TBMM Başkanı Cemil Çiçek, tutuklu milletvekilleri konusunda çok çaba sarf ettiğini belirterek, "Aksini söyleyen benim günahımı almış olur. Neticede belli noktalarda zorluklarla karşılaştık" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda TBMM Başkanlığı bütçesine ilişkin sunum yapan Çiçek, daha sonra komisyon üyelerinin sorularını yanıtladı. Vekillerin soru önergelerine ilgili kurumların yeterli cevap vermediğine ilişkin eleştirilerine Çiçek, cevapların ilgisiz ve yetersiz olduğuna ilişkin ilgili kurumlara 5 Ocak 2012 yazı gönderdiklerini söyledi.
Mecliste norm kadronun çok üstünde personel bulunduğunu, yeni emeklilik teşvik sitemi ile 770 kişinin emekli olduğunu buna rağmen halen bir o kadar daha fazlalık bulunduğunu söyledi. Çıkarılan yasa ile artık Meclis'e sınavla eleman alındığını anımsatan Çiçek, bu kapsamda 24 uzman yardımcısı alındığını ifade etti. Eskiden Meclis'te maaş artışına imkan vermek adına çok sayıda unvan verildiğini belirten Çiçek, unvanların yarısının kaldırılmasıyla birlikte boşta pek çok personelin kaldığını ifade etti.
Meclis'e yapılan ek binaya yönelik eleştirileri de yanıtlayan Çiçek, projenin 2006 yılında yapılan yarışmayla belirlendiğini ve projenin Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'nda da kabul edildiğini söyledi.
TUTUKLU VEKİLLER
Çiçek tutuklu vekillerin durumuna da değindi. CHP İstanbul Milletvekili Mevlut Aslanoğlu'nun 'Onların sahibi sizsiniz' demesi üzerine Çiçek, "Bir sahiplik meselesi değil bu konu. Kimse kimsenin sorumluluğunu almaz. Bana düşeni ben alırım, başkaları da kendilerinin üzerine düşen sorumluluğu alması lazım" karşılığını verdi.
Konunun insani, hukuki, siyasi boyutu olduğunu belirten Çiçek, insani boyut konusunda ister milletvekili ister vatandaş olsun insani boyutu konusunda kimsenin özgürlüklerden yoksun kalmasını vicdanen kabul etmenin mümkün olmadığını ifade etti. Tutukluluğun hala Türkiye'de tartışılan konuların başında geldiğini belirten Çiçek, ''İşin siyasi ve hukuki yönünü örtüştürmediğimizde bunu siyaseten söylem konusu yapıyoruz. Ben de yaptım. Söyledim. 10 defa söylemek yerine 15 defa söylemek fayda getirecekse her sabah isterseniz burada toplanıp söyleyelim'' dedi.
CHP'li Aslanoğlu'nun ''söyleyelim'' demesi üzerine Çiçek, şöyle konuştu:
''Lafın tamamı deliye söylenir. Bir defa söylersiniz, karşı taraf anlar, anlamayacaksa 10 defa söylersiniz. Bir kısım konular var ki davulla, zurnayla, herkese duyurarak yapılmaz. Zemini, imkanları yoklarsınız, çaba gösterirsiniz. Bazen de böyle olması gerekir. Eğer işin tabiatında bir nezaket, hassasiyet varsa... Ben bu konuda çok çaba sarf ettim. Aksine söyleyen benim günahımı almış olur. Neticede belli noktalarda zorluklarla karşılaştık. Bu zorluklardan birini söyleyeyim; adına Ergenekon davası denilen, ben demiyorum, kamuoyunda öyle algılandığı için. Bu konuda AİHM'e iki müracaat oldu. Oradan çıkan kararlar, bizim anladığımız tarzda, bizim düşüncemizi, temennimizi kuvvetlendiren, doğrulayacak kararlar olmadı. Maalesef. Uzun tutukluluk süresi dahil, Sözleşme'ye aykırılıkla ilgili tartışma başladı. Bir kişi milletvekili olsun veya olmasın, bir kişi 2, 3, 4 sene tutuklu olabilir mi? AİHM'in verdiği karar, bizim beklentilerimizi, temennilerimizi karşılamak yerine, tam tersi iki karar çıktı.''
“4 SİYASİ PARTİ EVET DİYORSA, BU ÇALIŞMAYI BAŞLATAYIM”
Konunun daha adaylık sürecinde de tartışıldığını anımsatan Çiçek, şunları söyledi:
"Tartışma seçimden evvel başladı. Seçimden evvel Türkiye'deki bir kısım saygın hukukçular, 'Eğer siz 83 ve 14. maddeyi değiştirmezseniz istenen sonucu elde eme şansınız yok' dediler. Biz bu kuralı değiştiremedik. 4 partinin temsilcileri var, ben bir icapta bulundum. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, İçtüzük, Milletvekilliği statüsü, 83 ve 14. madde dahil siyaset hukukunu düzenleyen ve günümüz şartlarına ters düşen, işimizi zorlaştıran bir çok hükümler var. Birçok düzenleme yapılması lazım. Eğer 4 siyasi parti evet diyorsa, ben bu çalışmayı başlatayım. Değilse yola çıkıp, geçmişte bir konuda oldu, yola çıktık hep beraber, sonra yarı yolda ben tek başıma kaldım. Bu konularla ilgili bir çalışmaya varsa siyasi partilerimiz, bana müracaat ederler ben de bu işin gereğini yaparım. Yoksa ne Anayasa ne İçtüzük tek başına bir şey yapma imkanım var. Ancak birlikte bir şey yapabiliyoruz, birlikte bir kısım zorlukları aşabiliyoruz. Birlikteliği sağlamada teşebbüslerimiz oldu. Bazıların içinde ben bulunmadım. Ben bir araya getirmek için çaba sarf ettim, makamımda otururken iki parti öbür odada görüşme yaptı. Tarafların bir araya gelmesine yardımcı oluyorum, bugün de oluyorum ama bohçanın 4 ucu bir araya gelmediğinde çıkın yapmak da mümkün olmuyor. Tutuklu milletvekilleri konusunda en son adli kontrol konusunda, ben o müesseseyi önemsedim, bundan da bazı arkadaşlarımızın istifade edebileceğini."
“BU ANAYASANIN DENGESİ BOZUK”
82 Anayasası’na göre erkler arası konum itibarıyla en zayıf, güçsüz olanın yasama organı oyduğunu belirten Çiçek, "Bu anayasanın dengesi bozuk. Erkler arasında denge gerçekten bozuk, hem de yasamanın aleyhine bozuktur. Bu bugün de 82'den beri bozuktur. Bunun güncelle alakası yok. Yarın başka güncel konular çıkacaktır. 2014'ten sonra bu Anayasa'daki dengeler yeni baştan ele alınmadığı sürece, her gün yeni anayasal sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Bu Anayasanın değiştirilmesini zaruri kılan en önemli sebeplerdin birisi de budur. Yasama sanki çok büyük yetkilere, imkanlara sahip gibi gözüküyor. Hayır bu Anayasa'da yürütme ve yargı daha ön planda, yasam daha ikinci plandadır" dedi.
Çiçek, CHP'li Aslanoğlu'nun 'Yumruğunuzu vuracaksınız' diyerek elini masaya vurması üzerine, ''Efendim yumruk vurma işi, şark vari bir usuldür. Demokrasilerde yumruk yerine dil kullanılır. Ben dil kullananlardanım'' karşılığını verdi.
Çiçek'in, Aslanoğlu'na, ''Hiç merak etme, bu tür sözlerle ve görüntülerle yarın medyada benden daha fazla yer alırsın'' demesi salondakileri güldürdü.
ZİNCİRLİ EYLEM
Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, tutuklu vekillerin durumunu protesto etmek için konuşmasını ellerini zincirleyerek yaptı. Komisyon Başkanı Lütfi Elvan'ın zinciri çıkarması yönünde uyarması üzerine Aslanoğlu, "Ben derdimi böyle anlatabilirim" diyerek konuşmasını elleri zincirli yaptı.
"Ben Cumhur'u arıyorum, Nerede? Meclis'te falan yok" diyerek tepkisini dile getiren Aslanoğlu, Mecliste 550 milletvekili arasında tutuklu vekillerle aynı konudan yargılanan vekiller olduğunu söyledi. Tutuklu vekillerle ilgili henüz kesinleşmiş yargı kararı olmadığına işaret eden Aslanoğlu, "Cumhurun iradesi seçilmiş milletvekilleri hapiste olamaz. Hangi milletvekili suçlu ise yargı kararı kesinleşmişse gitsin cezasını çeksin suçluyu koruyun demiyoruz. Ama suçu kesinleşmemiş vekilin tutuklu olmasını eleştiriyoruz. Böyle bir şey olamaz. Ciğerimiz yanıyor cumhurun iradesi burada olmadığı için yanıyor" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz