KOPENHAG (İHA) - AB Dönem Başkanı ve Danimarka Başbakanı Anders Fogg Rasmussen, Türkiye'nin kriterleri yerine getirdiği zaman katılım müzakereleri için bir tarih alacağını, bunun da uygulamalara bağlı olduğunu söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 12 Aralık'ta Türkiye'ye bir tarih verilmesinin medeniyetlerin uzlaşma tarihi olacağının altını çizdi.
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesine destek turunda AB Dönem Başkanı ve Danimarka Başbakanı Anders Fogg Rasmussen ile bir araya geldi. Başbakanlık Binası'nda gerçekleşen görüşme sonrası ortak bir basın toplantısı düzenleyen ikili, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Danimarka Başbakanı Rasmussen, "Türkiye'ye tarih verilirse, acaba müzakerelerin tamamlanması için gerekli süre nedir?" şeklindeki bir soruya, "Bu gerçekten yanıtlaması zor bir soru. Bu sürecin uzunluğu reform sürecindeki ilerlemeye bağlı. Katılım müzakerelerinin başlaması için aday ülkenin siyasi kriterlerini tamamlaması gerekir. Bunlar tamamlandıktan sonra müzakerelere başlanabilir. Müzakereleri Kopenhag Zirvesi ile tamamlanacak 10 ülke, bunlar 4-5 yıl kadar müzakereleri sürdürdü. Çok kapsamlı bir çalışma bu. Herhangi bir değerlendirme yapmak çok zor" yanıtını verdi.
"Türk hükümetindeki kararlılığı gördüğünüzü söylediniz. Bir de mektup aldığınızı söylediniz. Bütün bu taahhüde rağmen siz bunu Kopenhag'da tarih almasında yeterli görmüyorsunuz. Erdoğan'ın söylediği çifte standart hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Rasmussen, "Türk hükümetinin kararlılığını kesinlikle görüyorum ve takdir ediyorum. Tabi ki bir uygulamayı görmemiz lazım. Daha önceki konuşmamda söylediğim gibi reformların kağıt üzerinde değil, hayata geçtiğini görmemiz lazım. Türkiye kriterleri yerine getirdiği zaman katılım müzakereleri için bir tarih alacaktır" şeklinde yanıt verdi.
"Zirvede bir tarih verilmezse Türkiye'nin AB beklentileri zarara uğrar mı?" yönündeki bir soruya karşılık veren AK Parti Lideri Erdoğan, "Bu reformların devamlığındaki kararlılığımız AB ile ilgili olmayacaktır. AB bizi alsa da almasa da biz bunları hayata geçireceğiz. Bizim uygulamalarımız başladı ve devam da edecek. AB neyi götürür neticesine gelirse, bunu o günkü durum belli olsun ondan sonraki kurum ve kuruluşlar değerlendirmesini yapacak ve bizler yol haritamızı belirleyip, ona göre yürüyüşümüzü devam ettireceğiz" dedi.
Erdoğan, "Çifte standardı vurguladınız. Arkadaşlarınızla değerlendirme yaptığınızda neden Türkiye'ye çifte standart uygulandığı konusunda nasıl bir değerlendirme yapacaksınız?" sorusuna, "Bu konuda AB üyesi ülkelerden çıkan sesleri duyuyoruz. Bunların isimlerini vermeme gerek yok. Bunlar zaman zaman Türkiye'nin Müslüman ülke olması gibi, Türkiye'yi AB'ye almayın diyenler noktasında gördüğüm tipler var. Biz AB'yi bir dini klüp olarak görmek istemiyoruz. Onun içinde açıkça söyledim. AB'yi bir Hıristiyan klübü olarak görmek istemiyorum. Onun için 12 Aralık büyük önem arz etmektedir. Burada verilecek bir tarih, işte medeniyetler uzlaşması başlamıştır. Bunun tarihi olacaktır" şeklinde yanıt verdi.
Bir Alman gazetesinde yapmış olduğu röportajda 'Türkiye'ye tarih verilmeyeceği' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Danimarka Başbakanı Rasmussen, "Orada söylediğim, Türkiye'nin kriterleri yerine getirilmesi müzakerelerin başlaması için ön şarttır dedim. Daha öncede söylediğim gibi bunu bu gazeteye söyledim" diye konuştu.
Rasmussen, "Uygulamaya başladığında gerekli süre nedir?" yönündeki bir soruya ise "Reformların uygulaması kendisine bağlıdır. Biz şu ana kadar yapılan ilerlemeyi görüyoruz. Ağustos'ta parlamento önemli bir paket kabul etti. Hükümetin iki üyesi yine kapsamlı bir paket sundular Meclis'e. Yeni hükümetin bu kararlılığını çok büyük takdirle karşılıyoruz ve elimizden geldiğince de destekliyoruz. AB içindeki prosedür çok açık. Bir ilerleme raporu yayınlayacak. Bu da Ekim ayında oluyor. Şu ana kadar da yapıldı bunlar. Türkiye siyasi kriterleri yerine getirdiğinde katılım müzakereleri için bir tarih alacaktır. Ben bunun ne kadar süreceği konusunda bir süre veremeyeceğim. Bu uygulamaya bağlıdır" şeklinde yanıt verdi.
"Şu ana kadar izlediğimiz havaya göre, Kopenhag'da Türkiye'ye tarih verilmeyecek. AB üyelerinin başbakanları Kıbrıs konusunda ortaya çıkacak bir restleşme konusunu göze almaya hazır mı?" sorusuna Rasmussen, şu şekilde yanıt verdi:
"Her şeyden önce şu konudaki takdirimi sunmak isterim. Türkiye'deki yeni hükümet, kapsamlı bir reform paketi uygulamaya koymuştur. Açıkça bu reformları ileriye götürme kararlığına sahiptir. Bu kendi içinde bir amaçtır. Genel Başkan Erdoğan, bunu açıkça söyledi. Bu oldukça akıllı bir karar ve Türkiye için iyi. Bu reformların yapılmasının nedeni bu. İkinci olarak nihai bir konumda bir şey söylemek için çok erken. AB içindeki bütün meslektaşlarımı dinledim. Bütün bu yorumlar benim nihai değerlendirmem ona göre olacaktır. Önümüzdeki günlerde bir teklif hazırlayacağım. Bunu AB üyesindeki meslektaşlarıma sunacağım. Şunu da vurgulamak isterim ki sürekli bir reform süreci herkesin yararınadır. AB, Türkiye'deki reform sürecini destekleyecektir".