BURSA (İHA) - Doğru Yol Partisi(DYP) Genel Başkanı Tansu Çiller, iktidara geldiklerinde Türkiye'yi 1 yıl içinde yüzde 8 büyüteceklerini söyledi. Çiller, Tayyip Erdoğan ve Kemal Derviş'i sert bir dille eleştirirken, Mesut Yılmaz'ın ise artık tarihin sayfalarına gömüldüğünü ileri sürdü.
Kahramanmaraş ve Sivas mitingleri sonrasında helikopterle Bursa'ya gelen DYP Lideri Tansu Çiller, Atatürk Stadı'na inişinde partililer tarafından karşılandı. Daha sonra Altıparmak, Heykel ve Haşim İşcan caddelerinden geçerek, şehir turu atan Çiller'e vatandaşlar büyük sevgi gösterisinde bulundu.
Daha sonra mitingin yapılacağı Fomara Meydanı'na gelen Çiller, "Başbakan Çiller" sloganlarıyla karşılandı. İlk olarak Bursa'ya DYP iktidarı döneminde gelen yatırımları anlatan Çiller, daha sonra vatandaşlara, "Bizden sonra çivi üstüne, çivi çakan oldu mu?"diye sordu. Çiller, Bursa'ya bir üniversite daha yapılacağını ve şehrin bütün evlerine doğalgaz bağlanacağı sözünü verirken, iktidarda oldukları dönemde vatandaşlık hakkı verdiklerini söylediği soydaşlardan da oy istedi.
Türkiye'nin ekonomik krizlerden kurtulamadığı son 5 yılda DYP'nin iktidarda olmadığını hatırlatan Çiller, "Bizim iktidarımızda Türkiye, dünyanın yıldızıydı. Şimdi ise dünyanın en hızlı küçülen ülkesi. Nasıl oluyor bu? Çünkü Kırat'sız olmuyor. Ama yine geleceğiz, yine yapacağız. Her yıl yüzde 8 büyüyorduk. İktidara geldiğimizin ilk yılında da yüzde 8 büyüyeceğiz" dedi.
"57. HÜKÜMET, ÜLKEYİ 75 YILDA YAPILAN KADAR BORCA SOKTU" Türkiye'nin son 5 yılda borcunun 110 milyar dolar arttığına dikkat çeken Çiller, "Atatürk döneminden 57. Hükümet'e kadar olan Türkiye'nin borcu 100 milyar dolardı. Son 5 yılda ise 110 milyar arttı. Bu borçtan Bursa'ya, üreticiye, KOBİ'lere bir şey geldi mi? Otomotiv, tekstil sanayine bir şey geldi mi? Peki size iş, aş geldi mi? Ne diyorlar? 30 milyar dolar aldık, 40 milyar dolar hortumculara verdik. Ben söylemiyorum. Kendileri söylüyorlar. Sadece çıkardıkları krizin faturası 120 milyar. Milleti fakirleştirdiler, Arjantin ile aynı hale getirdiler. Ama millete bir şey getirmediler. Hakkınızı arıyorum, sonuna kadar da arayacağım" diye konuştu.
225 milyar dolarlık kaynakla iktidara talip olduklarını ifade eden Çiller, vatandaşlardan DYP'yi tek başına iktidara taşımalarını isteyerek, şöyle konuştu:
"Bu hükümete, 350 milletvekili verdiniz. Bunların içinden bir tane hakkınızı arayacak, bir tane bu işi bilen yok muydu ki, IMF'den birini getirdiler? Her zaman şunu söylemedim mi: Hiç kimsenin önünde eğilmedim. Bir Cenab-ı Allah'ın, bir de sizin önünüzde eğilirim. Kimseye diyet borcum yok. Onlar hortumculara verdiler. Ben sizin varlığınızla geliyorum. Öz varlığımızla geliyorum. 225 milyar dolarla geliyorum. Onun için karşıma çıkmaya korkuyorlar. Bunlardan memnun musunuz? Artık pancar üretme diyorlar. Ama Fransa'da, Almanya'da üretiyorlar. Onlar üretince tamam, benim çiftçim üretince yanlış. Hakkınızı arayacağım, Avrupa'da, ABD'de arayacağım. Bir fiyat verdiler. Bir zamanlar 6,5 kilo pancarı verince bir litre mazot alınırdı. Şimdi 17 kilogram verip, bir litre mazot alınıyor. 5 ekmeğin 4'ü gitti mi? O 4 geri gelecek, bir de 4 ekmek daha gelecek. O da senin hakkın. Peki zeytin yağında ne durum? Bu yıl aslında zeytinde var yılı. Benim üreticim 60 cent prim istiyor. Ama baktığın zaman İspanya, İtalya 120 cent veriyor. 2 misli veriyor. AB ne veriyorsa, madem birliğe giriyorsak biz de aynısını vereceğiz. Orada ne varsa benim ülkemde de olacak. Benim hanımımın mutfağında da olacak. Büyük projelerle geliyoruz. 5 yıldır bir milli takım ruhuyla geliyoruz."
"ÇİFTÇİ, ESNAF VE KOBİ'LERİN FAİZ BORÇLARINI SİLECEĞİZ" İktidara geldiklerinde ilk önce çiftçinin faiz borcunu sileceklerini vaadeden Çiller, projelerini şu şekilde anlattı:
"İlk önce çiftçinin, ondan sonra esnaf, KOBİ'lerin faiz borçlarını sileceğiz. Sonra ana parayı taksite bağlacağız. Çünkü eğer bunu vermezsen, kefen giydirilecek. Ne olacak? İşsizlik olacak. Türkiye'nin en büyük meselesi işsizliktir. Onun için yeniden üretecek, Türkiye'yi yeniden canlandıracağız. Türkiye'yi büyüteceğiz. Çünkü her büyüme 65 bin gencime iş demek. Çiftçiye vermeyeceksin, emekliye, esnafa vermeyeceksin, engellilere vermeyeceksin. O zaman ne olacak? Kimse bir şey alamayacak. O zaman işsizlik olacak. Onun için hepinizi bir kurtuluş savaşına davet ediyorum. Hiç bir kurtuluş savaşı dışarıdan getirilen kumandanlarla yapılır mı? O zaman bu işi Derviş yapabilir mi? O IMF'nin hakkını burada arar, ama ben sizin hakkınızı orada ararım. Hatırlıyor musunuz, ben de bir istikrar programı hazırldım. Sizden fedakarlık isterim. Ama başkalarının önünde el açtım mı? DYP iktidarı döneminde, yüzde 8 büyümedik mi? Biz ayrıldık, 1998'de birinci, 1999'da ikinci, 2000'de üçüncü, 2001'de dördüncü kriz. 2002'de hala kriz. Memnun musunuz bunlardan? Bunların kaç ortağı var? Birincisi sayın Ecevit. Şimdi sayın Ecevit'e giden oylarımı geri istiyorum. O emanet oylarımı geri istiyorum. Sonra Bahçeli var. Terör mücadelesini kim yaptı? Kim ya bitecek, ya bitecek dedi? Kim orada okullar kapalıyken, otobüsler gitmezken kim yepyeni bir demokrasi alanı yaptı? Peki sayın Bahçeli ne yaptı? O Çin Seddi'ne gitti, oradan bağırdı. Ama Ankara'ya gelince suspus. Halbuki bütün zirai kesim, esnaf ona bağlı. Ermeni sorunu çıkıyor, benim devletimden bir ses çıkmıyor? Nasıl oluyor da, bir PKK uzantısı KADEK, bütün dünyanın terör mücadelesi yaptığı bir dönemde halen terör listesinde değil. İşte onun için milliyetçiliğin kalesi kırat. Peki bir ortağı daha var, o da sayın Yılmaz. Onun için bir şey söylemeye gerek var mı? Artık o iş bitti. O art ık tarihin kapanan sayfasında. Ama ANAP'a oy veren bütün kardeşlerimi kucaklıyor, hoş geldiniz diyorum. Merkez sağı birleştirmeye hoş geldiniz diyorum. Çünkü zaten biz biriz, bizi ayrı düşürdüler. Tarihi yanlış yazdılar. Şimdi biz doğru yazacağız. ANAP'lısı da, MHP'lisi de tek yerde. Var mısınız?"
