Tarım Ve Hayvancılık Sektöründe Sıkıntı

Van Kasaplar ve Besiciler Odası Başkanı Naif Süer, yanlış politikalarla birlikte tamamen bitme noktasına varan hayvancılığın yaşanan depremlerden ağır yaralar aldığını söyledi.

Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Naif Süer, dış ülkelere canlı hayvan ihracatı yapan bir zamanların Van’ının şimdilerde dışarıdan hayvan aldığını belirtti. Hayvan pazarında hiçbir canlılığın olmadığını, insanların ne yapacaklarını bilemediklerini anlatan Süer, “Geçmiş yıllardan bugüne yapılan yanlış politikalarla birlikte hayvancılığımız hep sekteye uğradı. Deprem öncesi az da olsa bir canlılık vardı, ama depremle birlikte bu canlılıkta yok oldu. Bu yanlış politikaların başında köylerin boşaltılması, meraların yasaklanması gelmektedir. İyi biliriz ki geçmişte her köyde 10 bin civarında küçükbaş hayvan vardı. Şimdiler de ise her köyde 300-500 civarında hayvan bulunmaktadır. Aradaki fark uçurumlar kadar büyük. Bizim hep bu durama gemlemezin en büyük sebebi yanlış politikalardır. Hayvancılığı canlandırmak için bir takım desteklemeler uygulanmaktadır. Bu gübre, mazot gibi desteklemelerle olacak iş değil. Samanın, arpanın kilo fiyatı almış başını gidiyor. Çiftçimiz hayvancılık yapmaya karar verdiği gün bakıyor ki fiyatlar el yakıyor. Etin kilosu 22 TL, diğer fiyatlar malumunuz. Mecburen bu işten vazgeçiyor. Artık kimse hayvancılık yapmak bile istemiyor” dedi.

Çiftçilere hayvan desteğinin verilmesi ve bütün köylerin bundan faydalandırılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Naif Süer; “Çiftçilerimize bundan sonra verilecek olan desteklerin doğru yerlere verilmesi gerekiyor. Bir çiftçiyi bundan faydalandırıp, diğerini faydalandırmamak olmaz. Ayrıca verilen bu desteklemelerin mutlaka denetlenmesi lazım. Bunu yapmadığınız sürece tarım ve hayvancılığa katkı sunmuş olmazsınız. Sadece maddi konuda desteklerle olacak bir iş de değil bu. Çiftçilerimiz gerek tarım gerekse de hayvancılık konusunda bilinçlendirilmeli, bu konuda çalışmalar yapılmalıdır. Artık üretmeyen hep tüketen bir toplum haline gelmişiz. Üretmeyerek bu ülkeyi, bu ili kalkındıramayız. Onun için gerek devlet, gerekse vatandaşımız herkes üzerine düşen görevi yapmak zorundadır. Bu depremle birlikte şu anki durum hiç iç açıcı değil. Yurt dışına yaptığımız ithalatlar zaman zaman aklımıza geldiği vakit, içimiz acıyor. Gerçekten o dönemler üreten bir toplumduk, ama şimdi üretmiyoruz. Hep hazıra konma isteği bizleri bu duruma getirdi” şeklinde konuştu.