İZMİR (İHA) - Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi kapsamında düzenlenen "Türkiye 1. Tohumculuk Kongresi" devam ediyor.
Kongre kapsamında "Biyoçeşitlilik, Biyogüvenlik, Biyoteknoloji ve Çeşit Geliştirme Stratejilerindeki Değişimler" konulu bir bildiri sunan Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazmi Açıkgöz, 20. yüzyılın sonlarına doğru tarımsal araştırmalarda klasik yöntemlerin yanı sıra biyoteknolojik yöntemlerin de kullanılmaya başlandığını söyledi.
Prof. Dr. Açıkgöz, "Bu konuda yaşanan çok hızlı bir gelişim sonucunda tarımsal önemi olan genlerin farklı bitki türlerinden veya organizmalardan izole edilerek, kültür çeşitlerine aktarılması mümkün olmuştur. Böylece 21. yüzyılın başlarında dünya tarımının gündemine, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar kavramı girmiş ve beraberinde bir dizi tartışma da başlamıştır" dedi.
Yasal bazı boşluklar nedeniyle tarımsal biyoteknolojideki gelişmelerin ticari açıdan teknoloji sahiplerinin aleyhine işlemesinin dikkatleri, olayın ahlaki yönüne çektiğini vurgulayan Prof. Dr. Açıkgöz, "Biyoteknolojideki gelişmelerin tarlaya aktarılması bazı sorunları beraberinde getirmiş, 'gen kirliliği' kavramı öne çıkmıştır. 2000 yılında Kanada'dan değişik ülkelere ihraç edilen kolza tohumlarının düşük oranda da olsa transgenik genlerle bulaşık olduğu saptanmıştır. Farklı boyuttaki bu sorunların küresel olarak ele alınması ve çözüm üretilmesi gerekmektedir. Biyoteknoloji ile birlikte gelen zorunlu bazı kurallara uymak gerekliliği transgenik tarımı yapanlarca mutlak göz önünde bulundurulmalıdır. Transgeniklerle ilgili uygulamalardan doğacak zararların karşılanmasında ilgili kuruluşların tazminatta hangi boyutta ve nasıl devreye girecekleri de yine yönetmeliklerle belirlenmek durumundadır" diye konuştu.
Tarımsal biyoteknolojinin çözüm bekleyen patent ve tescille ilgili ticari sorunlarının zaman içinde yasa ve yönetmeliklerin hızla güncelleştirilmesi ile kolayca aşılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Açıkgöz, "Ancak işin ahlaki boyutu için aynı şeyleri söyleyebilmek kolay olmamaktadır. Serbest rekabet ortamında hizmet vermek durumunda olan bir tohum firmasının sattığı tohumluğun, gelecek yıllarda bir başka firma tarafından başka bir isimle piyasaya çıkarılması durumunda olay ticari boyutunun ötesinde ahlaki bir nitelik kazanmaktadır" şeklinde konuştu.