Rengin Arslan
İstanbul
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 28 Aralık 2011'de düzenlediği hava operasyonunda 34 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından çalışmaya başlayan TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, kabul edilmesinden 3 hafta sonra kamuoyuna açıklandı.
Raporda, köylülerle, yakınlarını kaybedenlerle, sınır güvenliğini sağlayan birliklerle yapılan görüşmeler aktarılıyor. Bunların yanında Genelkurmay Başkanlığı’nın, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) konuya ilişkin değerlendirmelerine yer veriliyor.
İnsansız Hava Araçları’nın (İHA) görüntülerini de izleyen komisyonun, görüntülerle ilgili bir değerlendirmeleri yer alırken, kamuoyu tarafından yanıtı beklenen bazı sorular yanıtsız kalıyor.
Bu soruların en başında ise, dört kişinin sağ olarak kurtulduğu, 34 kişinin hayatını kaybettiği hava saldırısıyla ilgili emrin kim veya kimler tarafından verildiği.
Komisyon raporunda özellikle bombalamanın yapıldığı 28 Aralık 2011 tarihinden bir ay önceye giden istihbarat akışının PKK’nın lider kadrosunda yer alan Fehman Hüseyin’in Türkiye’ye giriş yapacağı yönünde yoğunlaştığını vurguluyor. Hava operasyonuyla öldürülen kişilerin arasında Fehman Hüseyin’in olabileceği yönündeki kuşkuların bombardımana zemin hazırladığı belirtiliyor.
Raporda ayrıca sınır güvenliğini tehdit eden ve zorlaştıran çeşitli koşullar irdeleniyor. Kaçakçılıkla mücadele için önerilerde bulunuluyor.
Peki raporda aktarılan, öne çıkan bilgiler neler? Komisyondaki CHP ve BDP’li milletvekilleri muhalefet şerhlerinde ne diyor?
İHA ilk görüntüyü 17.20’de sınırın kuzeyinde tespit ediyor. Tespit edilen ilk görüntü "kaçağa" giden 38 kişinin buluşacağı araçlar. İnsan ve hayvanlardan oluşan grup 18:23’te tespit ediliyor. İlk bomba ise 21:40’da atılıyor. İkinci bomba ilkinden üç dakika sonra, üçüncü bomba ikinciden 19 dakika sonra, dördüncü bomba ise 22 dakika sonra saat 22:24’te atılıyor. Bu bombalamalar sonucunda bir kısmı çocuklardan oluşan kaçakçı kafilesinde 34 kişi hayatını kaybetti.
Komisyonun İHA görüntüleri üzerine değerlendirmesinde şöyle deniyor: “[İnsan ve hayvanların tespit edildiği 18:23 ile ilk bombanın atıldığı 21.39 arasında] tüm kurum ve birimlerin eşgüdüm içerisinde çalışmasıyla görüntülenen grubun tanımlamasının yapılabilmesi için yeterli sürenin bulunduğu, bölgenin coğrafi koşulları ile birlikte grubun bombalandığı alan olan bekleme noktasının en yakın askeri üs bölgesine ve yerleşim yerine yaklaşık 4-5 km uzakta olduğu hesaba katıldığında grubun terörist olup olmadığı hususunu teyit etmek için yeterli bir zaman olduğu halde bu imkanın iyi değerlendirilmediği kanaatine ulaşılmıştır.”
Raporda genel istihbari bilgiler ışığında, “terör örgütü elebaşlarının da içinde bulunduğu grupların intikam ve misilleme amaçlı büyük saldırılar gerçekleştireceği” düşünüldüğü sık sık vurgulanıyor. Buna rağmen, “[kaçakçı] gruba ilişkin özel bir istihbarat olmadığı” belirtiliyor.
Ayrıca komisyon, “Grubun hal ve hareketlerinden mevzilenme veya herhangi bir saldırıya karşı tedbir almadıkları, aksine oldukça rahat tavır sergiledikleri görülmüştür,” diyor.
İHA’ların operasyonel görevlendirmesi, bölgeden sorumlu askeri birlikte değil, 2. Ordu Komutanlığı ve 2. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’nin koordinasyonu ile üst komutanlık tarafından verilen emirler ile yapılıyor.
Genelkurmay: İstihbarat vardı
Komisyon raporunda genel hatlarıyla verilen ancak CHP’li komisyon üyesi Levent Gök’ün muhalefet şerhinde tam metin olarak yer verdiği Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre “Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21:37- 22.24 arasında hedef, ateş altına alınmıştır.”
Komisyonun bilgi almak için görüştüğü Uludere Kaymakamı Naif Yavuz, olaydan daha önce bilgisi olup olmadığına olumsuz yanıt veriyor ve kendilerinden bilgi istenmediğini ifade ediyor: “Böyle durumlarda mutlaka bize ulaşılır ve biz yarım saat, bir saat içerisinde onların kaçakçı mı terörist mi olduğunu gerekli olan yerlere bildiriyoruz, bildiririz yani... Sadece şunu söyleyebilirim, dediğim gibi bize burada haber geldiğinde 4 veya 5 terörist için bile mutlaka birilerini gönderiyoruz, yüzde 100 ihtimal vermediğimiz sürece herhangi bir operasyona izin vermiyoruz,” diyor.
34 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalama olayından ertesi gün haberi olduğunu belirten MİT komisyonun sorusuna “Olay tarihinde sınırı geçen şahısların MİT görevlilerince takip edilmediği, olayın gerçekleştiği tarihte bir terörist grup tarafından sınırdan sızma olacağı ve Fehman Hüseyin isimli teröristin bu grubun içinde telsiz kestirmesinin alındığına dair bir bilginin askeri birimlerle paylaşılmadığı” şeklinde yanıt veriyor.
Komisyon raporunda sonuç bölümünde ise, “Tüm Türkiye’yi derinden üzen ve sarsan olayla ilgili yapılan araştırma ve incelemelerde olayın kasten yapıldığına yönelik olarak herhangi bir delil elde edilemediği görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.” deniliyor.
Raporda aynı zamanda kaçakçılara ilişkin tespitlerde de bulunuluyor. Kaçakçılık ve sınır güvenliğinin tartışıldığı bölümde, “Kaçakçılık yaparken yakalananlar arasında bazen devletten aylık olarak düzenli maaş alan geçici köy korucularının da bulunmasının, kaçakçılığın mecburiyet veya ihtiyaçtan ziyade bazı vatandaşlarca meslek haline getirildiğini gösterdiği”ne dikkat çekiliyor.