Tarladan sofraya gıda güvenliği

ANKARA (İHA) - Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, gıda güvenliği ve denetimi konusunda tek sorumlunun artık Tarım Bakanlığı olduğunu belirterek, bakanlık olarak gıda konusunda toplumun yaşadığı tedirginliği gidereceklerini söyledi.

Kamuoyunda 'Gıda Terörü' başlığı altında sürekli spekülasyonlar olduğuna dikkat çeken Güçlü, "Ben bu ülkenin vatandaşlarının ne yediğinden emin olmasını istiyorum" dedi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Güçlü, TBMM'de dün kabul edilen 560 sayılı Gıda Kodeksi'nde yapılan yasa değişikliği ve Mera Kanunu ile ilgili olarak Bakanlıkta bir basın toplantısı düzenledi. Güçlü, toplumun A'dan Z'ye tüm kesimlerini ilgilendiren ve tükettiği gıdaların 'Tarladan Sofraya' izlenebilirliğini sağlayacak olan gıda yasasını halka kazandırmış olmanın sevincini yaşadıklarını vurgulayarak, çıkarılan kanunun, toplum sağlığının korunması ve gıda güvenliğinin sağlanmasına yönelik etkin tedbirlerin alınması, tüketicilerin korunması, gıda hizmetlerinin denetlenmesi, izlenmesi ve koordinesinde sorumluluğun tek bir otoriteye verilmesi suretiyle bu konudaki yetki karmaşasına son verilmesi amacıyla çıkarıldığını kaydetti. Güçlü, 'Tarladan Sofraya' gıda güvenliği yaklaşmının hayata geçirilmesi ile gıdaların son ürün aşamasında değil, üretimden tüketiciye arz edilmesi aşamasına kadar tüm safhalarda izlenmesini sağlayacak bir sistemin getirildiğini dile getirerek, yasanın gıda mevzuatının AB Gıda yasası ile uyum sağlaması ve gıda ile ilgili kararlarda şeffaflığın sağlanması gerekçesiyle çıkarıltığının altını çizdi.

Reklam
Reklam

Bakan Güçlü, kanunun yürürlüğe girmesi ile Türk halkının tükettiği gıdadan daha emin olmasının sağlanacağını ve kontrol etkisinin tek elde toplanması ile halk şikayetleri karşısında tek bir muhatap olacağını kaydederek, halkın gıda ile ilgili kararlara sivil toplum örgütleri aracılığı ile katılabileceğini söyledi. Bu kanun ile Gıda Mevzuatının AB Gıda Yasasına uyum sağladığının altını çizen Güçlü, bu çerçevede, kavramsal birliktelik, izlenebilirlik, tüketicinin bilgilendirilmesi, bildirim sistemi, risk analizi, değerlendirilmesi ve yönetim sistemi, güncel gıda türlerinin yasal çerçeveye kavuşturulması, kayıt altına alma, serbest rekabetin önünün açılmasına yönelik tedbirler konusunda AB gıda yasası ile birebir örtüştüğünü kaydetti.

"YASA İLE TÜM SEKTÖR KAYIT ALTINA ALINACAK" Tarım ve Köyişleri Bakanı Güçlü, Gıda Kanunu'nun bir çerçeve yasa özelliği taşıdığını dile getirerek, yasanın uygulama koşullarını şöyle anlattı: "Yasa ile ilgili ayrıtnılı hususlar en geç bir yıl içinde çıkarılacak Yönetmeliklerle belirlenecek. Yasanın etkili, yaygın, sürekli ve izlenebilir bir şekilde uygulanması için, Bakanlığa bağlı ve ilgili kuruluşlar ile birlikte Kamu Yönetimi Reformuna uygun bir şekilde çok güçlendirilerek yeniden yapılandırılacak. Yasanın uygulanmasında şeffaflık ve katılımcılık esas olacak, her düzeyde bilimsel katılım sağlanacak. Sektör kayıt altına alınacak ve izleme kolaylaşacak. Gıda maddelerini üreten, ithal eden, dağıtımını yapan ve satan işyerlerine getirilen sorumluluk ve yaptırımlar uygulamada etkinliği beraberinde getirecek. Gıda maddelerinin üretimi, ithalatı, ihracatı, pazarlama, dağıtım, satış ve toplu tüketim noktalarının denetiminin mahalli idarelere verilmesi neticesinde kamu yönetiminde yerel, katılımcı, etkin ve hizmet odaklı bir yaklaşım benimsenecek".

