LONDRA (A.A) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, zamanın, çözümden yana çalışmadığını ve bölünmeye yardımcı olduğunu, çözümün aleyhine çalıştığını, bu nedenle süreci hızlandırmaları gerektiğini ifade ederek, açılan davaların da bu süreci etkilediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Talat, dün geldiği Londra'da, "Orams davası" ve "Direkt uçuşlar" ile ilgili Londra'da devam eden iki davanın avukatları ile karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak üzere toplantı yaptı.
Basına kapalı gerçekleşen toplantılarda, davaya bakan avukatlar ile önümüzdeki süreçte "neler yapılması gerektiği" hakkında görüşen Talat, daha sonra Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Mehmet Ali Talat, KKTC'de eski Rum malı üzerine villa inşa eden İngiliz David-Linda Oram çifti ile mülkün eski sahibi Kıbrıslı Rum Meletis Apostolides arasında açılan ve kamuoyunda "Orams davası" olarak anılan dava ve KKTC üzerinden direkt uçuşlar yapılmasına ilişkin açılan dava konusunda, ''Bu davalar bizim davalarımız değil. Biz sadece destek oluyoruz. Bu davaların oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle görüş alışverişi yapmak üzere Londra'ya geldim'' dedi.
Direkt uçuşlar konusunda açılan davanın daha önce kaybedildiğini hatırlatarak, "aslında, gerçekten kaybedilmeyecek bir dava" olduğunu ifade eden Talat, direkt uçuşlar sorununun, bu davayı açan iki şirketin sorunu olmakla kalmayıp; Kıbrıs'ta ve İngiltere'de yaşayan Kıbrıslı Türkler'in ve Kuzey Kıbrıs'a gelen turistlerin de ortak sorunu olduğunu kaydetti.
Kıbrıs müzakerelerine de değinen Talat, çözüm yolunda daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Zaman, çözümden yana çalışmıyor. Çözümün aleyhine çalışıyor. Bu nedenle süreci hızlandırmamız lazım. Davalar bu süreci etkiliyor'' şeklinde konuştu.
Çözümden yana umutlu olduğunu ve umutlu olmasa müzakereleri sürdürmeyeceğini söyleyen Talat, 2009 yılında çözüme ulaşmış olmayı hedeflediğini yineledi.
Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs Rum tarafı ile kabul edilebilir bir anlaşma sağlanması durumunda, referanduma gidileceğinin ve Kıbrıs Türkleri'nin referandumda "evet" diyeceğinden kuşku duymadığının da altını çizdi.