Tarihte ünlü casuslar

Britanyalı arkeolog, askeri stratejist, casus ve yazar. Profesyonel olarak T.E. Lawrence veya T.E. Shaw[1] isimlerini kullandı.

Thomas Edward Lawrence (1888 - 1935)

Britanyalı arkeolog, askeri stratejist, casus ve yazar. Profesyonel olarak T.E. Lawrence veya T.E. Shaw[1] isimlerini kullandı. 1916 - 1918 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yürütülen Arap Ayaklanmasında, Birleşik Krallık irtibat subayı olarak aldığı görev nedeniyle Arabistanlı Lawrence olarak tanınmıştır.


Arapların birçoğu, Osmanlı ve Avrupalı devletlerin hakimiyetine karşı verdikleri özgürlük mücadelesine önderlik etmesinden dolayı onu, Arap ulusal uyanışının öncüsü ve halk kahramanı olarak kabul ederler. Kendisine hayran bazı Bedeviler tarafından Lawrence'a Dinamit Emir (İng: Amir Dynamite) lakabı verilmiştir. Britanyalılar da onu en büyük savaş kahramanlarından biri olarak kabul ederler.

Reklam
Reklam

Mekke şerifi Hüseyin bin Ali'nin oğlu Emir Faysal komutasındaki düzensiz birliklerle birlikte Osmanlı ordusuna karşı gerilla mücadelesi verdi. Arapları, Medine'deki Osmanlı muhafız birliklerini şehirden çıkarmamaları konusunda ikna etti. Böylece Araplar, şehre malzeme getiren Hicaz demiryoluna yaptıkları saldırılara ağırlık verebildiler. Şehri savunmakla meşgul olan Osmanlı askerlerini diğer yandan da demiryolunu tamir etmek zorunda bırakmak suretiyle oyaladılar. Lawrence, Akabe ve Şam'ın işgalinde de önemli rol aldı.


Mata Hari (1876 - 1917)

Gerçek adı Margaretha Geertruida Zelle olan Hollandalı dansçı I. Dünya Savaşı esnasında Fransız ve Alman ordularına iki taraflı casusluk yaptığı iddiasıyla 1917 senesinde Fransızlar tarafından kurşuna dizildi.


Mata Hari'nin Fransız Gizli Servisi tarafından Avrupa turneleri esnasında Almanlar hakkında istihbarat toplamak üzere görevlendirildiği biliniyor.


Tüm zamanların en ünlü kadın casusu Hale'in aksine son nefesine kadar masum olduğunu iddia etti.


Ahmet Esat Tomruk (1892 - 1966)

Reklam
Reklam

Asıl adı Ahmet Esat Tomruk olan ünlü Türk casusu İstanbul'da doğdu. Babası öldüğünde beş yaşındaydı. O ve annesi dayısı Sezai Bey'in himayesine girdiler. Ahmet Esat 1908'de 16 yaşında iken İngiltere'ye gitti.


Bir süre sonra İngiliz dilini aksansız konuşmak bir yana farklı bölgelerdeki İngilizce'yi de mükemmelen taklit edebilir hale geldi. 1914'te İstanbul'a döndü; Teşkilat-ı Mahsusa'ya üye olmuş ve İttihatçı Kara Kemal ile Dramalı Rıza'dan gizli teşkilat ve çetecilik öğrenmişti.


Sarışın ve renkli gözlü olmasının da avantajı ile 1924 yılına kadar genelkurmaya bağlı olarak sürdürdüğü istihbarat görevinden ayrılarak anılarını yazmış ve tercümanlık yapmış olan İngiliz Kemal gençliğinde kazandığı Türkiye Hafif Sıklet Boks Şampiyonu unvanını 1932 yılına kadar korumuştur.


Nathan Hale (1755 - 1776)

Amerikalılar için bir vatansever olan Nathan Hale kendisi gibi Yale'den mezun 3 arkadaşıyla birlikte Amerika'nın ilk istihbarat operasyonlarını yapan Culper Ring adlı örgütün üyesi idi.


1776'da İngilizler tarafından deşifre edilen Hale casusluk yaptığını itiraf edip pişman olduğunu söylemesine rağmen 21 yaşında idam edildi. Yale Üniversitesi'nin eski kampüsünde Nathan Hale'in bir heykeli bulunur.

Reklam
Reklam

Bu heykelin birer örneği sonradan Virginia longley'deki CIA binası ile Andover'daki Philips Academy'nin önüne de dikilmiştir. Hale'in "Vatanım için feda edecek tek bir canım olması tek üzüntümdür” sözü ünlü olmakla beraber gerçekten böyle söyleyip söylemediği şaibelidir.


Isabella Sarah Marie Boyd (1844 - 1900)

19. yüzyılda yaşamış olan bu ünlü kadın casusun gerçek adı Maria Isabella Boyd idi. Amerikan iç savaşında Konfederasyon için casusluk yapmış olan Belle Boyd Birleşik Devletler tarafından ele geçirildi ve hapse atıldı.