Reklam
Reklam

"TÜKETİCİLER GIDALARI ETİKETLERİNDEN TANIYACAK" Bakan Güçlü, gıda güvenliği riski oluşturan problemlerin kaynağından giderilmesini ve üretimin her aşamasında önlem alınmasının mümkün kılacak bir sistemin bu kanun ile getirildiğini anlatarak, "İnsan sağlığının korunması ve gıda güvenliğinin sağlanması için, risk analizinin birbiriyle ilişkili üç bileşeni olan risk değerlendirilmesi, risk yönetimi ve risk iletişimine dayalı bir mekanizma kuruluyor" dedi. Gıda ile ilgili bilimsel ve teknik verileri araştırmak, düzenlemek, analiz etmek, değerlendirmek, yorumlamak ve görüş oluşturmak üzere bilimsel gıda komitelerinin oluşturulacağının altını çizen Güçlü, kanun ile getirilecek yenilikleri şöyle sıraladı:

"Türk Gıda Sanayi'ne sektörel açılım yapacak, uluslararası entegrasyon sağlayacak yeni yaklaşımlar bağlamında; organik gıda, fonksiyonel gıda, takviye edici gıda, özel tıbbi amaçlı diyet gıda tanımları getiriliyor. Bu sayede tüketicilerin gıda seçiminde daha bilinçli olmaları, ürün çeşitliliğinin sağlanması ve tüketicilerin arzu ettikleri gıdaları etiket bilgilerinden kolayca anlamaları hedefleniyor. Gıda sanayinin önünü açmak, kayıt altına almak, izlemek, denetlemek, rekabet edilebilir duruma getirmek ve sürdürülebilir kılmak amacıyla teşvik edici ve kolaylaştırıcı düzenlemek getiriliyor.

Reklam
Reklam

Tüketicilerin gıda güvenliği açısından, gıda maddesini üreten, ithal eden ve satan gerçek veya tüzel kişiler tarafından bilgilendirilmesine dair esaslar oluşturuluyor. Ayrıca tüketicinin yanıltılmasını ya da yanlış yönlendirilmesini önleyecek tedbirler alınıyor. İşyeri sorumluluğunu tanımlanarak, gıda işletmecilerine gıdanın ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerin, gıda güvenliği şartlarına uymasının temini esasları belirleniyor. İnsan sağlığının korunması amacıyla, gıda maddeleri üreten, ithal eden, dağıtımını yapan ve satan işyerlerine sorumluluklar ve yaptırımlar getiriliyor. Gıda ile ilgili politikaların oluşmasına esas görüş ve önerilerini almak üzere Ulusal Gıda Meclisi kuruluyor. Meclis, ilgili kurum ve kuruluşların yanı sıra gıda ile ilgili sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve meslek kuruluşları temsilciliklerinden teşekkül ettiriliyor". Güçlü, yasada belirtilen sorumluluklarına uymayan gıda üreticilerine, adil, uygulanabilir ve caydırıcı olma ilkeleri esas alınan cezai düzenlemeler getirildiğini ve cezaların da 1 milyar ile 10 milyar arasında değiştiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

"YASA İLE NE KADAR BAŞARILI OLUNUR BİLEMİYORUM AMA BAŞARILI OLMAK İÇİN GAYRET GÖSTERECEĞİZ" Toplantının ardından gazetecilerin hormonlu ve ilaç kalıntılı yiyeceklerin kanser yaptığı yönündeki haberleri hatırlatması üzerine Bakan Güçlü, Türkiye'de gıda ile ilgili konuda 'Gıda Terörü' başlığı altında periyodik olarak spekülasyonların çıktığını ve bunların bilimsel veriler olmadığını dile getirerek, bu tür haberlerin toplumda tedirginlik oluşturduğunu söyledi. Güçlü, ekmeğe katılan beyazlatıca katkı maddesi haberinin 2 yıl öncede çıktığını ve bugün tekrar gündeme geldiğini hatırlatarak, ne o zaman ne de bugün yapılan analizlerde böyle bir maddeye rastlanmadığını kaydetti. İhracattan dönen ilaç kalıntılı meyve sebzelerin iç piyasaya sürüldüğü yönündeki iddiaları da asla kabul edemeyeceklerini vurgulayan Güçlü, "Bu konuda halkın tedirginlik duymasını gerektirecek hiçbir sonuca ulaşmadık. Biz toplumun yaşadığı tedirginliği gidereceğiz. Ben bu ülkenin vatandaşlarının yediklerinden emin olmalarını istiyorum. Yasa ile bu konuda ne kadar başarılı olunur bilemiyorum ama biz gayret göstereceğiz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"MERA KANUNU, ÇİFTÇİNİN HAYATINI DEĞİŞTİRECEK" Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, TBMM'de dün kabul edilen mera kanunu ile bu yıl içerisinde 600 bin dönüm meranın ıslah edileceğini söyledi.

Bakan Güçlü, ayrıca 2003 yılı Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin ikinci taksitlerinin Haziran ayı içerisinde ödenebileceğini belirtti. Bakanlık'ta bir basın toplantısı düzenleyen Tarım ve Köyişleri Bakanı Güçlü, bürokrasideki karmaşa, yasal engeller, kurumlar arası yetki karmaşası nedeniyle 2003 yılı içerisinde meralar ile ilgili istenilen ölçüde ilerleme sağlayamadıklarını ifade ederek, bu konuda ilerleme sağlamak için öncelikle merkezde birikmiş bazı yetkileri taşraya devrettiklerini ve buna ilaveten mera bütçesinde yüzde 50 oranında artış sağladıklarını belirtti. Güçlü, bu vesile ile mera ıslahınıda 2004 yılını büyük bir hamle yılı ilan ettiklerini ve yıllık 20 bin dönüm olan mera ıslahını geçen yıl iki katına çıkardıklarını kaydetti. Güçlü, "Bu yıl hedefimiz, 600 bin dönüm mera alanının ıslahıdır. Bu hedef sizlere çok abartılı gelebilir ama bizim duracak ve bekleyecek zamanımız yok.

Reklam
Reklam

Hayvancılıktaki hedefimizle de paralel bir şekilde hedeflerimizi gerçekleştirmemiz gerekiyor" dedi. Güçlü, çıkartılan Mera Kanunu ile, mera ıslah çalışmalarına hız verileceğini, kaba yem açığının kapatılacağını, hayvancılığın gelişmesine önemli bir destek verileceğini, yetkilerin tek elde toplanacağını, et sektörü ve erozyonun engellenmesine katkı sağlanacağını dile getirdi. "Bu kanun, mera konusunda daha etkili ve hızlı çalışmayı engelleyici bürokratik açmazları sona erdirmeyi hedeflemiştir. Yasanın mera ıslah çalışmalarımıza önemli bir ivme kazandıracağına inanıyorum" diyen Bakan Güçlü, mera çalışmaları ile çiftçinin hayatında önemli değişiklikler olacağını söyledi. Bakan Güçlü, açıklamasına şöyle devam etti:

"Pahalı kaba yem nedeniyle geliştirilemeyen hayvancılığın, kaba yem açığı kapatılarak geliştirilecek. Yıllık 25 milyon ton olan kaba yem açığının yüzde 60'ının bu çalışma ile kapatılması sağlanacak. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, tarımsal üretimin hayvancılık lehine geliştirilmesine önemli bir katkı sağlanacak. Halkımız ucuz ve sağlıklı hayvansal ürünleri tüketecek. Doğal dengenin korunması ve ekolojik yapının sürekliliği sağlanacak. Kırsal kesimde barışa katkı sağlanacak. Çiftçi, sorunları nedeniyle Ankaya'ya taşınmaktan, zaman ve para israfından kurtulacak. Toplumsal bir sıkıntı olan, tahrip edilmiş, başka amaçla kullanılan ve teknik olarak meraya dönüşümü mümkün olmayan alanlar nedeniyle çıkan problemler çözülecek".

Reklam
Reklam

Bakan Güçlü, söz konusu yasaların yürürlüğe girmesi ile birlikte tarım sektöründe yeniden yapılandırmanın başladığını belirterek, bundan sonra tohumculuk yasası, üretici birlikleri yasası ve tarım ürünleri sigorta yasalarını tarım sektörüne kazandırmayı amaçladıklarını kaydetti. Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Güçlü, genetik yapısı değiştirilen gıdalar ile ilgili tüm dünyada tartışmaların devam ettiğini, Türkiye'nin de bu konuda Avrupa Birliği kriterlerine sahip çıktığını belirtere, genetik yapısı değiştirilmiş ürünler ile ilgili söz konusu tedirginliklerin giderilmesinin ardından konunun Türkiye'nin gündemine geleceğini ifade etti. Güçlü, bir soru üzerine Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin hasad döneminden sonra yapılmasının bir anlamı olmayacağını ancak Hazinenin de bu konuda sıkıntıları olduğunu belirterek, 2003 yılı DGD ödemelerinin ikinci taksidinin Haziran ayı içerisinde yapılacağı yönünde bilgilendirildiğini ancak bu konuda kararın Hazine Müsteşarlığı'nda olduğunu dile getirdi.

Reklam
Reklam