"Tarihi, 1915'e Hapsetmemek Gerekiyor"

AYŞE YILDIZ - Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü, tarihi 1915'e hapsetmemek gerektiğini belirterek, "Biraz serin kanlı, nefret söyleminden uzak, vicdanı elden bırakmadan, her iki tarafın da konumunu anlayarak, empati yaparak hareket etmek ve en önemlisi de bütün bunlar için masaya oturmak gerekiyor. Masaya oturup, belgelerle dokümanlarla delillerle konuşmak ve müzakere etmek gerekiyor" dedi. Bir kongre için Erzurum'a gelen Hülagü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1915 olaylarına ilişkin konuyu bilenlerin konuşması gerektiğini ancak konuyu bilmeyenlerin de konuştuğunu söyledi. Hülagü, birtakım hissi açıklamaların, siyasi açıklamaların ve suçlamaların olduğunu vurgulayarak, "Serin kanlılıkla sakin bir zihinle konuyu ele alıp, konuşmak gerekiyor. Özellikle bu işin çalışanları, bu işi bilenlerin konuyu konuşması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. "Bazen nefret söylemiyle ortaya çıkıyoruz, her iki taraftan da... Bu nefret söylemini her iki tarafın bırakması gerekiyor. Bir defa yapıcı olması gerekiyor. Yani 1915'e takılıp kalmamak, tarihi 1915'e hapsetmemek, 1915'i de kendi şartları içerisinde anlamak gerekiyor" diyen Hülagü, o dönemde 1. Dünya Savaşı'nın yaşandığını anımsattı. Sadece Türkiye'nin değil, dünya ülkelerinin birleştiği, savaştığı bir ortamın olduğunu anlatan Hülagü, "Cepheler vardır ve insanlar vardır. Milyonlarca ölen insan vardır. Dolasıyla bir savaş olduğunu, bir Dünya Savaşı'nın çıktığını unutmamak ve biraz da o savaş şartları içerisinde olan olayları değerlendirmek gerekiyor. Tabii değerlendirirken de insafı elden bırakmamak icap ediyor" şeklinde konuştu. Savaşın bir yıkım olduğunun, kurunun yanında yaşı da ortadan kaldıracağını, mazlumu da ortadan kaldıracağını unutmamak gerektiğinin altını çizen Hülagü, "Yapılan her şeyin doğru olmadığını söylemek icabet ediyor ama her şeyin de yanlış olduğunu iddia etmek yanlış oluyor diye düşünüyorum" dedi. - "Müzakere, paylaşma ortamını oluşturmak gerekiyor" Prof. Dr. Hülagü, biraz serin kanlı, nefret söyleminden uzak, vicdanı elden bırakmadan, her iki tarafın da konumunu anlayarak, empati yaparak hareket etmek ve en önemlisi de bütün bunlar için masaya oturmak gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Masaya oturup, belgelerle dokümanlarla delillerle konuşmak ve müzakere etmek gerekiyor. Müzakere etmeden, bir araya gelmeden, görüşme yapmadan bu konunun çözülmesini beklemek de herhalde doğru olmazdı. Çünkü oturup derdinizi söylemeniz, hakkınızı aramanız veya suçlamaları ortaya koyacağınız delillerle reddetmeniz icap eder. Dolayısıyla müzakere, paylaşma ortamını oluşturmak gerekiyor ki bu süreçte bir yol alınabilsin. Bunun için de insaflı davranarak, her taraf için empati yaparak, şartları da unutmadan hareket ederek, bu olayın çözülmesi gerekiyor."