17 Ağustos Marmara Depreminin 13. yılına da yerleşim birimlerini tehdit etmeye devam eden afet riskleri ile girildiğini belirten TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası(JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, ”Geçen 13 yılda da afet yönetim sistemimiz hala çözümün değil sorunun bir parçası olmaya devam etmektedir” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın da konuya duyarlı yaklaştığını belirten Dr. Mehmet Tatar, başta deprem olmak üzere, heyelan, çığ/kaya düşmesi, su baskını gibi doğa olayları, bilinçsizce verilmiş yer seçimi kararları, mühendislik verilerinden yoksun imar planları, mühendislik hizmeti görmemiş düşük standartlardaki yapı üretimi ve denetimi süreci ile uygulanan rant politikaları sonucu insani, sosyal ve ekonomik yıkımlara dönüşmekte; yaşanmış onca acı tecrübeye, emek verilmiş çözüm üreten bir dizi çalışmaya rağmen ülkemizin hala bir afet ülkesi olmaktan kurtulamadığını belirtti.
DİRİ FAY SAYISI ARTIYOR
Dr. Tatar,”Depremlerden ve diğer bütün afetlerden korunmayı en temel insan hakkı olan “Sağlıklı ve Güvenli Bir Çevrede Yaşama Hakkı” ve ‘Yaşamını ve Bedensel Bütünlüğünü Koruma Hakkı’ olarak ele alarak, sorumluluklarını “doğaya ve kadere havale” etmeden siyasi iradenin gerekli önlemleri alması beklenirken son çıkarılan bir dizi yasal düzenleme ile sorun çözme yerine yeni sorunlar yaratılmaktadır. Daha birkaç ay önce yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve uygulama yönetmeliği, gerekçelerinde ileri sürüldüğü gibi Anayasa'da öngörülen “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” hakkının geliştirilmesi ve korunması ilkesini karşılamaktan çok uzaktır. Geldiğimiz noktada, ülkemizde dün yaklaşık 150 deprem üretecek diri fay olduğu bilinirken, bugün MTA tarafından yapılan çalışmalarla güncellenen Türkiye Diri Fay Haritasına göre büyüklüğü 5.5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay veya fay segmenti olduğunun saptanması, neredeyse tüm ülke coğrafyasının ne derecede büyük bir deprem tehdidi altında olduğu jeolojik gerçekliğini ortaya koymuştur. Bu durumda, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak 17 Ağustos’un 13. yılında önerilerimizi kamuoyuyla ve karar vericilerle bir kez daha paylaşmayı bir görev biliyoruz” diye konuştu.
ÖNERİLER;
Toplumsal ve yönetsel düzeyde tüm kaynakları zarar azaltma hedefine yönlendirecek, kişi ve kurumlar arasında eşgüdümü sağlayacak üniversitelerin, kamu kurum ve kuruluşların, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile ‘Stratejik Afet Eylem Planı’ hazırlanmalıdır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yerine, insan merkezli toplumsal politikaların hayata geçirilmesini esas alan, bilim çevreleri, ilgili meslek odaları, yerel yönetimler ve halkın katılımı ile; rant odaklı değil, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkını gerçekten sağlayan yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
3194 Sayılı İmar Kanunu, 7269 Sayılı Afetler Kanunu ve 4709 sayılı Yapı Denetimi Kanunu değiştirilmelidir.
5543 Sayılı İskân Kanunu değiştirilerek kırsal yerleşim birimlerinin altyapısı ve üst yapısı yenilenmelidir.
Her deprem sonrasında halkı korku ve paniğe sevk etmeden bilgilendirmek için arazi çalışmaları ile aletsel sismik veri kayıtlarını tutan, değerlendiren ve kamuoyunu doğru bilgilendiren bir kurumsal yapı oluşturulmalı, “Türkiye Jeolojik Araştırmalar Kurumu” kurulmalıdır.
Gerek mevcut sismik veri ve kayıtlar, gerekse de yapılacak jeoloji, yapısal jeoloji, tektonik, jeomorfoloji ve paleosismoloji çalışmaları ile elde edilecek verilere dayalı olarak farklı ölçeklerde “Sismotektonik Haritalar” hazırlanmalıdır.
Ülkenin mevcut tektonik yapısı göz önüne alınarak yeni hazırlanan “diri fay haritası” baz alınarak “ Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası” yenilenmelidir.
Belirlenen diri fayların üreteceği deprem büyüklükleri de dikkate alınarak yerleşim yerlerinin bu faylar üzerinde yapılması engellenmelidir. Bu amaçla bir “Fay Yasası”nı çıkarmalıdır.
“Heyelan ve Kaya Düşmesi Tehlike Haritaları” en kısa sürede tamamlanmalıdır.
Bölgesel planlardan-uygulama imar planına kadar tüm planlama süreç ve kademelerinde, yerleşim ve gelişim stratejisine esas olacak çalışmalarda “Plana Esas Jeolojik-Jeoteknik” çalışmalar yapılmalı ve buna uygun “Afet Duyarlı Planlama” yapılmalıdır.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı yeniden yapılandırılarak ‘Afet Müsteşarlığı’ oluşturulmalıdır.
Son yıllarda amacından uzaklaşarak devlet müteahhitliği ve rant projeleri ihaleleri yapan bir kuruluş haline dönüştürülen TOKİ, kuruluş felsefesine uygun olarak yeniden yapılandırılmalı, kent yoksulları için sosyal konutlar üreten bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz