TBMM Başkanı Çiçek: Siyasette bahar atmosferine ihtiyaç var

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasette de bir bahar atmosferine ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bunun olmadığını görüyoruz.” dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Genç Anayasa Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada bu tür toplantıları çok önemsediğini söyledi. Çiçek, “Üzerimize bu görevi aldığımız günden beri büyük küçük demeden, katılanların sayısı azdır çoktur demeden, kimin toplantıyı tertip ettiğine bakmaksızın bu toplantılara katılıyoruz. Herkesten de bu sürece katkı vermesini bekliyoruz.” dedi.

2012’nin Balkan Savaşları’nın 100. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Çiçek, “Türkiye’de halen bu işi yeteri kadar ciddiye aldığı kanaati de taşımıyorum. Buradan üzüntülerimi belirtmek istiyorum. Türkiye’de birçok dernek var. Ama halen mart ayı çıkmak üzere, bir etkinliği ben bilmiyorum.” diye konuştu.

Anayasa çalışmalarına değinen Çiçek, genç nüfusa sahip bir toplumda gençlerin içinde olmadığı, katkı vermediği ve sonuçta da sahiplenmediği bir anayasanın yeni tartışmalara sebebiyet vereceğini kaydetti. Anayasa Uzlaşma Komisyonu olarak herkesin görüşünü önemsediklerinin altını çizen Çiçek, şunları dile getirdi: “Özellikle genç ve kadınlarımızın bu süreci sahiplenmelerini, görüşlerini açıkça ortaya koymalarını istiyoruz. Eğer ileride şurada şu eksiklik var, burada bu noksanlık var denirse; burada bizim kusurumuz olabildiğince azdır. Kimse bir şey söylemiyorsa, biz düşündüklerimizi yazarız. O da çok sağlıklı olmaz.”

Yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda genel bir mutabakat olduğuna işaret eden Çiçek, “Türkiye her sabah yeni bir anayasal sorun ile karşı karşıya. Dolayısı ile bu sorunlar da giderek bir siyasa krize dönüşme potansiyelini taşıyor. Zaman zaman da taşıdı.” dedi. Türkiye’nin yeni bir anayasa yapmak için yeterli tecrübe ve birikime sahip olduğunu kaydeden Çiçek, şöyle devam etti: “Yetişmiş insanımız var, talep var. O halde eksik olan ne? Talep oldu 4 siyasi parti, ‘bu dönem bu işi yapalım’ dedi. Her partiden 3’er kişi 12 arkadaşımızla beraber Anayasa sufisi olarak Türkiye’nin her tarafını dolaşıyoruz. Üzerimize büyük yük yüklendi. Bunun gereğini yapmaya çalışıyoruz. Ama anayasa yapım işi bir iklimdir. Bunu da görmek lazım. Bir bayram havasına, bir bahar havasına ihtiyaç duyulur. Böyle bir iklim yoksa toplumda tereddütler meydana gelir. ‘Bu işler gerçekten yapılacak mı, siyaset kurumu yeni bir anayasa yapacak mı, bunu 2012’de yapacak mı?’ diye bana gelen sorular var. Tecrübe var, talep var, birikim var, çaba var, gayret var ama iklim noktasında… Evvelsi gün nevruzdu. Bir bahar atmosferine siyasette de ihtiyaç var. Bunun olmadığını görüyoruz.”

Siyaset adamlarının Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi büyük değerler olarak kabul edilen kişilerin sözlerine atıfta bulunduğunu aktaran Çiçek, “Mevlana ‘hoşgörü’ diyor. Allah’ını seven söylesin. Siyaset kurumunda hoşgörü var mı? Hoşgörü yok, kavga var. Yunus Emre, ‘sevgi’ diyor. Biz nefret dilini kullanır hale geldik. Hacı Bektaş-ı Veli, ‘bir olalım’ diyor. Ortadoğu’da kavga var, Güneydoğu’da kavga var, siyasette kavga var. Bu kavga ortamında anayasa yapılsın istiyoruz. Canımızı dişimize takarak yollara düşüyoruz. Bu iklimin değişmesi lazım.” diye konuştu.

Siyaset dilinin kavga terminolojisinden uzaklaştırılması gerektiğini dile getiren Çiçek, “Yumruk sıkarak anayasa yapamayız. El sıkarak anayasa yapabiliriz. Yumruk sıkarak hiçbir toplumsal sorunu geçmişte çözemedik. Zaten büyüklerimiz, ismine atıfta bulunarak güzel güzel vecizelerini nutuk konusu yaptığımız ama bir türlü hayat felsefesi haline getiremediğimiz insanlar bize kavga edin demiyor. Oturun adam gibi, sorunlarınızı yüz yüze, ortak bir zeminde, bir bahar ikliminde oturun konuşun diyor, ama konuşulamıyor. Herkes bulunduğu noktadan bir santim gerilemiyor. O zaman orta yol nasıl bulunacak?” şeklinde konuştu.