"TÜRKİYE AB'YE BÜYÜK BİR DEVLET GİBİ GİRECEK" Türkiye'yi yeniden canlandırarak, Gümrük Birliği'ne soktukları gibi Avrupa Birliği'ne de sokacaklarını iddia eden Çiller, "Gümrük Birliği'ne biz soktuk. AB'ye de biz sokacağız. Ama öyle değil. Öğretmen karşısındaki suçlu bir talebe gibi değil. Büyük bir devlet gibi. Bayrağımızla, ezanımızla Avrupa'ya gideceğiz. Türkiye büyük bir devlet olmayı arıyor, yeniden şahlanmayı arıyor. Bakın, şimdi burda bacılarım, analarım, kardeşlerim var. Soruyorum: Bin yılda şu anaların içinden bir tane başbakan çıkmış. Bu anaların evlatlarına soruyorum. Bu ananın öbür analara bir borcu var mı? Medeni kanuna biz yardımcı olduk, yoksa çıkmazdı. Şimdi bütün bacılara, analara bir borcum var. Şimdi istiyorum, bütün çalışanlarım da, kadınlarım da sigorta kapsamına girsin. Bir de emeklilerim var. Bağ-Kur ve SSK emeklilerim var. Ben 10 milyar dolar sırf emeklilerim için ayırdım. Bunu duyunca şimdi son dakikada bir şeyler yapmaya kalkıyorlar. Sizin hakkınızı önce size vereceğim. Önce emeklilere. Onlara, büyüklerimize borcumuz var. Asgari Bağ-Kur emekli maaşı 122 milyon. Bu parayla nasıl geçinilir? Muhtar desen aldığından daha fazlasını prime veriyor. Reva mı? Öğretmenler var burda. Onların özlük hakları, polislerin özlük hakları. Mağdur çoğunluğun hepsinin hakkını arıyorum. 5 yıldır çalışarak, hazırlanarak geliyorum" şeklinde konuştu.
Konuşması sık sık, "Başbakan Çiller", "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla kesilen DYP Lideri Çiller, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sayın Baykal var. Suratında bir maske var. Bir Baykal, bir çıkarıyor Derviş. Biri IMF diyor, birisi kahrolsun IMF diyor. Ey sayın Baykal, eğer biraz bir şey bırakıyorsan, ekonominin başı başbakandır. Yüreğin yetiyorsa geç karşıma. Bu ülkeyi nasıl idare edeceğini anlat. Ama kaçıyorlar. Neden kaçıyorlar. Bilginin gücünden kaçıyorlar, Çiller'den kaçıyorlar. Onun için işi ehline ver, kadrolara ver. Çünkü bunlar bilselerdi karşıma geçmezler miydi? Bunların Türkiye'ye verecek hiçbir şey yok. Yeni projeleri yok. Eğitim seferberlikleri yok. Yatırımları yok. Ama bizim mavi kartımız var. Dünyanın her medeni dünyasında bundan var. Şimdi 67 milyon insanımızın mavi kartı olacak. Bir zamanlar yeşil kart vardı. Onu çıkaran da kırattı. Bugün bazı hastanelerin önünde kuyruklar var mı? Ama öbür hastanelerde iki yataktan biri boş. Herkesin bir mavi kartı olacak. Türkiye büyük bir devlettir. umutsuz olmayın. Türkiye bunu hak etmemiştir. Türkiye sadece iyi idare edilmemiştir, o kadar. Bakın 3 Kasım'da sandığa gideceksiniz. O sandığı çeke çeke getirdik, önünüze koyduk. Şimdi sıra sizde. Birleş, dediniz birleştik. Merhum Menderes'in oğlu şimdi kıratta. Merhum Özal'ın ANAP'ın başına bıraktığı ilk genel başkan nerede? O da kıratta? Merhum Türkeş'in oğlu Tuğrul nerede? O da kıratta. Ne zaman kırat oldu, hepiniz rahat ettiniz. Şimdi 3 Kasım'da, 20 saniyede o oyu vereceksiniz. Ama o oy 20 yılınızın gidişatını belirleyecek. Kimisi inadına Tayyip diyor. Tayyip'e 3 Kasım'da oy verecekler bilsinler ki, 4 Kasım'da Tayyip yok. O halde ne olacak? Kim başbakan olacak? Hangi program var? O zaman kim idare edecek Türkiye'yi. Irak orada, Kıbrıs orada. Tayyip milletvekili değil, başbakan değil. Nasıl atayacak başbakanı, hangi yetkiyle atayacak. Beklemeye tahammülünüz var mı? Bir de solunuza bakın orada kim var? Derviş var. Endişe ederim ki bu defa eviniz de, toprağınız da elinizden gider. Bakın bir büyüğümüz ne dedi, biliyor musunuz? Şu kurt, kuşu seçtik, yedi bizi bitirdi. Arı geldi, bizi soktu. Derviş de dişimizi çekti. Şimdi bir daha oy verirseniz ağzınızda diş bırakmaz, hepsini söker. Şimdi sağda kırk katır, solda kırk satır. Ama bunun bir de ortası yok mu? Doğrusu yok mu? Kıratı şahlandırın, Türkiye'yi şahlandıralım. Hazır mısınız? Gazamız mübarek olsun."
Çiller, Bursa mitingi sonrasında karayolu ile Orhangazi'ye geçti.