EDİRNE (AA) - Tarihçi - yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı,"Osmanlı tarih yazıcılığına musallat olan bazı ön yargılarını değiştirmek zorundasınız." dedi.
Ortaylı, Edirne Valiliğince düzenlenen Edirneli Fatih Sultan Mehmed Han'ın 586'ncı Doğum Yılı etkinlikleri kapsamında Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen, "Fatih ve Edirne" konferansında Fatih Sultan Mehmet'in Osmanlı sultanları içerisinde en öne çıkanı olduğunu söyledi.
Sultan II. Mehmed'in gıdasına dikkat etmediği için gut hastalığıyla mücadele ettiğini anlatan Ortaylı, "Deniz ürünlerine düşkündür. Topkapı Sarayı'nın menüsü ve tetkik edilmeye muhtaç yemek ve erzak alınma listelerinde bu devirde deniz ürünlerinin çok yer ettiği görülmektedir." diye konuştu.
-"Kardeş katli"
Tarihteki bazı ön yargıların değişmesi gerektiğinin altını çizen Ortaylı, şöyle konuştu:
"Osmanlı tarih yazıcılığına musallat olan bazı ön yargıları değiştirmek zorundasınız. Kardeş katli hükümdarların keyfine ve karakterine bağlı bir olay değildir. Yapılması gereken bir müesesedir. Osmanlı hükümdarının kardeşi sizin kardeşiniz değildir. Kardeşinizle miras kavgasına tutuşmanız ayıp olabilir, kardeşinizi haksız yere dövmeniz gaddarlık olabilir ama Osmanlı hükümdarının kardeş sevgisi ve toleransının sınırlı olması gerekir.
Çünkü memleketin veraset kurumları ve iktidar anlayışı bugünkü gibi oturmamıştır. Hatta Cengizhan'ın bile veraset anlayışında bizimkine göre çok yumuşak olduğu görülmektedir ama bu Osmanlı için mümkün olmayan bir şeydir."
-"Millet kendini sıkan adamı sevmez"
Fatih'in döneminde bizim sevdiğimiz kadar çok sevilen bir hükümdar olmadığını anlatan Ortaylı, "Millet kendisini sıkan adamdan pek haz etmez. Tarih yazımı onu ileride methedecek diye sürgüne yollanan Karaman köylülerini, Trakya'da Balkanlar'da sıkıntı çeken reayanın onu içten alkışlaması hiç şart değildir. İlme düşkündür, hakkında yerel ulema dedikodu çıkarmıştır. Padişah hurufilere düşkündür' diye. Bu yüzden bir devşirme olan Hristiyan bir ruhani aleminden gelen Mahmut Paşa onları toplayıp yaktırdığı için herkesin sevgilisi olmuştur. Yaptığı iş pek İslam'a uymuyor adam yaktırıyor tam engizisyon metodu fakat hurufileri yok etmiştir." diye konuştu.
-"Edirne Sarayı, Topkapı'nın annesidir
Osmanlı saraylarını iyi anlamak gerektiğine vurgu yapan Ortaylı, şöyle devam etti:
"Yaptırdığı camilere bakın son derece mütevazı, güzel, kubbeli eserlerdir. Fatih'in sarayı ortadadır. Bugünkü Topkapı'nın yarısı. Harem kısmı yok. Kanuni devrinde de yoktu. Hürrem Sultan zorladı diye oraya Sinan tarafından ilave edildi simetriği bozacak şekilde. Topkapı Sarayı'nda dünyanın en güzel çinileri, en güzel doğrama eserleri, en zengin kumaş koleksiyonuyla ve Osmanlı mutfağını zirveye ulaştıran büyük mutfaklarıyla ortada. Ama bu saray bizim bileceğimiz saraylardan değil 19. asrın devleti bu sarayda yaşayamazdı. Çünkü çok dardı.
Osmanlı Sarayı demek sadece ve sadece devletin temsili demektir. Osmanlı Sarayı herhangi bir önemli kışladan daha ucuza mal olan bir yapıdır. Zamanla sanatların ve atölyelerin gelişmesiyle göze batan bir yerdir. Bugünkü Edirne Sarayı, Topkapı'nın annesidir. Yangın geçirmese zaten onun da ne olduğunu görecektiniz. Osmanlı Sarayı fonksiyonel bir yerdir ve 19. asrın şaşaalı protokolü için yeni bir saray yapmak gerekti. Bütün olay da budur. 19. yüzyıl borçlarının nedeni saraylar da değildir. Kırım Savaşı'dır, Osmanlı-Rus Savaşı'dır. Çünkü muharebeler çok para götürür."
Fatih'in sanat anlayışına da değinen Ortaylı, Sultan'ın önemli bir heykel, resim ve çini koleksiyonları olduğunu söyledi.
"Dünyanın en büyük çini koleksiyonları bizde" diyen Ortaylı, "Çin'de değil bizde, 11 bin nadide parça. Kesinlikle bir çini sarayına ihtiyacımız var. Söylüyoruz anlamıyorlar, çiniye değer vermiyorlar." ifadelerini kullandı.
Fatih'i anlamadan, Osmanlı medeniyetinin anlaşılamayacağını ifade eden Edirne Valisi Günay Özdemir, Ortaylı'ya Edirnekari bir levha takdim etti.