10 yıllık bir çalışmanın emeği olan kitapta, memenin insanlık tarihi boyunca kimi zaman cinsellik, kimi zaman güç, kimi zaman hayati bir zorunluluk, kimi zaman da sanat ve felsefeye ilham kaynağı olma serüveni sıcak, samimi bir dille anlatıyor.
Prof. Yüksel yalnızca memenin tarihçesine değil, meme kanseri sonrasında göğsünü kaybeden kadınlara uyguladığı rekonstrüktif cerrahi ile (yeniden yapılandırma) zorlu mücadele sonrasında yeniden bir memeye ve yeni bir hayata kavuşan hastalarından aldığı ilhamı sayfalara dökerek simgeleştiriyor.
Meme kanseri sonrası yeni bir meme yeni bir hayat…
Yurtiçi ve dışında birçok çalışmaya imza atan Prof. Yüksel kitap yazma fikrinin, hastalarının azim ve mücadele ruhundan etkilenerek ortaya çıktığına dikkat çekiyor:
“ABD’de ameliyat ettiğim meme kanseri sebebiyle bir göğsünü kaybeden 80 yaşındaki hastam -Bu yaşıma kadar iki mememle yaşadım, neden bundan sonra bir memem eksik öleyim- diyerek yaşına rağmen yeniden ameliyat oldu. Bu beni çok etkiledi ve Türkiye’ye dönünce bir meme kliniği oluşturmak için çalışmalara başladım. Yıllar içinde meme ile ilgili onlarca vaka, onlarca hastam ve onlarca hikayem oldu. Saptadığım yeni bulgular, vakalarımda rastladığım ilginç olay ve deneyimlerimi kağıda döktüm. Bu kitap benim için yalnızca bir tıp kitabı değil. Kadınların memelerine sahip çıkma bilincine bir nebze de olsa fayda sağlamak, farkındalık yaratmak için atılmış bir adım. Unutmamalıdır ki insanlık tarihini belirleyen memeler, geleceğimizi de belirleyecektir.”