Ancak savaş daha sona ermeden birliğin subaylarından biriyle evlenmeyi başardı.



İlyas Bazna (1904 – 1970)

İlyas Bazna (veya Arnavutça adı ile Elyesa Bazna) 1904'de Kosova'da doğmuş, 21 Aralık 1970'de Münih'de ölmüştür. II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası hesabına çalışmış en önemli casuslardan biridir.


Babasının ölümünden sorumlu tuttuğu İngilizlerden nefret etmesi, parasal kazanç arzusu ve hep bir operacı olmak istemesine rağmen II. Dünya Savaşı esnasında Ankara'da çeşitli büyükelçiliklerde uşaklık yapıyor olması casusluk yapmaya başlamasına önayak olmuştur.

Reklam
Reklam

Franz von Papen'in sefareti döneminde Ankara'daki Almanya Büyükelçiliği'ne gizli İngiliz askeri ve diğer istihbaratını satmıştır.


Alger Hiss (1904 - 1996)

Amerikalı bir bürokrat olan Hiss'in devlet hizmetinden ayrılması sonrasında Gazeteci Whittaker Chambers kendisinin aktif bir komünist olduğunu öne sürdü. Başlangıçta bu iddiayı kanıtlayacak hiç bir delil bulunamadı.


Ancak sekiz yıl sonra şaibeli bir ilişkisinin delil olduğu öne sürüldü. Kendisi de suçsuz olduğunu öne sürmesine rağmen 44 ay hüküm giydi.


Hiss'i mahkûm etmek için elinden geleni ardına koymayan Chambers ise 1961'de bir kahraman olarak öldü ve 1984'te de Başkan Ronald Reagan tarafından Özgürlük Nişanı ile ödüllendirildi.


Ethel Greenglass Rosenberg (1915 – 1953) - Julius Rosenberg (1918 – 1953)

Amerikan vatandaşı ve Amerikan Komünist Partisi CPUSA üyesiydiler.


1950'de tutuklanan Rosenberglerin davası bir yıl sonra başladı. Julius Rosenberg 1918 New York doğumlu bir Yahudi idi. Elektrik mühendisi olan Julius üyesi olduğu "Genç Komünistler” derneğinde 1915 doğumlu şarkıcı ve aktris Ethel ile tanıştı; genç çift bir süre sonra evlendiler.

Reklam
Reklam

1939-1950 döneminde Amerikan ordusunda radar cihazları ile çalışan Julius Rosenberg eski KGB ajanı Alexander Feklisov'a göre 1942 yılı 1 Mayıs'ında KGB için çalışmaya başlamış ve füze planlarının da aralarında olduğu çok miktarda dokümanı Ruslara iletmişti. Casusluktan suçlu bulunup ölüm cezasına çarptırılan çift Sing Sing hapishanesinde elektrik verilerek infaz edildi.


Gertrude Margaret Lowthian Bell (1868 – 1926)

Bell'in babası ünlü bir aileden gelen Thomas Hugh Bell'di. Gertrude Bell, henüz 3 yaşındayken annesi vefat etti. Bunun üzerine babası Thomas birkaç yıl sonra seçkin bir aileden gelen ve oyun yazarı Florence Oliffe ile evlendi. İlk ve orta öğrenimini Londra'daki çeşitli okullarda tamamlayan Bell, Tarih okumak için Oxford Üniversitesi'ne gitmeye karar verdi. Burada başarılı bir eğitim dönemi geçirerek okuldan birincilikle mezun olmayı başaran ilk kadın oldu.


Okuldan mezun olduktan sonra seyahat etmeye karar veren Bell, Avrupa ve daha sonra da Ortadoğu'ya çok sayıda seyahatlerde bulundu. İlerleyen yıllarda dağcılık ve dünya turlarıyla da ilgilenmeye başlayan Bell, 1897 - 1898 ve 1902 - 1903 olmak üzere iki kez dünya turuna çıktı.1899 yılında Kudüs'e yaptığı ziyaretten sonra Araplara karşı büyük bir sevgi ve ilgi duymaya başladı. Arap çöllerinde seyahatler yaptı ve batılılara çöl hayatını anlatan yazılar yazdı. Araplar ona "Çölün Kızı" ve "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" isimlerin verdiler.

Reklam
Reklam

Sonraki yıllarda Orta Doğu İngiltere'nin çıkarları için çeşitli faaliyetlerde bulunmaya başlayan Bell, Orta Doğu'da İngilizlerin şimdi bile aktif oldukları Orta Doğu politikasının kurucusu ve planlayıcılarından biridir. Mezopotomya bölgesindeki Arap kabileleri Türklere karşı kışkırtan faaliyetlerde bulunmuştur. Ayrıca 1919 yılındaki Paris Konferansı'na delege olarak katıldı ve Irak devletinin sınırlarının belirlenmesi için çalışmıştır.