Keşfin ardındaki arkeolog Satu Koivisto, "Bir sulak alan arkeoloğu olarak çalışmalarımda birçok olağanüstü şey gördüm, ancak bu heykelciğin keşfi beni tamamen şaşırttı ve tüylerimi diken diken etti" dedi.
Koivisto, Finlandiya'daki Turku Üniversitesi'nde, nesnenin bulunduğu Järvensuo'da araştırma yürütüyordu.
Keşfin ardındaki bir diğer arkeolog, Antti Lahelma "53 santimetre uzunluğunda ve yaklaşık 2,5 cm. kalınlığındaki yılan figürü, tek bir tahta parçasından oyulmuştu" diye konuştu.
29 Haziran'da hakemli bilimsel dergi Antiuity'de yayımlanan araştırma makalesinde şu ifadelere yer verildi: Figür çok doğal görünüyor. Bir çim yılanına (Natrix natrix) veya sürünerek ve yüzerek hareket eden bir Avrupa engereğine (Vipera berus) benziyor.
Çalışmaya dahil olmayan ve Finlandiya'daki Åbo Akademi Üniversitesi'nde görev alan araştırmacı Sonja Hukantaival da bu figürün engereği tasvir ediyor olabileceğini söyledi.
Livescience'a konuşan Hukantaival, "Figürün başının şekli, kısa gövdesi ve ayırt edilebilen kuyruğu göz önüne alındığında engerek tahmininin daha doğru olduğunu söyleyebilirim" ifadelerini kullandı.
Araştırmacı, "Bu ilginç, çünkü engerek, halkın çok daha sonraki dinsel inancında ve büyülerinde önemli bir role sahip" diye devam etti.
Araştırma makalesinde, "Bir ön hipotez olarak, eseri dini alana yerleştirmek mantıklı görünüyor" diye yazıldı.
Hıristiyanlık öncesi inançları tartışan tarihi kayıtlara göre, yılanlar hem Finno-Ugric hem de Sami kozmolojisinde sembolik anlamlarla yüklüdür ve şamanların yılanlara dönüşebileceklerine inanılırdı.