TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, dün Mecliste Çin heyeti ile yaptığı görüşmede, Uygurlara dönük politikalar konusunda karşılıklı diyaloğun korunmasının, bu konuda güven tesisi ve muhtemel insan hakları ihlallerinin giderilmesi için çok değerli bir imkan sunduğunu vurguladığını belirtti.
Çavuşoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, dün, Dışişleri Bakanlığı kanalı ile kendilerinden randevu talep eden Çin İnsan Haklarını Geliştirme Vakfı Başkanı Huang Mengfu ve beraberindeki heyetle Mecliste bir görüşme gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Görüşmede öncelikle Türkiye-Çin arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, Türkiye’ye daha fazla Çin sermayesi girişi, dış ticaret dengesinin Türkiye lehine düzeltilmesi gereğini dile getirdiğini belirten Çavuşoğlu, bu çerçevede, "Kuşak-Yol" projesinin önemine dikkati çektiğini ifade etti.
Son dönemde iki ülke arasında gelişen siyasi ve diplomatik trafiğin devam etmesinin yararlı olacağının altını çizen Çavuşoğlu, "Görüşmede, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlu soydaşlarımıza dönük olarak 2014 yılında uygulamaya konan 'ayrılıkçı terörle ve dini aşırılıkla mücadele' adı altındaki programın yol açtığı insan hakları ihlallerini gündeme getirdim ve insan hakları ihlallerinin kabul edilemez olduğunu ifade ettim." dedi.
Çavuşoğlu, Çin’in güvenlik kaygılarının ve bu konudaki medya dilinin ekonomi politiğinin farkında olduklarını ancak başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tarafsız insan hakları kuruluşlarının bölgeyi ziyaret etmelerine şartsız olarak izin verilmesi gerektiğini belirtti.
Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye kamuoyunun Uygurlara dönük politikalar konusunda çok duyarlı olduğunu, bu yüzden sürecin şeffaflaştırılması halinde, iddiaların doğruluğu/yanlışlığının çok daha sağlıklı bir şekilde ortaya konabileceği belirtilmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti'nden bir heyetin bu konuda, Türkiye ve dünya kamuoyunda ortaya çıkan iddialar konusunda ilk elden bilgi sunmak üzere Türkiye’ye ve komisyonumuza gelmesinin olumlu olduğu, karşılıklı diyaloğun korunmasının bu konuda güven tesisi ve muhtemel insan hakları ihlallerinin giderilmesi için çok değerli bir imkan sunduğu vurgulanmıştır. Aynı anlayışın Çin heyeti tarafından da benimsenmesi memnuniyet vericidir."