"Tarih vermezse kıyamet kopmaz"

İSTANBUL (İHA) - Türkiye'ye AB yolunu açacak tarihi zirve öncesinde bir mesaj yayınlayan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, "MÜSİAD'ın da içinde bulunduğu iş dünyası AB yolunda 'sonuna kadar' mücadeleden yanadır, ancak AB Türkiye'ye tarih vermezse kıyamet kopmaz. Türkiye'nin Kopenhag kriterleri kapsamında yaptığı düzenlemeler Türk toplumunun kendi geleceği içindir" dedi.

AB'de "tarih" konusunda görüşlerini açıklayan Bayramoğlu, Avrupa Birliği ülkelerinin 12 Aralık tarihi yaklaştıkça dürüstlük ve samimiyet zaafı göstermelerinin arttığını belirtti. MÜSİAD Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, "40 yıl önce müracat eden Türkiye bekleme odasında tutulurken 5-10 yıl önce müracaat eden ülkelerin önünün açılması yanlıştır, samimiyetsizliktir. Toplumun ekseriyetinin AB'ye girmeye kararlı olduğu bir ortamda zemini kaybetmeyi göze almak demektir. Türkiye'nin AB üyeliğinden her iki taraf hatta bütün medeniyetler kazançlı çıkacaktır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"AB FIRSATI KAÇIRMAMALI" Türkiye'nin üyeliğinin AB için de yeni stratejik fırsatlar anlamına geldiğini belirten Bayramoğlu, "AB küçük hesaplarla büyük fırsatı kaçırmamalıdır. AB, kriterlerin kağıt üzerinde değil, gerçek hayatta da yerine getirilmesi için Türkiye'ye destek vermeli, samimiyetini gösterip makul bir tarih vermelidir. Türkiye'siz AB, bir anlamda bu bölgeden dışlanmış olacak. Avrupa'nın en genç ve dinamik pazarını kaybedeceği gibi kültürel zenginlikten de yoksun kalacaktır" dedi.

"AÇIKLAMALAR TALİHSİZ"
AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in "Türkiye'ye Kopenhag'da tarih yok" ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in "Türkiye'nin 2013'ten önce AB üyesi olamayacağı" şeklindeki açıklamalarının ve Türkiye'nin AB'de yerinin ne olacağı tartışmalarının AB'nin samiyetsizliğini ortaya çıkardığını belirten Bayramoğlu, "Lüksemburg ve Helsinki zirvelerinde 12 aday ülkeye siyasi kriterler tam yerine getirilmeden müzakere tarihi verildi. AB serüveni 40 yılı aşan Türkiye'nin AB'deki yerinin ne olacağı şimdi mi akıllarına gelmiş. Bizden çok daha kötü şartlarda olan ülkeleri nasıl hazmedeceklerini düşünmeden Türkiye'nin nasıl hazmedileceğini sormak makul bir yaklaşım değildir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"ERDOĞAN'IN TAVRINI DESTEKLİYORUZ" Bayramoğlu, 3 Kasım seçimleri akabinde büyük bir kararlılık ve efor sergileyerek AB ülkelerini teker teker dolaşan sayın Erdoğan'ın AB yetiklilerince ifade edilen bazı olumsuz açıklamalar sonucunda göstermiş olduğu tepkiyi desteklediklerini kaydetti. Bayramoğlu şunları söyledi:

"AB-Türkiye ilişkilerinin tek taraflı platonik aşk olarak algılanması yaklaşımının dışına çıkılarak AB'nin yükümlülüklerini hatırlatması açısından anlamlıdır. Ayrıca Cumhurbaşkanımız sayın Sezer'in Kopenhag'a gitmeme kararının hissi bir tavra değil de, tarih verilmeyeceği konusunda somut bir bilgiye dayanıp dayanmadığını merak ediyoruz."

"KENDİ GELECEĞİMİZ İÇİN İSTİYORUZ"
Şimdiki hükümetin, daha önce başlatılan AB Uyum Yasaları'nın çıkarılması konusundaki kararlılığı sürdürerek yeni reformları TBMM'ye sevk ettiğini ifade eden Bayramoğlu, "Bu reformların Türk halkının özgürlük ve refahı için yapıldığında samimi isek AB'nin tarih vermemesi halinde bunun dünyanın sonu anlamına gelmeyeceğini bilmemiz gerek. AB yolunda 'sonuna kadar' mücadeleden yanayız ancak AB Türkiye'ye tarih vermezse kıyamet kopmaz. Türkiye'nin Kopenhag kriterleri kapsamında yaptığı düzenlemeler Türk toplumunun kendi geleceği içindir. 12 Aralık'ta olumsuz bir karar çıksa dahi hükümet, Maastrich ve Kopenhag kriterleri doğrultusunda ekonomik, sosyal ve siyasal reformlara devam etmeli, yolsuzluk, yoksulluk ve yasakların kaldırılması konusundaki iradesini sürdürmelidir" dedi.

Reklam
Reklam

"TARİH 2003 SONUNU AŞMAMALI" Bayramoğlu, "Müzakerelerin başlaması, tamamlanması anlamına gelmez. Türkiye'de kimse Kopenhag Kriterleri tamamlanmadan hemen yarın AB'ye üye olacağımızı beklemesin" diye konuştu. Türkiye'nin 12 Aralık'ta özel statü değil tam üyelik tarihi beklediğini söyleyen Bayramoğlu, "Türkiye'nin AB'ye alınmak yerine oyalanmakta olduğunu defalarca duyurduk. Türk halkı ve işletmeleri artık bekleme odasında kalmak istemiyor. En geç 2003 sonu müzakerelerin başlama tarihi olmalıdır" ifadelerini kullandı.