Tamamında görülmüyor, nadir olarak nitelendiriliyor! Korkulan deprem için gerekli süreyi açıkladı

Depremle çok acı hafızalara sahip Türkiye'de olumsuz sonuçlardan kaçınılması için önceden çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda yer alan çalışmalardan biri de Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda süren "yüzey akması"nın nedenlerine yönelik araştırma. Farklı üniversitelerden uzmanların katıldığı çalışmalarda hassas ölçüm cihazları kullanılıyor. Deprem ve fay hattıyla ilgili bilgi paylaşan Prof. Dr. Çakır, fay hattında 7 üzerinde bir depremin gerçekleşmesi için geçmesi gereken süreyi de açıkladı.

Bilim insanları Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın tamamında gözlenmeyen, "nadir" olarak nitelendirilen bir olay olan "yüzey akması"nın gizemini çözmek için kolları sıvadı. Fay hattının İsmetpaşa segmentinde bu yönden çalışma yürütülüyor. Fay hattında deprem tehlikesi olan tek yerine Marmara olduğunu belirten İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır, "Depremlerden sonra dengeye oturma çalışması, yer kabuğunda hareketlere neden oluyor. Bunları hassas ölçüm yapan cihazlarla ölçebiliyoruz. Buradan gelen sinyaller toplanıyor ve santimetrenin altında hassasiyetle, bulunduğu noktanın kayıp kaymadığını, kayıyorsa ne tarafa, ne miktarda kaydığını ölçebiliyoruz" sözleriyle çalışmalarının içeriğine ilişkin ayrıntılar paylaştı.

Reklam
Reklam

6 KİŞİLİK EKİP OLUŞTURULDU

Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın İsmetpaşa segmentinde Bolu'nun Gerede ile Çankırı'nın Kurşunlu ilçeleri arasındaki yaklaşık 60 kilometrelik bölüm, İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır, Yıldız Teknik Üniversitesi araştırma görevlisi Alpay Özdemir, Çankırı Karatekin Üniversitesi öğretim görevlisi Recep Tayyib İrgüren ile Almanya ve Fransa'dan gelen bilim insanlarının katılımıyla 6 kişilik ekip tarafından inceleniyor.

"1943-1944 DEPREMİNİN ETKİSİ HALEN SÜRÜYOR"

Prof. Dr. Çakır, AA muhabirine, İsmetpaşa segmentinin 1943-1944 yıllarında 7'nin üzerinde büyüklüğe sahip iki depremle kırıldığını söyledi.

Depremlerde milyarlarca tonluk kayaların yerinden oynadığını, bir nevi yerin dengesinin bozulduğunu belirten Çakır, "Bunun dengelenmesi için zaman geçmesi gerekiyor. Depremlerden sonra dengeye oturma çalışması, yer kabuğunda hareketlere neden oluyor. Bunları hassas ölçüm yapan cihazlarla ölçebiliyoruz. Buradan gelen sinyaller toplanıyor ve santimetrenin altında hassasiyetle, bulunduğu noktanın kayıp kaymadığını, kayıyorsa ne tarafa, ne miktarda kaydığını ölçebiliyoruz. 20'ye yakın istasyonun ölçümlerine baktığımızda da gerçekten 1943-1944 depreminin etkisinin halen sürdüğünü, kaymaya devam ettiğini görüyoruz." dedi.

Reklam
Reklam

"7 ÜZERİNDE DEPREM ÜRETMESİ İÇİN 300 YIL GEREKİYOR"

Bölgede yaşanan kaymanın hissedilebilir düzeyde olmadığını dile getiren Çakır, "Projede fayın bu bölümünde Fransız ve Alman araştırma kurumlarıyla çalışıyoruz. Elde edilen sonuçları birlikte değerlendiriyoruz, analiz ediyoruz ve fayın davranışını daha iyi anlamaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Depremin bir anda olup bitmediğini, öncesinde yüklenme, enerji birikimi bulunduğunu vurgulayan Çakır, şöyle devam etti:

"Deprem anında bunun boşaltılması var ama tamamı değil, bir kısmı. Deprem sonrasında da devam ediyor, dengeleme hareketi var. Bu bir döngü, sonra tekrar yüklemeye giriyor, deprem oluşuyor, deprem sonrası dengeleme ve tekrar. Bu döngü Kuzey Anadolu Fayı'nın bu kesiminde yaklaşık 250-300 yıl sürüyor. Yani 300 yılda bir büyük deprem oluyor. Yani 300 yıl geçmesi gerekiyor bu fayın 7'nin üzerinde bir deprem üretmesi için. Bu kaymanın etrafa verdiği ufak da olsa bir gerilme var. Onu hesap ediyoruz. Nasıl başlıyor, ne hızla devam ediyor, ne kadar sürüyor, bunlar henüz çok bilinen şeyler değil. Bunlar çok yakın zamana kadar ölçülmüş, gözlemlenmiş şeyler değildi. Dolayısıyla tam olarak anlamıyoruz, ne tetikliyor? Çünkü birden başlıyor, kaymaya devam ediyor, yırtılma gibi gidiyor ve duruyor. Bunu ne tetikliyor, mevsimsel etki var mı, hangi hızda oluyor, ne kadar derinliğe gidiyor? Dolayısıyla bilinmeyen birçok şey var. Bunu anlamaya çalışıyoruz."

Reklam
Reklam

"YÜZEY AKMASI" FAY HATTININ TAMAMINDA GÖZLENMEYEN NADİR OLAYLARDAN BİRİ

Çakır, incelenen bölgenin Kuzey Anadolu Fayı'nın özel bir kısmı olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın tamamında gözlenmeyen nadir olaylardan biri burada cereyan ediyor. Buna 'yüzey akması' diyoruz. Fay normalde yapışıktır, 300 sene üzerine birikir ve kırılır ama fayın bu kısmı halen yüzeyde kaymaya devam ediyor. 1939-1942 depremi var, bunlarda böyle bir şey söz konusu değil. Dengeleme filan bitmiş, fay kitlenmiş ama burada halen kayıyor, yılda 2 santime yakın neredeyse kayıyor. Bunun nasıl meydana geldiğini, sürekli mi dönem dönem mi kaydığını anlamak için bu ölçümleri yapıyoruz. Aslında buna 'yavaş hareket' diyoruz. Anlamaya çalıştığımız, büyük depremlerden önce böyle bu şekilde benzer bir yavaş hareket oluyor. Aniden kırılmıyor, öncesinde hazırlık safhası oluyor, bu hazırlık safhasında da deprem üretmeksizin bir kayma meydana geliyor ve ondan sonra birden kırılıyor. Buradaki yavaş kayma hareketini anlarsak depremden önceki oluşan kaymayı da anlayabiliriz."

Reklam
Reklam

"KUZEY ANADOLU FAY HATTI'NDA DEPREM TEHLİKESİNİN OLDUĞU TEK YER MARMARA DİYEBİLİRİZ"

İncelenen bölgede büyük bir deprem tehlikesi bulunmadığını vurgulayan Çakır, şunları kaydetti:

"Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca deprem tehlikesinin olduğu tek yer Marmara diyebiliriz. Marmara Denizi'nde herkesin bildiği gibi bir deprem bekliyoruz. Tarihsel depremlere bakıyoruz. 1939'da başlıyor Erzincan'da kırılmaya, 1942, 1943, 1944, 1957, 1967, 1999 depremleri geliyor Marmara'ya kadar. Ortada kırılmayan bir kesim var, oradan biliyoruz. Uzun zamandır deprem olmayan bir yer. İki tarafı kırılmış, orası da kırılacak. En son 1700'lü yıllarda kırıldığı düşünülüyor, dolayısıyla orada 250 seneyi geçmiş durumda. O yüzden, 'Marmara Denizi'nde deprem olacak, risk var.' diyoruz. Yoksa birtakım ölçümler, gözlemler, hesap yapıp 'Burada deprem olacak.' demiyoruz. Onu kimse söyleyemiyor zaten. Depremleri önceden kestirmek söz konusu değil. Fay üzerindeki depremler, yakındaki depremler, fayın ne kadar hızlı kaydığı gibi ölçümlerden sonra deprem olasılığı veriliyor."

Reklam
Reklam

(AA)

Anahtar Kelimeler: