TBMM Genel Kurulu

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan: - "(İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili tartışmalar) Yeni kurulan vakıf üniversitelerinin akademik kadrolarının yerleşmesi ve akademik anlamda rekabetçi bir ortamda başarıya ulaşabilmeleri için halihazırda bu üniversitelere destek veren üniversiteler var. Zaten bu, bir kayyum değil. Daha evvel yasal düzenlemelerle ve uygulamalarla, YÖK'ün kararlarıyla da şekillenen bir durumdur" - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: - "İstanbul Şehir Üniversitesine bir üniversitenin yönetiminin hami üniversite olarak atanacağını, kayyum atanacağını öğrendik. Bunu kimden öğrendik? Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsünün MYK sonrası toplantısından öğrendik. Kayyum atama yetkisi bir siyasi partiye verilen yetki değildir"

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, İstanbul Şehir Üniversitesiyle ilgili tartışmalara ilişkin, "Yeni kurulan vakıf üniversitelerinin akademik kadrolarının yerleşmesi ve akademik anlamda rekabetçi bir ortamda başarıya ulaşabilmeleri için halihazırda bu üniversitelere destek veren üniversiteler var. Zaten bu bir kayyum değil. Daha evvel yasal düzenlemelerle ve uygulamalarla, YÖK'ün kararlarıyla da şekillenen bir durumdur." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Reklam
Reklam

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü olduğunu belirterek, yaşamını yitiren madencileri rahmetle andı. Türkkan, "Maden işçilerimiz kuralsız, güvencesiz denetimsiz çalışmaya ve toplu ölümlerin gölgesinde kalmaya devam ediyor. Avrupa'da işçi kazalarında maalesef birinci sıradayız." diye konuştu.

Tazminatlarını alamayan Soma maden işçilerinin mağduriyetlerini yakından takip ettiklerini dile getiren Türkkan, bu konuda hükümetten daha hızlı adım atmasını beklediklerini söyledi.

Merkez Bankasının bazı birimlerinin İstanbul'a taşınacağına yönelik açıklamaları anımsatan Türkkan, "Merkez Bankasını İstanbul'a taşımanın Ankara alerjinizden başka hiçbir gerekçesi olamaz." ifadesini kullandı.

- "Yüreklerdeki acı hala dinmedi"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Dünya Madenciler Günü'nü kutlamak istediğini ancak dilinin buruk, kalbinin hüzünlü olduğunu belirterek, "Madencileri anarken bunları sorunlarını, yaşananları ve elbette 13 Mayıs 2014'te Soma'da yaşanan faciayı da unutmak mümkün değil." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Soma'da meydana gelen maden faciasının ardından Türk milletinin ilk günden itibaren var gücü ile bu acıyı sahiplendiğini anımsatan Akçay, "Türk milleti tüm imkanlarıyla Soma'nın yanında oldu fakat aradan geçen süre içerisinde yüreklerdeki acı hala dinmedi." dedi.

Soma'daki adalet arayışının bir diğer boyutunun da madencilerin tazminatları meselesi olduğunu vurgulayan Akçay, konuya ilişkin yapılan düzenlemede bulunan hükümlerin aradan geçen süreye rağmen işletilemediğini söyledi.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç ise 220 bin kapasiteli cezaevlerinde yaklaşık 280 bin tutuklu ve hükümlünün bulunduğuna işaret ederek bunların arasında 1334 hasta tutuklu ve hükümlünün de bulunduğunu savundu.

Cezaevlerinde yaşanan sorunlara ilişkin örnekleri anlatan Oluç, "Bugün cezaevlerindeki kötü muamele, kötü koşullar, işkence son derece sıkıntı verici bir duruma ulaşmıştır." dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da cezaevinde nefes darlığının ardından baygınlık ve bir süre bilinç kaybı yaşadığını belirten Oluç, "Şu anda durumu daha uygun ama tabii ki dikkat çekilmesi gereken bir durumla karşı karşıyayız." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Demirtaş'ın rahatsızlanmasının ardından yaşanan süreci anlatan Oluç, "Burada yıllarca milletvekilliği, parti eş genel başkanlığı yapmış bir kişinin bile başına bunlar gelebiliyorsa cezaevinde, diğer tutukluların ve hükümlülerin başına gelenleri herhalde tahmin edebiliyorsunuzdur." ifadesini kullandı.

Madenciler Günü'ne değinen Oluç, "Türkiye'de Madenciler Günü, kutlamadan çok hayatını kaybeden maden emekçilerini anma, geride kalan maden işçilerinin sıkıntılarını dile getirme günü haline gelmiştir." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bu günün birçok ülkede kutlandığını ancak Türkiye'nin bugünü bir yas günü olarak anmak durumunda olduğunu belirterek, "13 Mayıs 2014'te Türkiye tarihinin en büyük iş cinayeti ve dünyanın en büyük maden facialarından bir tanesi yaşandı." diye konuştu.

Soma'da meydana gelen maden faciasının üzerinden 5,5 yıl geçtiğini ve o dönem herkesin "Unutursak yüreğimiz kurusun." dediğini, devletin sözler verdiğini anlatan Özel, hayatını kaybedenlerin ailelerine verilen sözlerin kısmen tutulduğunu, mevcut madencilere verilen sözlerin pek azının tutulduğunu, iş güvenliğiyle ilgili sözlerin ise tutulmadığını söyledi. Özel, "Bugün Türkiye'deki madenler 13 Mayıs 2014 günü Soma Eynez Maden Ocağı ne kadar güvenliyse maalesef o kadar güvenli." dedi.

Reklam
Reklam

Ordu'nun Altınordu ilçesinde, uğradığı bıçaklı saldırı sonucu 20 yaşındaki Ceren Özdemir'in hayatını kaybettiğini belirten Özel, "Hepimizin yüreği yanıyor ve bu evladımızın ölümüyle kasımda cinayete kurban giden kadın sayımız 39'a, 2019'daki de 390'a çıktı. Rakamlar son derece korkunç. Meclise görevler düşüyor. Daha bugün Şule Çet cinayeti davasında kravat taktı diye ağırlaştırılmış müebbetten müebbede dönüştürme yaşandı. İstanbul Protokolü'ne uygun olarak, bu tip cinayetlerde asla ve asla indirime gidilmemesinin yasal düzenlemeye kavuşması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Şehir Üniversitesine ilişkin tartışmalara değinen Özel, şunları söyledi:

"İstanbul Şehir Üniversitesine bir üniversitenin yönetiminin hami üniversite olarak atanacağını, kayyum atanacağını öğrendik. Bunu kimden öğrendik? Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsünün MYK sonrası toplantısından öğrendik. Kayyum atama yetkisi, idareye verilen bir yetkiyse ki tartışılır ancak bir siyasi partiye verilen bir yetki değildir. Aynı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı'nın veto haberini de hiç erinmeden, sıkılmadan 'Cumhurbaşkanımız termik santrallerle ilgili düzenlemeyi veto edecek.' diyerek verdi. Hangi yetkiyle? Cumhurbaşkanı yetkisiyle. Sen nereden çıkıyorsun? AK Parti MYK toplantısından çıkıyorsun. Sen nesin? AK Parti'nin sözcüsüsün. Parti devleti eleştirilerini haklı çıkaran, itiraf niteliğindeki bu durumu tüm vatandaşlarımızın görmesi gerekiyor. AK Parti MYK siyasi pozisyon alır, siyasi rakipleriyle nasıl mücadele edeceğini konuşur ama eski bir başbakanın, kendi partisinin üçüncü başbakanının, ikinci genel başkanının bir parti kurduğu sırada, MYK toplantısından kayyum kararı çıkarıyorlar; akıl alır gibi değil."

Reklam
Reklam

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Madenciler Günü'ne değinerek, "Yerin metrelerce, yüzlerce, binlerce metre altında, evine aşını, ekmeğini götürmek için alın terleriyle çalışan işçilerimiz, tarihte yaşanan acı hikayelerle, maalesef iş kazalarıyla hafızalarımızda çok acıklı bir yer işgal ediyorlar." dedi.

Her gün evinden çıkıp evine aş, ekmek götürmek için çalışan emekçilerin, işçilerin, özellikle madencilerin huzur içerisinde akşam eve gelebilecekleri bir iş güvenliği sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Özkan, bunun için Mecliste herkese büyük görevler düştüğünü söyledi. Özkan, "Bu bağlamda, 13 Nisan 2014'ten tam yirmi ay evvel 30 Haziran 2012'de İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nı hayata geçirdik. Tabii, yasal düzenlemelerin kağıtta olması, evrakta olması ayrı bir şey, bunların ete kemiğe bürünüp idari uygulamalarla vatandaşlarımızın gündelik hayatına olumlu katkılar sunması ayrı bir durum." diye konuştu.

Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de bu yasal düzenlemeler elbette olumlu, güzel çalışmalar ve Parlamentomuzun başarısıdır ancak bu yasal düzenlemelerin, işte, Soma'daki faciada ortaya çıktığı gibi idari anlamda uygulama sorunlarından kaynaklı sebeplerle vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olduğu da açıktır. Bu bağlamda 30 Haziran 2012'de yapılan yasal düzenleme İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bir taraftan uygulanırken diğer taraftan da özellikle maden sektöründe yani en riskli alan olan madencilik faaliyetinde farklı iş güvenliği tedbirlerinin alınmasıyla ilgili yasal düzenlemeleri de Mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerin ortaklaşa çalışmasıyla hayata geçirmek durumundayız."

Reklam
Reklam

Özkan, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in termik santrallere ilişkin düzenlemenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından veto edilmesine ilişkin açıklamasının yöneltilen soru üzerine olduğunu söyledi.

İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili durumun 2017 yılında Danıştay ile başlayan dava süreci ile bugünlere geldiğini belirterek, "Danıştayın bir kararı vardır ve bu karar da herhangi bir kişinin siyasi parti kurma aşamasından çok önce, yıllar evvel başlayan yargısal sürecin neticesinde gelinmiştir. Bu noktada da biz hukukun, şeriatın kestiği parmak neyse ona tabi olmak zorundayız. Anayasal sistemimizin, hukuk düzenimizin gereği yerine getirildiği kanaatindeyiz. Bu konudaki takdir de kamuoyunundur." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in basın toplantısına termik santrallerle ilgili yasayı veto ettiğini açıklamasıyla başladığını söyledi.

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, İstanbul Şehir Üniversitesiyle ilgili ifade edilen olayın "kayyum" olmadığını belirterek, "Sadece Şehir Üniversitesi değil. Şu anda yeni kurulan vakıf üniversitelerinin akademik kadrolarının yerleşmesi ve akademik anlamda rekabetçi bir ortamda başarıya ulaşabilmeleri için halihazırda bu üniversitelere destek veren üniversiteler var. Zaten bu, bir kayyum değil. Daha evvel yasal düzenlemelerle ve uygulamalarla, YÖK'ün kararlarıyla da şekillenen bir durumdur. Bu bağlamda; hür, özgür, serbest, akademik alanda herhangi bir kayyum söz konusu değildir. Sadece, akademik başarılara ulaşsın diye farklı üniversitelerle beraber, kadrosu yerleşmiş üniversitelerle beraber çalışma imkanıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam