Tatlı İntikam 14. bölümde; Pelin, babasından öğrendiği gerçekle alt üst olur. Sinan, Pelin'e büyük bir yalan söylemiştir. Sinan ise, Rüzgar ile konuşarak bu oyunu artık sonlandırmak istediğini söyler. Bir daha Pelin'i kaybetmek istemez. Pelin'e gider ve bu oyunu bitireceğini ifade eder . Fakat, Pelin'in artık güveni sarsılmıştır. Birbirine kavuşmak için sabırla yol alan, aralarındaki güveni ilmek ilmek işleyen ikilimizin sonunda aşkları resmiyet kazanmışken, onlar bunu kutlamak için büyük bir heyecan içinde romantik yemeklerini yerken döküldü Rıza ile birlikte taşlar… Bu esnada Sinan'ın donup kalması, ağzından "Ben seni üzmek ister miyim hiç Pelin?" dışında bir cümlenin çıkmaması şaşırtmadı. Anın büyüsüne o kadariçten yaşarken gerçek olmayan bir evlilik oyunu ve kendi iradesi dışında gelişen olaylar yüzünden sevdiği kadını kaybediyor olmak Sinan'a sarstı. Ancak hayal kırıklığının en büyüğünü Pelin yaşadı; sevdiğin adama sonunda kavuşabildiğini hayal ederken aslında evli olduğunu öğreniyor.
Sahte evliliğin Pelin tarafından öğrenilmesininden sonra olanlardan habersiz bir şekilde restoranda hazırlanan kutlama töreni birçok olaya ev sahipliği yaptı. Pelin'e doğruları anlatmaya fırsat bulamadan, saçma sapan bir evlilik oyunu yüzünden düştüğü duruma olan öfkesi Sinan'ı sonunda patlamaya hazır bir bomba haline getirdi. Giderek haddini aşan Rüzgar'ın dedesini durdurmaya yemin eden Sinan, vefa borcuna rağmen Rüzgar'a çok sert bir konuşma yaptı; bu oyun bir an önce sonlanacaktı.Fakat Sinan'ın öfkesiyle karşı karşıya kalan Rüzgar, tüm bu olanların içinde tek bir şeye takılıp kaldı; Sinan ve Pelin artık resmen beraber olduğuydu. Sırf bu gerçekle yüzleşmemek için dedesine bunun bir oyun olduğunu açıklayamadığını düşündüğümüz Rüzgar, önünü kesemediği bu evlilik haberinin Meliha'ya kadar ulaşmasını kılını kıpırdatmadan izledi. Üstüne üstlük sanki yaşadıkları gerçek bir evlilikmiş gibi Meliha'nın aslında kalbinden geçen gelinin kendisi olduğunu duyunca yüzünde oluşan ifadeyi de hiç beğenmedik. Bu oyun sayesinde kendisine aşık olduğunu sandığı Sinan'ı kaybetmemek için çok daha tehlikeli bir hale geleceğini düşündüğümüz Rüzgar, bize Ceyda'yı aratmayacak gibi duruyor. "Ne umduk, ne bulduk!" durumu oldu diyebiliriz.