Tbbm Başkanı Cemil Çiçek’in Açıklamaları

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, CHP’nin yeniden Anayasa Mahkemesi’ne gidecek olmasına ilişkin tartışmaya artık Anayasa Mahkemesi’nin karar vereceğini söyledi.Keçiören'de Hocalı Şehitleri Anıtı’nın açılışına katılan TBMM Başkanı Çiçek, gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP’nin HSYK düzenlemesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayının ardından Anayasa Mahkemesi’ne yeniden gidecek olmasıyla ilgili soruya Çiçek, “Gelirken ana muhalefet partisinin CHP’nin müracaatı bana da geldi. Artık bu tartışmaya Anayasa Mahkemesi karar verecek. Dolayısıyla usulü belli, yolu belli. Bu tartışmayı bu manada sürdürmenin çok fazla faydası yok” cevabını verdi.Meclis TV’nin CHP yayınını kesmesiyle ilgili soru üzerine Çiçek, şöyle konuştu:“Dün ben onu söyledim. Maalesef belli bir süreden beri Türkiye’de bu kanunsuz dinlemeler sık sık Türkiye’nin gündemine oturuyor. Evvela işin bir kanunsuzluk, bir hukuksuzluk olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım. Aynı zamanda da ahlaksızca bir iş olduğunu kabul etmek lazım. Dolayısıyla bunun üzerinden Türkiye’de siyaset yapılır hale geldi. Buraya gelirken de gördük. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu konuyla ilgili bir soruşturma başlattı. İşin bu kısmı da artık yargıya intikal etmiş vaziyette. Ümit ediyoruz ki artık yargı bu işin bir şekilde sonlanması için elden gelen çabayı göstersin. Çünkü sizler de biliyorsunuz ki sabahlara kadar çalışıp, bu ülkede kamu düzeni tesis edilsin, hukuk hakim olsun düşüncesiyle, inancıyla yasa çıkarıyoruz. Birileri fütursuzca bu kanunları hiçe sayarak insanların özel hayatına girecekse, her türlü ahlaksızlığı yapacaksa o zaman bu kanunlar niye çıkıyor. Bu ülkede kamu düzeni nasıl tesis edilecek. Bunun hesabını bir şekilde hukuk çerçevesinde sorulması gerekiyor. Bunun hepimizin ortak tavrı olması gerekir. Hem bugün için hem geçmişte olup bitenler için. Bunu görmek lazım. Dün TBMM’deki olan husus ilk defa oluyor. Bizim Meclis televizyonu o saatlerde dışarıya yayın yapmıyor, bunun bilinmesi lazım. Sanki tüm Türkiye o saatte yayın yapıyor da kesilmiş gibi bir yanlış algılama olabilir. Bizim TRT ile yaptığımız protokol gereği saat 3 ile 7 arası biz yayın yapıyoruz. Grup toplantılarını Meclis televizyonu dışarıya vermiyor. Kesilme konusu olan husus bir yasa dışı bir husus. Yasa dışı bu vb. yayınlar açısından da hem Radyo Televizyon Kurumu’nun yayın ilkeleriyle ilgili 8. maddenin ilgili fıkralarına bir bakmam lazım. Örneklerini RTÜK’ten istedim. Bir klasör dolusu örnek karar geldi. Bu fıkralara uymadığı için. İkincisi Ceza Kanunu’nun 132. maddesi var. Haberleşmenin gizliliği, bir de 285. maddesi var gizliliğin ihlali diye. Dolayısıyla bu ceza hukuku bakımından da suç teşkil edeceği düşüncesiyle ilk defa karşımıza gelen bir husus. Hukuken incelettik. İnceletmeye de devam ediyoruz. Bu çerçevede konunun değerlendirilmesi gerekir. Değilse siyasi parti genel başkanının özünü kesmek bizim yapacağımız bir iş değil, biz herkesin görüşüne saygı duyarız ama bu öbür taraftan da bu yayın ilkelerini göz ardı ederek, bir yayın yapılması da kanunları çıkaranların kanuna uymaması gibi bir sonucu doğurur. O hassasiyeti göstermeye çalışıyoruz.”Konuşmasının hepsinin verilmediğini söyleyen Çiçek, birinin sözünün kesildiği gibi bir yaklaşımlarının olmadığını ifade etti.“SAVCI SÖYLÜYORSA DEMEK Kİ DOSYADAKİ BİLGİYE GÖRE SÖYLÜYOR”Bir gazetecinin, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının açıkladığı rakamlar var. 2 bin 280 kişinin doğrudan veya dolaylı yoldan dinlendiğine ilişkin, bu rakamı nasıl karşılarsınız” sorusu üzerine Çiçek, “Savcı söylüyorsa demek ki dosyadaki bilgiye göre söylüyor. Ben onun az mı çok mu olduğunu tayin edecek noktada değilim. Onunla ilgili de bildiğim kadarıyla HSYK inceleme soruşturma başlattı. Yani bunların sonucunu görmeden onların yerine koyarak açıklama yaparsak, en azından benim açımdan doğru olmaz ama savcı açıkladığına göre demek ki bir gerçeklik payı var demektir” diye konuştu.TÜBİTAK’ta 5 kişinin görevden alınmasının sorulması üzerine ise Çiçek, “Onu ilgili bakan arkadaşa sorun. O da soruşturmanın gereği olarak” dedi.