Talat Brüksel'den döndü

İSTANBUL (İHA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Mehmet Ali Talat, "Dikenli bir tek konu mülkiyet konusudur. Biz Annan Planı'nda açıklanan mülkiyet rejiminin uygulanmasını istemiştik, Rumlar'ın artık birtakım davalar açmaya devam etmemesi gerekir; çünkü çözümü kendileri reddetti" dedi.

Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Brüksel'de bulunan KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, THY'nin tarifeli seferiyle İstanbul'a döndü. Saat 15.30'da Atatürk Havalimanı'na gelen Talat, burada yaptığı basın açıklamasında gezisi hakkında bilgiler verdi. Avrupa gezisinin çok yararlı ve olumlu geçtiğini belirten Talat, "Brüksel'de bir dizi teknik çalışmaların yanı sıra AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Başkanı Günter Verheugen ile görüştük. Şu anda Kıbrıs Türk tarafından bir heyet eğitim için Brüksel'de bulunuyor. Avrupa Koordinasyon Kurulu Başkanı çeşitli çalışmalar yaptı. Bu temaslar bizim açımızdan son derece önemli. AB ile harmanizasyon öncesi bir çalışma başlatmıştık. Biz, kendi yasal düzenimizi, temel yapımızı Avrupa formlarını çıkarabilmek için referandumdan önce zaten yoğun bir çalışma başlatmıştık. Referandum sırasında bu çalışmalara ara verilmişti. Şimdi bu çalışmalarımız kaldığı yerden devam ediyor. AB şimdi Kıbrıs'ın kuzeyinde bir ofis açacak. Atılacak olan harmanizasyon çalışmaları, bu ofis sayesinde yürütülecek. Avrupa'nın gündeminde şu anda parlamento seçimleri var. O yüzden ayrıntılı teknik çalışmalara ve alınacak siyasi kararlara zamanı yok. Parlamento seçimlerinin ardından Avrupa'da Kıbrıs konusu ağırlıklı olarak tartışılacaktır" dedi.

Reklam
Reklam

"İNSAN HAKKI İHLALİ İLE SUÇLANMAYACAK BİR İDARE KURACAĞIZ"

Kıbrıs Türk tarafı olarak AB ile ilişkilerini en üst düzeye çıkarmayı planladıklarını söyleyen Talat, AB'nin de aynı gayret içinde olduğunu kaydederek, "Zorlukları aşmak konusunda irademiz ve buna hakkımız olduğunu düşünüyorum. Çalışmalara yeni bir ivme kazandırmaya devam edeceğiz. Teknik ve eğitim çalışmaları bu ay ve Temmuz ayında da devam edecek. Gezimiz sırasında ayrıca Avrupa Konseyi'nin organları ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Luzius Wildhaber ile bir araya geldik. Wildhaber iki önemli soru yöneltti. Referandumdan sonra Kuzey Kıbrıs'ın ne kadar Türkiye'nin sorumluluğunda olduğuydu. Bu soruya alınan yanıt son derece önemli. Biz söz verdik. Kıbrıs'ın kuzeyinde insan hakları ihlali bırakmayacağız. İnsan hakkı ihlali ile suçlanmayacak bir idare kuracağız. Şu anda ilk adım atıldı. Önümüzdeki ders yılında Karpas'ta bir okul açılacak, kayıp şahısların bulunması için Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerimize düşeni yapacağız. Ayrıca sivillerin Askeri Mahkemeler'de yargılanması ile ilgili benzeri bir çalışma ortaya koyduk. Gazetecilerin askeri konularla ilgili olmayan, suç işleyen sivillerin, Askeri Mahkemeler'de yargılanmayacağına dair kanun teklifini zaten sunmuştum. Bunu AİHM'de sunduk" dedi.

Reklam
Reklam

Dikenli tek konunun mülkiyet konusu olduğunun da altını çizen Talat, "Artık Kıbrıs'taki mülkiyet sorununun çözümü konusunda geçmiş durum yoktur. Biz Annan Planı'nda açıklanan mülkiyet rejiminin uygulanmasını istemiştik, Rumlar bunu reddetti. Rumlar'ın artık birtakım davalar açmaya devam etmemesi gerekir; çünkü çözümü kendileri reddetti. Onlara bunu anlattık. Bu görüşümüz geniş kabul gördü. Daha önce çeşitli safhalarda Türkiye'nin de takıldığı ve şiddetle eleştirildiği Norveç ekibiyle görüşmemiz oldu. Büyük bir ciddiyetle atılan adımları izliyorlar. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile görüşmelerimizde, Kıbrıslı Türkler'in temsiliyetini gündeme getirdik. Alınan karar, uygulanabilir bir karar değil. Avrupa bir temsilcilik açmayı planlıyor, onların Kıbrıs'ta bir temsilcilik açmayı planladıklarını biliyoruz" açıklamasında bulundu. Gezinin oldukça olumlu sonuçlar doğurduğunu ifade eden Talat, uzun süreli mücadelede kısa süreli sonuç almanın mümkün olmadığını kaydetti.

"İSLAM KONFERANSI'NDA, KIBRIS TÜRK TOPLUMU OLARAK DEĞİL KIBRIS TÜRK DEVLETİ OLARAK ADININ GEÇMESİ BİR ADIMDIR"

Reklam
Reklam

Basın açıklamasının ardından gazetecilerin erken seçim ve İslam Konferansı Örgütü'nün toplantısında KKTC'nin tanınacağı yönünde çıkan yazılar hakkındaki sorularını yanıtlayan Mehmet Ali Talat, "Yeni bir koalisyon oluşması ilgili bir çalışma başlatıldı. Sayın Akıncıoğlu'nun da başkanı olduğu partiyi kapsamaktadır. Önümüzdeki dönemde hükümet sorununu çözeceğiz. Erken seçim olduğunda tek parti iktidar olacak diye bir şey yok. KKTC Türkiye gibi değil, tek partinin iktidar olması için yüzde 45'in üzerinde bir oy almak gerekiyor. Benim partim bu oyu alır mı bilmiyorum. Erken seçimin şu yararı olur: Meclis şu anda yüzde 50-50 gibi bir temsile sahip. Referandumda yüzde 60'ın üzerinde 'evet' çıktı, bu sonuçları değiştirebilir. En sağlam alternatif bir erken seçim ve onun altında bir hükümet oluşturmaktır" dedi.

Mehmet Ali Talat, sözlerini şöyle tamamladı:

"İslam Konferansı Örgütü'nün toplantısında tanınma değil de Kıbrıs Türk Devleti gözlemci üye olacaktır. İslam Konferansı'nda Kıbrıs Türk Toplumu olarak değil Kıbrıs Türk Devleti olarak adının geçmesi bir adımdır. Kendi iradesiyle karar verecek bir devlet olduklarının göstergesidir. Adım adım gidecek ve sorunlar çıkacak, çıktıkça da çözümlenecek bir konudur. Türkiye asgari düzeyde Kıbrıs Rum Kesimi ile ilişki kurmak durumundadır. Bütün uluslararası toplantılarda, Rum yönetimi temsil ediliyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti AB'ye girince bunun boyutu daha da gelişti. Rum kesimi AB'ye üye, Türkiye adaydır. Kıbrıs Cumhuriyeti'yle asgari olarak da olsa bir ilişki içinde girmek zorundadır. Bu hayatın gerçeğidir. Doğru olan, Kıbrıslı Türkler'in çıkarları ve haklarına zarar vermeyecek adımların atılmasıdır. Türkiye bir dünya devletidir ve kaçınılmaz olarak dünya hukuku ile bağlıdır."

Reklam
Reklam