Küçük mutluluklardan alınan keyif bir başkadır.
Mesela; kahveden alınan ilk yudum, simit çay ikilisinin hoş tadı, kek hamurunun dibini sıyırmak, sevgilinin getireceği bir şişe şarap. Bu örnekler uzar da gider.
En en önemlisi ise, yumuk yumuk elleriyle alkış tutup ilk yaş heyecanının ne olduğunu bile bilmeden, yapılan ritüelin rengarenkliğinden, önüne konan pastanın ne anlama geldiğini bilmeden, ''İYİ Kİ DOĞDUN!'' sözünün bir ağızdan söylenirken verdiği haz, anlatılmaz. Herkes yaşamıştır. En yaş almış ölümlü bile nefis bir tebessümle yenilenir. Yılda bir kez bile olsa hatırlanmak için icat edilmiş bu gün ne ola ki? Hiç düşündünüz mü?
Uzay çağında, uzaylılardan çaldığımıza inandığım teknolojinin acımasızca kullanıldığı bugün, sabah “acaba kim mesaj atmış” repliği ile başlar. Kullandığınız telefon operatörü ya da kredi kartı borcunuzun yıldızlar kadar çok olduğu banka şubenizden gelen DOĞUM GÜNÜ mesajıyla yıkıladabilirsiniz.
Çağımızda bir gün için bile olsa sevilme, ruh okşaması için nefis bir gündür.
Gerçekte ise ilk doğum günü kutlaması çıkış noktası, yine uzaylı olduklarına inandığım MISIR FİRAVUNU için yapılmıştır. Firavun için kutlamalara sadece kaymak tabaka değil, toplumun tüm katmanları katılıyor, hatta o gün mahkumlara af bile çıkıyordu. Tabii yine erkek çocukların, kız çocuklardan üstün olduğu inanışıyla, erkeklerin doğduğu günler kayıt altına alınıyordu.
VE dünyada ilk kez doğum günü kutlayan kadın ise tabii ki fettan KLEOPATRA idi. - - - - - -
Mısır’dan bu kutlama törenlerini alan Yunanlılar ise bu partilere doğum günü pastasını ve Ay Tanrıçası Artemis için ay ışığını hatırlatan mumları da eklediler. Şaşaayı çok seven Sezar’ın doğum günü kutlaması çok hoşuna gidince de, iş yok güç yok ne yapacak tabii ki hopbidi hopbidi al sana yine festival ilan edecek. Eller havaya o günlerden bu günlere devam ederken, bu öyküde bir adım ileride ise Hristiyanlar, bu dünyanın korkunç ve ölümlü olduğuna inandıklarından, eğlenceli bir o kadar çeşit çeşit pastalı bu günü birden yok ederler. Nedeni ise Yortu yani Azizlerin ölümlerini kutladıkları gün gerçek hayata doğuş olduğundandır.
İsa’nın doğum günü tarihinin saptanması sonucu, bugün ticaret haline gelen NOEL (Christmas) kutlanmaya başlandı ve işte biz o gün bittik. Çılgın alışverişler, binbir türlü 'Birthday' hediyeleri ile çılgına döndük. Şarkı söyleyen bardaktan, kalpli yastıktan, mesaj veren dondan tutun da daha sonra pişman olunacak dövmeler bile yaptırır olduk. Birileri zengin olurken, bir gün için aylar öncesinden helak olduk. - - - - - -
Şu anda tüm dünyanın dil, din ırk gözetmeden kutladığı DOĞUM GÜNÜ ise, ilk kez 1893’te kreş çocukları için yazılmış bir beste ile hayat buldu. 1924’te de son şeklini aldı.
Uzun yıllardır kutladığım, her sene de heyecanla hediyeler, sevgi sözcükleri duymak istediğim bugün, eminim bir çoğunuz için de heyecanla beklenen gündür.
O gün; yani doğum günü;
Bizim buralarda kapkara kocaman anne çabasıyla yapılmış pastanın üzerine saplanan şamdan mumları ile başlamıştı.
Komşudan alınan pasta tarifi defterinin sarı yaprakları çevrile çevrile yapılan tarifle tüm mahalle aynı pastayla mutlu olurdu.
Hatta kutlama günleri, bir masanın etrafında o pastaya kurabiye canavarı edasıyla bakan çocukları siyah beyaz fotoğraflarda ölümsüzleştirmişti.
Devran döndü, pastalar uzay çağına yakışan evrimi ile şeker kaplamalı, meme kabartmalı ve hatta futbol toplu envai şekilde akıl uçurucu, beyin yakıcı haller aldı.
Facebook hatırlatmazsa birçoğunuzun hatırlamadığı o gün!
Benim için ise;
Milyonlarca içinden mucizevi bir şekilde sperm savaşını kazanıp nefes aldığım gün.
Hayatımın her yıl dönüm noktasını oluşturan gün.
İyisiyle kötüsüyle hayata gözlerimi açtığım gün.
İlk nefesi alıp ciğerlerimin deli gibi acıyıp haykırıp ağladığım gün.
Önemsemeyenlerin aksine bir gün için ŞÖHRET olduğum gün.
Hayatınız hep şöhretli, bol renkli pastalı ve doğum gününüz gibi geçsin.
Evde Doğum Günü Pastası Nasıl Yapılır?