Prof. Dr. Oğuz yaptığı açıklamada, "Nüfus yaşlandıkça kalp - damar hastalıklarının gittikçe artan ekonomik ve sosyal yükünün önlenebilmesi için tedavi etmenin yanı sıra korumaya yönelik girişimlerde geçerlidir. Ancak sigaranın bırakılması, egzersiz yapılması ve diyet hayat biçimi değişikliğinden beklenen olumlu etkilerin bu hastalarda görülmesini belirli bir süre geçmesini gerektirdiğinden zordur. Bu nedenle etkili ilaçlarla gerçekleştirilecek tedavi girişimleri gün geçtikçe daha fazla önem kazanacaktır" dedi.
Özellikle 40'lı yaşlardan sonra kendisini daha etkili bir şekilde gösteren tansiyon kontrol altında tutulmadığında zamanla birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini belirten Oğuz, "Bunların başında kalp, şeker, böbrek, göz geliyor. Bir anda yüksek tansiyon nedeniyle felç bile gelebilir. Bunun için koruyucu tedavi şart" ifadesini kullandı.
Oğuz, bu konuda 5 yıllık bir çalışma yapan bilimadamaları kandesertan sileksetil etken maddeli ilacın kullanılmasıyla felç geçirme riskinin yüzde 28 oranında azaltılabileceğini saptandığını bildirdi. Yüksek tansiyonun felç geçirenler arasında yüzde 26 - 49 arasında sorumlu olarak tahmin edildiğini belirten Oğuz, 15 ülkeden 4 bin 937 kişinin katılımıyla gerçekleşen Scope araştırmasının tansiyonun kontrolü sayesinde felç riskinin indirmesinin yanı sıra diyabet gelişim riskini düşürdüğünü ayrıca beyin fonksiyonlarını da koruduğunu açıkladı.