İSTANBUL (İHA) - Sanatçı İbrahim Tatlıses, Derya Tuna'nın vurulması olayı ile ilgili İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorgulanırken, Tatlıses'in avukatı Şişli Nöbetci Sulh Ceza Mahkemesi'ne yakalama işlemine itirazda bulundu.
Bu arada, Derya Tuna'nın, ayağından vurulduğu akşam polis tarafından alınan ifadesinde, "Beni İbrahim Tatlıses ile oğlu vurdurttu" dediği, ancak tutanağa imza atmadığı ve sonraki ifadesinde ise ilk önce verdiği ifadeyi reddettiği, böylece Tatlıses'in serbest bırakıldığı öğrenildi.
Nöbetçi mahkeme tarafından verilen kararda, mağdure Derya Tuna'nın yaralanması olayında, 14 Ekim 2002 günü saat 22.30 sıralarında Cinayet Büro Amirliği görevlilerince Tuna'nın tutanak ile beyanın alındığı, bu ifadede mağdurenin, kendisini vurduran kişilerin, birlikte yaşadığı İbrahim Tatlıses ile oğlu Ahmet Salim Tatlı olduğu konusunda beyanda bulunduğu, ancak bu tutanakta mağdure Derya Tuna'nın imzasının bulunmadığı kaydediliyor.
15 Ekim 2002 günü saat 10.45'te, hastanede polis tarafından alınan ifadede, mağdurun, kendisini vuran şahsı görmediğini, İbrahim Tatlıses ve oğlu Ahmet Salim Tatlı ile ilgili bir açıklamasının da bulunmadığı belirttiği öne sürüldü.
Ayrıca, kimliği meçhul bir şahsın telefon ihbarı sonucu, İbrahim Tatlıses ile oğlu Ahmet Salim Tatlı hakkında yakalama işleminin gerçekleştirildiği belirtilerek, her iki şahsın, yakalama işleminde usulsüzlük olduğu gerekçesi ile itirazın kabulüne karar verildi. Dosya daha sonra savcılığa gönderilmiş ve Tatlıses'in ifadesinin alınmasına gerek olmadığı gerekçesi ile serbest bırakılmıştı.
Olayla ilgili olarak tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderilen Hüseyin Bozan ise, "Ben Derya Tuna'yı basından tanıyorum. Kendisini abla gibi seviyorum. Ancak açık saçık sahneye çıkması bana dokundu. Olay gecesi bir arkadaşımın yanına giderken Günay Restaurant'ın önünde bir kalabalık gördüm. Baktığımda Derya Tuna ve gazeteciler vardı. Yanımda taşıdığım 9 milimetre çapındaki tabanca ile kendisine yaklaştım,'Abla sana yakışır mı?' diyerek kalçasına bir el ateş ettim. Geriye döndüm. İki el de havaya ateş ettim ve olay yerinden yürüyerek arka caddedeki birahaneye girdim. Oradan ayrılarak Beyoğlu Taralabaşı'na gittim. Orada polislere teslim oldum. Üzerimde aynı tabanca bulunuyordu. Olaydan pişmanlık duyuyorum. Çok üzgünüm"
şeklinde ifade vermişti.