Bir ekonomideki mevcut iş gücünün belli bir ücret karşılığında sürekli olarak ekonomik faaliyetler içinde çalıştırılmasına istihdam denir.
İstihdamın farklı türleri vardır. İktisat bilimine göre istihdam;
Tam istihdam, en basit tanımıyla çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği durumdur. Biraz daha açarsak; bir ekonomide belli bir dönemde çalışmak isteyen herkesin makul bir ücret karşılığında iş bulabildiği ve üretim faaliyetlerine katılabildiği duruma tam istihdam denir.
Özellikle gelişmiş ülkelerde bu durumu görürüz. Tam istihdam, bu ülkeler için doğal bir sonuçtur. İşsizlik sorunu çeken ülkeler ise çeşitli ekonomi politikalarıyla en kısa zamanda tam istihdam durumuna ulaşmayı hedefler.
Bir ekonomide çalışma çağındaki tüm nüfusun iş bulup çalışması hiçbir zaman mümkün değildir. Bu yüzden iş gücünün yüzde 94-97 oranında iş bulabildiği durum tam istihdam kabul edilir. Yüzde 3 ile 6 oranındaki işsizlik doğal işsizlik olarak kabul edilir. Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 3, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 6’dır.
İnsanların ihtiyaçları sonsuzdur. Üretilecek mal ve hizmetleri alma istekleri de süreklidir. Ancak her istek talep değildir. İsteklerin talebe dönüşebilmesi için satın alma gücü faktörünün devreye girmesi lazım.
Toplumda refah düzeyinin yükselmesiyle paralel şekilde gelir seviyesi de artar. Bu da kişilerin satın alma gücüne yansır. Satın alma gücü artan insanların istekleri talebe dönüşür. Bunun sonucunda da daha çok mal ve hizmet satılır ve eldeki stoklar da yavaş yavaş erir.
Artan talebe yetişmek isteyen şirketler, üretim hacmini genişletebilmek için işsiz ve boşta olan insanları istihdam etmeye başlar. Bu durum da ekonomiyi tam istihdam dengesine doğru adım adım yaklaştırır.
İktisatçılar arasında tam istihdamla ilgili farklı yaklaşımlar vardır. Tam istihdam görüşünü savunan yaklaşım klasik iktisattır.
Bu iktisatçılara göre devletin ekonomiye müdahalede bulunmasına gerek yoktur. Ekonomide tam rekabet şartları, fiyat ve ücretlerin tam esnekliği sağlandığında tüm ekonomik faaliyetler, toplumun refahını en üst seviyede tutacak şekilde otomatik olarak çözümlenecektir. Klasik iktisatçılar bu şekilde tam istihdamın da otomatik olarak kendiliğinden sağlanacağını savunur.
J.M. Keynes, ekonominin kendi haline bırakılması durumunda tam istihdamın otomatik olarak sağlanamayacağını, tam tersine ekonomide efektif talep eksikliğinden kaynaklı gayrı iradi işsizlik ortaya çıkacağını savunur.
Keynes, buhran ve işsizlik dönemlerinde devlet müdahalesi gerektiğini belirtir. Böylece uygulanacak maliye ve para politikalarıyla efektif talep yükseltilerek istihdam ve gelir seviyesi artırılır. Bunun sonucunda da tam istihdama ulaşılır.