ADANA (İHA) - Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Hakkı Şahinler, genellikle yaz aylarının sonunda ortaya çıkan tatil depresyonunun en fazla; tatil beklentisi yüksek olan kişiler ile tatilde günün her saatini en sevdiği kişi veya kişilerle geçirenlerde görüldüğünü bildirdi.
Şahinler, sinirlilik, ağlama nöbetleri, iştah kaybı, yorgunluk, bezginlik, bitkinlik, sosyal etkinliklere karşı ilgi ve istek kaybı olarak kendini gösteren tatil sonrası depresyonun, giderek yaygınlaşan bir depresyon şekli olarak son yıllarda dikkat çekici boyuta ulaştığına işaret etti.
Tatili; "hayal denizinde yaşamak" olarak niteleyen Şahinler, "Gerçeğe dönüp ayaklarımız yere bastığı zaman, tatile çıkarken geride bıraktığımız sorunlar olduğu gibi karşımıza çıkar. Kaldı ki, pek çok insan istemediği bir işte, sinirlerini bozan insanlarla çalışmaktadır. Bu nedenle tatil bu tür kişiler için tam bir kaçıştır. Tatil, kişinin farklı yaşama isteğini körükler. Tatilini değişik aktivitelerle geçiren kişi, tatil dönüşü tekdüze, heyecansız yaşantısına tahammül edemez" dedi.
Tatil beklentisi çok yüksek olan kişilerin, tatil süresinde umduklarını bulamadıkları zaman yoğun bir depresyona girebildiklerini, bunun yanı sıra, tatilde günün her saatini en sevdiği kişi veya kişilerle geçirmenin de gerilim ve sıkıntıya neden olduğunu ifade eden Şahinler, şöyle devam etti:
"Küçük bir otel odasında, havuz başında, yolculuk sırasında 24 saat birlikte olmak aranızdaki gerilimi kaçınılmaz olarak artıracaktır. Bu kadar yakın olmak, bilinç altına attığınız soruları teker teker su yüzüne çıkaracaktır. Aile içi çekişmeler ve tartışmalar tatilde sıkça görülen olaylardır. Kaldı ki, tüm yıl dört gözle beklediğiniz tatilin çok çabuk geçmesi de bu olumsuz duyguları iyice pekiştirir."
İnsanların tatilden döndüklerinde epeyce sinirli olduklarını ve işe döndüklerinde bu olumsuz duygularını dışa vuran kişilerin, tatile çıkmadan önce karşı karşıya kaldıkları sorunlara karşı daha tahammülsüz ve hoşgörüsüz bir tavır sergilediklerini kaydeden Uzmanı Dr. İbrahim Hakkı Şahinler, "Bu olumsuz duygulardan arınmak için kişilerin hafta sonlarını değerlendirmelerini, günlük yaşama küçük heyecanlar serpiştirmeliler. Ayrıca kişinin alışılagelmiş günlük yaşantısında kendisini rahatsız eden nedenlerin neler olduğunu bulup çıkarması ve farkına varması da çok önemlidir" diye konuştu.