Tapusuz yaylaları için her yıl ceza ödeyen vatandaşlar, yayla kanununu bekliyor

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte sıcak bölgelerde yaşayanların en büyük sığınağı yayla evleri oluyor. Özellikle Akdeniz...

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte sıcak bölgelerde yaşayanların en büyük sığınağı yayla evleri oluyor. Özellikle Akdeniz bölgesinde halkın büyük çoğunluğu, yılın 3 ayını yüksek kesimlerde, nemden uzak ve serin yaylalarda geçiriyor. Ancak Osmaniye'deki yaylacıların önemli bir sorunu var. Oturdukları yayla evlerinin büyük çoğunluğu zamanında orman arazisine yapıldığı için tapusuz yani kaçak durumda. Bu sebeple her yıl tutulan tutanaklar ile önemli miktarlarda para cezası ödüyorlar. Bu sorunun çözüme kavuşturulmasını isteyen yaylacılar, Orman Bakanlığı'nın atacağı adımı umutla bekliyor.
Yaz sıcaklarının başlamasının ardından Osmaniye'de yaşayanların en fazla tercih ettiği yerlerden birisi Zorkun Yaylası. Yazın yaklaşık 100 bin nüfusa ulaşan Zorkun Yaylası, Osmaniye'ye 26 kilometre mesafede. Her yaz geldiğinde Zorkun'a çıkan yaylacıların en büyük problemi her yıl kesilen para cezaları. Bu sene de evlerinin kaçak olduğu gerekçesiyle tutanak tutulan bazı sakinler, artık yayla kanununun çıkarılmasını istiyor. Yaylada evi bulunan eczacı İbrahim Öztürk de ceza kesilen yayla sakinlerinden birisi.
Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş sınırları içerisinde 120’nin üzerinde yayla bulunduğunu belirten İbrahim Öztürk, seçim öncesinde verilen sözlerin yerine getirilmesini bekliyor. 20 yıldır yazları Zorkun Yaylası'na çıktığını ifade eden eczacı Öztürk, yaylacılara kesilen para cezalarının tutarsızlığından yakınıyor: " Birçok yaylacı hakkında tutulan tutanaklar çerçevesinde mahkemelik olmuştur. Yüklü miktarda ceza ödemiş çok sayıda yayla sakini bulunmaktadır. Cezalar konusunda da bir dengesizlik göze çarpmaktadır. Kimi yaylacı, 2 bin 500 lira para cezasına maruz kalırken kimisi 16 bin lirayı aşan para cezalarıyla karşı karşıya kalıyor. Bana da bin 200 liraceza kesildi."
Yaylacıların ağaçlara ve ormana zarar vermediğini, aksine koruduğunu dile getiren Öztürk, kanunların ormandaki ağaçlar için değil insanların refah içinde yaşaması için çıkarıldığını savunuyor. Öztürk “ Yasalar milletin rahat etmesi ve huzurlu bir yaşam sürmesi için çıkartılır. Eğer ormanı, ağacı korumak için yasa çıkarıyor, insanları ikinci plana itiyorsanız bu kanunun topluma vereceği bir şey yoktur." ifadelerini kullandı. Yaylada yaşayan insanların mağduriyetine bir son verilmesini gerektiğini kaydeden İbrahim Öztürk, "Yaylacılara kesilen bu cezalar artık son bulmalı ve bir çözüm yolu bulunmalıdır. Yetkililer insanların yaylalara gitmesini istemiyorsa neden buralar için yol yapıyor, elektrik veriyor, hizmet götürüyor. O zaman elektriği suyu kessinler. Devletimiz artık bu ızdıraba bir dur demelidir. Bu evleri bize kiraya mı verecek, satacak mı? Buna karar verilmelidir. ” dedi.
12 Haziran 2011 seçimlerinden önce Osmaniye’yi ziyaret eden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun yayla sorununun çözümü konusunda sözlerini hatırlatan Öztürk “Bakan Eroğlu, kanuni düzenlemenin gerektiğini söylemiş, bunun için de Orman Genel Müdürü ve bölge müdürüne talimat verdiğini belirtmişti. Bir an önce yerine getirilmesini bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"GEÇEN YIL 2 BİN 500 LİRA ÖDEDİM, BU SENE 16 BİN LİRA CEZA YAZDILAR"
Zorkun Olukbaşı Yaylası'ndan Döndü Hanım ise astım, tansiyon ve şeker hastalığı olduğunu bu sebeple sıcaklara dayanamadığı için yaylada kaldığını anlatıyor. Yayladaki evlerin hemen hepsinin aynı durumda olduğunu hatırlatan Döndü Hanım, evlerinin yüzde 90’ının hukuken aynı statüde olmasına rağmen sadece belli bir kesime tutanak tutularak ceza kesildiğini vurguluyor. Döndü Hanım, "Geçen yıl tutanak tutuldu ve 2 bin 500 lira ceza ödedim. Bu yıl da tutuldu ve mahkemeye çıktım. 16 bin lira ceza yazıldı, dosyayı temyize gönderdik. Her yıl tutanak tutulup ceza mı ödeyeceğim? Yetkililere şunu sormak istiyorum. Yaylalardaki evlerin tamamına yakını aynı konumda iken bunlardan bir kısmına tutanak tutulup ceza kesilmesiyle mi bu problem çözülecek? Adalet bunun neresinde? o zaman aynı durumda olan tüm evlere bu işlem yapılsın. Biz de o zaman şeriatın kestiği parmak acımaz diyelim. Bu tür adaletsiz uygulamalar insanları devletten soğutuyor. " diye konuştu.
Mahmut Zeren isimli bir yayla sakini de 10 bin lira değerindeki barak görünümündeki yayla evine 16 bin lira ceza yazıldığını söylüyor. Zeren, aynı bölgede 50-60 bin lira değerindeki lüks bir yayla evine ise sadece 800 lira ceza kesildiğini belirtiyor. Bazı evlere hiç tutanak tutulmadığını, ceza kesilmediğini ifade eden Zeren, bunun adaletli olmadığını bu tür uygulamaların kendilerini üzdüğünü ve düzeltilmesini beklediklerini söyledi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz