Tamamen Tıkalı Atardamar İçin Yeni Umut

Atardamardaki darlık ve tıkanıklıklarının anjiyografi ile tedavisinde Türkiye'nin en büyük merkezlerinden birisi olan Başkent...

Atardamardaki darlık ve tıkanıklıklarının anjiyografi ile tedavisinde Türkiye'nin en büyük merkezlerinden birisi olan Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Girişimsel Radyoloji Bölümü, Avrupa ve Amerika’da kullanımı başlayan yeni bir tedavi yönteminin ilk uygulamasını yaptı.

Uygulamaya, İsviçre'den gelen uzman eğitmenlerin yanı sıra İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere ülkenin en büyük üniversite ve eğitim hastanelerinden çok sayıda akademisyen ve uzman Girişimsel Radyolog katıldı. İki gün boyunca atardamar tıkanıklığı olan hastalarda aterektomi (tam tıkalı damarı açma) cihazı başarıyla kullanıldı. Ülkenin dört bir yanında gelen Girişimsel Radyoloji uzmanları yeni yöntemi tartıştı.

Reklam
Reklam

Başkent Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü sorumlusu Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, konuya ilişkin açıklamasında, yeni bir teknoloji ile yapılan tedavi yönteminin özellikle anjiyografi ile bacak damarı açılamayan ve ameliyat şansı da olmayan hasta grubunda yararlı olacağını belirtti. Prof. Dr. Oğuzkurt, bu yeni yöntemin, şu anda sadece bacakları besleyen ana damarlarda kullanıldığı ancak, uzun dönemde vücuttaki pek çok atardamar tıkanıklığında kullanılmasının mümkün olabileceğini bildirdi.

Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşam süresinin uzamasıyla atardamar hastalıklarının daha sık görüldüğünü, bu nedenle bu hastalığın tedavisinin büyük önem taşıdığını anlattı.

Bacak damarında daralma ya da tıkanmaların insanların yürümesini engelleyerek yaşam kalitesini bozduğunu ifade eden Oğuzkurt, ileri evrelerde ayakta yaraları ve kangrene yol açarak bacağın kaybedilmesine neden olabildiği gibi kişinin hayatını tehdit ettiğini belirtti.

Oğuzkurt, yaşam süresinin uzamasının diyabeti (şeker hastalığı) tetiklediğini, bu hastalarda uzun dönemde ileri evre atardamar tıkanmalarının daha sık görüldüğünü belirterek, hem hasta yaşam kalitesinin artırılması hem de ayak yara ve kangrenine bağlı bacak kesilmesinin önlenmesi için damar açma konusunda yeni yöntemlere ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Prof. Dr. Oğuzkurt, "Diyabet hastalarında çıkan ayak yaralarının yarısından atardamar tıkanması sorumludur ve damarları açmadan yaraları iyileştirmek zor ve çok zaman alır. Damarın açılması ise yaraların hızla iyileşmesini sağlıyor. Hastanemizde damar daralmasına göre tedavisi biraz daha zor olan tam tıkanmaların çoğunluğu şu anki teknolojilerle açılabiliyor. Ancak var olan teknolojiyle damarı açılamayan bir grup hasta var. Bu yeni teknoloji damarı açılmayan bu hasta grubunda başarının artmasını sağlayacaktır" dedi.

Reklam
Reklam

50 YAŞINDAN SONRA GÖRÜLÜYOR

Damar sertliği ya da damar kireçlenmesine bağlı atardamar darlık ve tıkanmalarının genellikle 50 yaşından sonra görülemeye başladığını ve yaş ilerledikçe görülme sıklığının arttığını vurgulayan Prof. Dr. Oğuzkurt, şunları söyledi:

"Öyle ki 70 yaş üstünde her 5-6 kişiden birinde bacak atardamarlarında darlık ya da tıkanma gelişir. Damar darlık ve tıkanmaları çok az yakıma oluşturuyorsa ilaç tedavisi yeterli olabilir. Ancak, damar tıkanması hastanın yaşam kalitesini bozuyorsa genellikle anjiyografi ile açılması gerekir. Bazı tıkanmalar anjiyografi ile açılamaz ve ameliyat ile tedavi edilir."

Bacak damarında darlık ya da tıkanmalar çok erken evrelerinde hiç yakınma oluşturmayabildiğine dikkati çeken Prof. DR. Oğuzkurt, şunları kaydetti:

"Bazı kişilerde ise yürümekle bacak bölgesinde, özellikle baldır kaslarında ağrı oluşturarak kendini belli eder. Yürüme ağrısı oldukça tipiktir. Yürümekle baldır kaslarında oluşan ağrı 2-3 dakika dinlendikten sonra geçer ancak yürümeye devam edince aynı mesafede tekrar oluşur. Seyrek olarak uyluk ve kalça kaslarında da olabilir. Bu evrede ağrı sadece yürümekle olur. Damar tıkanması belirginleştikçe yürüme ağrısı daha kısa mesafelerde ortaya çıkar. Hızlı yürümek ya da yokuş yukarı yürümek gibi bacak kaslarının daha fazla kan akımına ihtiyaç duyduğu durumlar bacak ağrısının çok daha erken ağrı yapar. Hastalık daha da ilerlerse ikinci ve tehlikeli safhaya geçer. Bu durumda yürümekle değil dinlenme halinde bile bacaklara yeterli kan akımı sağlanamaz ve kan akımın en uç noktası olan ayak ve parmaklarda ağrı oluşur."

Reklam
Reklam

Parmakların beslenmesi bozulduğunda tırnak kesmek ya da ayakkabıların parmakları sıkması gibi basit travmaların bile parmak ya da topuklarda yara açılmasına yol açabildiğini vurgulayan Prof. Dr Oğuzkurt, "Son safha ise ayakta kangren gelişmesidir. Son durum parmakların, ayağın ve hatta bacağın kaybedilmesine yol açabilir. Şeker hastalarında diz altındaki atardamarların çok etkilenmesine bağlı olarak bu durum çok daha sık ortaya çıkar. Diyabet hastalarında görülen ayak yarası bu hasta grubunda ayak ya da bacağın kaybedilmesinin en sık sebebidir.'"

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: