Tbmm Genel Kurulu’ndaki Kavga

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, ‘Torba Kanun’ teklifi görüşmeleri sırasında Cumartesi günü...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, ‘Torba Kanun’ teklifi görüşmeleri sırasında Cumartesi günü yaşanan kavgaya ilişkin, “Olaylar, 2 Temmuz Salı gününden beri aralıksız ve günde 12-16 saat çalışan Genel Kurul’un doğal gerginliği ve yorgunluğu sonucunda oluşmuştur. Bu yoğun çalışmanın TBMM Genel Kurulu’nu ne hale getirdiğini de böylece görmüş olduk” dedi.

TBMM basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM Genel Kurulu’nda Cumartesi günü ‘Torba Kanun’ teklifi görüşmeleri sırasında yaşanan olayların üzücü olduğunu ifade etti. Olayların yaşanmaması gerektiğini vurgulayan Altay, “Sayın Mehmet Emin Dirdar’a, Sayın Mahmut Tanal’a ve Sayın Engin Özkoç’a ve tüm milletvekillerine geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum” dedi.

Reklam
Reklam

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamaları değerlendiren Altay, Arınç’ın Cumartesi günü TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan olayları kamuoyuna yanlış aksettirdiğini öne sürdü.

Altay, “Keşke hükümet kanadından böyle bir açıklamayı olaylar yaşandığında orada bulunan İçişleri Bakanı yada Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yapsaydı. Olaylar 2 Temmuz Salı gününden beri aralıksız ve günde 12-16 saat çalışan Genel Kurul’un doğal gerginliği ve yorgunluğu sonucunda oluşmuştur. Nitekim AK Parti milletvekilleri kendi önergelerini reddedecek kadar yorgunluk, stres ve gerginlik hali içerisindeler. Bu yoğun çalışmanın TBMM Genel Kurulu’nu ne hale getirdiğini de böyle görmüş olduk” diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın TBMM Genel Kurulu’nda CHP’yi “darbe taşeronluğu” ile itham ettiğini belirten Altay, “Ancak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Genel Kurul’da Ana muhalefet partisin ‘darbe taşeronluğu’ ile açıkça itham etmesi Türkiye’yi demokrasi ile tanıştıran CHP’nin ve CHP’lilerin kabul edebileceği ve sindire bilecekleri bir itham değildir” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Mahmut Tanal’ın bakana herhangi bir fiili müdahalesinin olmadığını belirten Altay, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sayın Tanal komisyon sıralarında oturan Sayın Bakanın yanına gitmek suretiyle ‘böyle bir ifadede bulunamazsınız sözünüzü geri alın’ tepkisi koymak ve bakana iletmek için oraya gitmiştir. Zira AK Parti sıralarından gelen uğultu ve gürültüden dolayı TBMM’de kimsenin bir metre ötesini bile duyması mümkün değildir. Hiçbir milletvekilinin Parlamento’da bir bakana fiili saldırı yada darp yaklaşması düşünülemez ve kabul edilemez. Nitekim ben, sayın Tanal sayın bakanın yanına geldikten ve sadece bir cümle ‘buna hakkınız yok’ derken oradaydım. Bir tartışma olmasın diye sayın bakanla, sayın Tanal’ın arasına girdim. Fakat çok sayıda AK Parti milletvekili de aynı anda komisyon sıralarının önüne gelerek sayın Tanal’ı tartaklamaya başladılar.”

Tanal’ı komisyon sıralarından muhalefet kulisine açılan kapıya götürmek istedikleri sırada çok sayıda AK Partili milletvekili tarafından Tanal ve Özkoç’un linç edilmeye çalışıldığını öne süren Altay, Tanal’ın ve Öçkoç’un dakikalarca yerlerde tekmelendiğini ileri süren Altay, “Her iki arkadaşımızın yerlerde tekmelendiği sırada sayın Dindar’da maalesef darbe almıştır. Sağduyu sahibi CHP-MHP ve kimi AK Partili milletvekilleri sayesinde çok acı olaylar ve görüntülerin yaşanması engellenmiştir” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Başbakan Yardımcısı Arınç’ın dün yaptığı basın toplantısındaki konuşmasında ‘vurucu milletvekilleri’ ithamının asla kabul edilecek bir durum olmadığını sözlerine ekleyen Altay, Arınç’ın çok büyük bir siyasi tecrübesinin olmasına rağmen bu açıklamaları yapmasını yakıştıramadıklarını kaydetti.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın’ın açıklamalarını da sert bir dille eleştiren Altay, Aydın’ın ‘saldırıya maruz kalırsak kusura bakmasınlar herkes cevabını alır sözünün’ tahrik unsuru olduğuna dikkat çekti.

Parlamento geleneğinde sataşmanın yer aldığını ifade eden Altay, Parlamento geleneğinde var olan sataşmanın bundan sonrada var olacağını vurguladı. Sataşmanın olmadığı bir parlamentonun düşünülemeyeceğini dile getiren Altay, “İş bu dönemde sataşmanın çok ötesine geçerek bir taciz noktasına gelmiştir. 6 Temmuz gecesi birçok muhalefet milletvekili Meclis’te can güvenliğinden endişe eder hale gelmiştir. Sayıları 30-40 arasındaki iktidar milletvekillerinin kimi muhalefet milletvekillerinden hesap sormak adına muhalefet kulisini basmaları da bu çatı altında çok görüşmüş bir şey değildir” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“Parlamento Sayın Başbakan gergin olduğu için gergin” diye konuşan Altay, “Eğer sayın Başbakan gergin olmasa bilin ki parlamentoda gergin olmayacak” dedi.

Altay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın uzun tutukluluk süreleriyle ilgili “hakimler kararı uygulaya bilir’ açıklamalarını değerlendirdi.

Altay, “Hukuk ilişkidir, hukuk bir yorum işidir. Anayasa Mahkemesi de zaman zaman doğru sözler edebiliyor. Öyle anlaşılıyor ama bunu da etmesi lazımdı. Bunu etmezse o mahkemenin varlık sebebi, oradaki duruşunun bir anlamı kalmazdı. Bizim hukukçu milletvekillerimiz bu kararın açıklandığı günden beri söylüyor. Bu yeni bir şey değil. Olması gereken budur. Anayasa Mahkemesi kararı var. Bağlayıcı bir karardır ve bütün hakimlerin bu kararın gereğini yapması lazım. Yani hukuki bir boşluk yokken mahkeme Meclis bu işi bir yıl içerisinde yasal düzenlemeye kavuştursun dedi diye hakimlerin bir yıl daha insanları orada boyuna tutsak olarak yatırmasının bir anlamı yoktur. Başkanın açıklamaları doğrudur” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: