Tarih Ve Doğa Kokan Geziler

Yürüttüğü etkin çevre çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren Kuşadası merkezli Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler...

Yürüttüğü etkin çevre çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren Kuşadası merkezli Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODSD) kış gezileri yoğun ilgi görüyor.

Her iki haftada bir farklı bir güzergah izlenen tarih ve doğa gezileri kış boyunca aralıksız aralıksız sürecek. Her gezisinde tarihi mekanları ziyaret eden, çevre sorunlarını yerinde inceleyen Kuşadası EKODOSD’un son gezisi, eski Rum evleriyle ünlü tarihi Gelebeç Köyü’ne oldu. Çevre ve tarih duyarlılığı olan EKODOSD üyeleri, gezi sırasında Beşparmak Dağlarından Prine’ye, Milet’ten Karina’ya kadar pek çok tarihi ve doğal güzelliği yaşadı.

Reklam
Reklam

Dünyadaki doğal peyzajı en güzel akrepollerden biri olan Priene Akrepolüne çıkmak için Turunçlar’dan yola çıkan grup, ilk olarak Söke’ye bağlı Güllübahçe’ye geldi. Adeta bahar havasında gerçekleşen gezi, antik çağın ünlü coğrafyacısı Strabon’un M.Ö. 50’li yıllarda, “Maiandros’un denize döküldüğü yerlerden sonra, yukarı kısımlarında, Priene kentinin üstünde, yabani hayvanlarla dolu ve ağaçlarla kaplı muhteşem bir yer” dediği Mykale Dağı ile devam etti. Mykale dağının buz gibi sularından içen ve nesli tükenen Anadolu Parsının yaşam alanlarını yerinde gören grup, daha sonra Priene akrepolüne ulaştı. Priene akrepolünün surlarını geçerek yüzlerce metre yukarıdaki uçurumun kenarından muhteşem Priene manzarasını izleyen çevreciler, her mevsim kendine özgü çiçeklerin açtığı tepede mola vererek, hem bitkileri inceledi hem de Bafa Gölü’nün, Söke Ovası’nın, Beşparmak Dağları’nın, Ege Denizi’nin ve Yunan Adalarının harika manzarasını izledi.

Priene akrepolünden inerek, yolda gördükleri keçi sürülerini severek yoluna devam eden grup, zirveden aşağı inerek tarihi Gelebeç Köyüne ulaştı. Gelebeç Köyünde mermer kulesiyle dikkati çeken, 1821 yılında Gelebeç’li Rumlar tarafından aynı yerde bulunan yıkık bir kilise üzerine inşa edilmiş tarihi Aziz Nicolas Kilisesini ziyaret etti. Yıllardır restore edilmeyi bekleyen kilisenin her geçen yıl daha kötü duruma geldiğini açıklayan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Gördüğümüz durum bizi çok üzdü. Priene’nin yanı başında bir turizm beldesi konumundaki Güllübahçe için çok önemli olan bu kilisenin restore edilmesi halinde, bölge insanlarına çok şeyler kazandırabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Reklam
Reklam

Gezinin son durağı ise antik Milet kenti ve ünlü Milet müzesi oldu. Müzede bulunan İon eserlerini gezen çevrecilerin dikkatini çeken Maindros heykeli ile ilgili gruba bilgi veren Bahattin Sürücü, “Antik çağların nehir tanrısı Maindros; Milet halkının tarlalarını bataklık, limanlarını ova haline getiren, hayvanlarının boğulmalarına neden olan nehir tanrısıdır. Milet halkı bu tanrıya karşı ayaklanarak dava açmıştı. Davaya bakan yargıç suçlamayı yerinde bularak, Tanrı Maindros’u Milet’lilere tazminat ödemeye mahkum etti. Cezayı da Nehir Tanrısı yerine tapınakta bulunan rahipler ödemişti” diyerek, Maindros’un, yani günümüzün Büyük Menderes’inin çağlar boyu getirdiği millerle havzayı doldurmaya devam ederek, Myus’un, Priene’nin, Milet’in ve Lade Adası’nın bugün karada kalmasına neden olduğunu ve bu doldurma işini halen sürdürdüğünü anlattı.

Milet müzesi ziyaretinin ardından etkinliğimizin sonunda, milli parkın en güzel yerlerinden biri olan, deniz kıyısındaki salaş restoranıyla ünlü Karina’ya gelen grup, burada yediği akşam yemeğinin ardından Kuşadası’na döndü.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: