kendini ne kadar güçlü ve akıllı görürse görsün, hakkında hayırlı olan çözüm için Allah’tan yardım dilemelidir. Aksi takdirde karşılaşacağı sonuçlar kendi doğrularının yahut saplantılarının yanlışlığını ortaya koyarsa mânevî bir yıkıma uğraması kaçınılmazdır. Ama yukarıda belirtildiği şekilde adaleti, iyiliği, erdemi ve sağ duyuyu esas alıp doğruya ulaşmak için âzami çabayı gösterdikten sonra kendi saplantılarına yapışıp kalmadan hayırlı olana eriştirmesi için Allah’a yalvarırsa karşısına çıkacak sonuç ne olursa olsun bunu gönül huzuruyla kabullenebilir ve çekeceği sıkıntılar için O’nun tükenmez hazinesinden ecir bekleyebilir. Nitekim 3. âyetin ilk cümlesinde belirtildiği üzere, Allah Teâlâ böyle davranan kulunu hiç ummadığı, hesap etmediği bir zamanda, yerde ve şekilde rızıklandırır; ona maddî veya mânevî rahatlama sağlar. Kişi Allah’a tevekkülün hakkını verebilirse yani tam bir teslimiyet içinde O’na dayanıp güvenirse, artık boşluğa düşme endişesi taşımaz. Ama kulların tercihi ne olursa olsun, hiçbir şey Allah’ın iradesini sınırlandıramaz, O hükmünü yerine getirir. Unutulmamalıdır ki Allah imtihan için var ettiği dünya hayatını ve evrendeki her şeyi birtakım dengeler üzerine kurmuştur, ölçüler koymuştur; kulun bu ilâhî yasaları yok sayması ve üzerine düşeni ihmal etmesi tevekkül olarak nitelenemez. Yine de, üzerine düşeni yapma, kişinin güç yetirmeyeceği şeylerle yükümlü olduğu mânasına gelmez, herkes kendine verilen imkânlar ölçüsünde sorumludur; ama mümin bir sıkıntıdan sonra bir ferahlığa kavuşacağı ümidini daima korumalıdır. (Kaynak: Kur'an Yolu)
Talâk Suresi 3 ayet fazileti ve sırları bu ayetin ne gibi faydalar sunduğunu öğrenmek açısından önemlidir. Talâk suresi okumanın faziletleri aşağıda sıralanmıştır:
Talâk Suresi 3. ayet fazileti kaç defa okunmalı diye merak edenler vardır. Çünkü faziletlerin gerçekleşmesi için ayetleri belli sayılarda tekrarlamak gerekir. Talak suresinin 3. Ayetini ise günde 1000 defa okumak gerekir. Bu sayede sıkıntılardan çabucak kurtulmak mümkün olur. Eğer 1000 defa okuyamayan kimseler olursa onlar da 7, 11, 21, 41 ya da 101 defa bu ayeti okuyabilir.
Talâk suresi 3. Ayeti neden okunur diye merak edenler için pek çok yanıt verilebilir; çünkü bu ayet oldukça faziletlidir. Genellikle rızık için okunan bir ayet olduğu söylenebilir. Ayrıca problemlere hızlı bir şekilde çözüm bulmak için de okunabilir.