ANKARA (İHA) - TBMM'de Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 56. Toplantısı gerçekleştiriliyor. Toplantıda bir konuşma yapan TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Meclis olarak reform sürecini ileriye götürmeye kararlıyız.
Bu çerçevede, 9. Uyum Paketi bünyesindeki yeni yasal düzenlemeleri yaz tatiline girmeden önce sonuçlandırmak için azami gayret göstereceğiz. Küreselleşme, AB açısından da çeşitli sınavları beraberinde getirmiştir. Terörizm, insan kaçakçılığı ve örgütlü suç hepimizi tehdit etmektedir. Yoğun ekonomik rekabet, yol açabileceği istikrarsızlıklar nedeniyle birçok ülkenin insanını gelecek açısından endişeye sevk etmektedir" dedi.
TBMM, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 56. Toplantısı'na ev sahipliği yapıyor. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis olarak, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun çalışmalarına özel değer verdiklerine işaret ederek, "KPK, uzun geçmişi ve birikimiyle ülkemizle AB arasında var olan ve karşılıklı görüş alışverişine imkan veren çeşitli platformlar içinde müstesna bir yere sahiptir. KPK'nın 56. Toplantısı'nın, ortak kurumumuzun çalışmalarına ilave katkı ve ivme sağlayacağına inanıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Bu toplantının, Türkiye-AB ilişkilerinde özel anlam taşıyan bir döneme denk geldiğinin altını çizen Arınç, Türkiye-AB müzakerelerinin açılmasıyla AB'nin Avrupa'nın ortak değerler ve normlar üzerinde kurulu olduğu yolunda tüm dünyaya olumlu bir mesaj verildiğine işaret etti. "Üyelik kıstaslarının tümünü karşılamak hususunda azami gayreti göstereceğiz. Halkımızın kararlılığı, üyeliğimizin çok uzak olmayan bir gelecekte gerçekleşmesi yolunda en kuvvetli itici gücümüz olacaktır" diyen Arınç, Türkiye'nin son yıllarda hız kazanmış olan etkileyici bir değişim süreci yaşadığını ifade ederek, "Vatandaşlarımızın sahip oldukları bireysel hak ve özgürlüklerin kapsamı genişletilmiştir.
Ekonomik alandaki reformlarımız istikrar ve refah getirmiş ve Türkiye'nin yabancı sermaye açısından dünyanın sayılı çekim merkezleri arasına girmesini sağlamıştır. TBMM, Türkiye'deki bütün reform çabalarında öncü rol oynamıştır. TBMM olarak reform sürecini ileriye götürmeye kararlıyız. Bu çerçevede, 9. Uyum Paketi bünyesindeki yeni yasal düzenlemeleri yaz tatiline girmeden önce sonuçlandırmak için azami gayret göstereceğiz" açıklamasında bulundu. Küreselleşmenin AB açısından da çeşitli sınavları beraberinde getirdiğine değinen Arınç, şöyle konuştu:
"Terörizm, insan kaçakçılığı ve örgütlü suç hepimizi tehdit etmektedir. Yoğun ekonomik rekabet, yol açabileceği istikrarsızlıklar nedeniyle birçok ülkenin insanını gelecek açısından endişeye sevk etmektedir. Bugüne kadarki tecrübelerimiz, küresel çaptaki bu sorunların, daha fazla korumacılık veya izolasyonla çözümlenemeyeceğini göstermiştir.
Tam tersine, bu sorunları çözümleyebilmek için işbirliği ve dayanışmanın güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bir yandan, uluslararası rekabetle başa çıkılması için ekonomilerimizin yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Diğer yandan, temel hak ve özgürlükler ve hukukun üstünlüğünün yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır. AB'nin genişleme yoluyla gerçekleştirmekte olduğu işte budur: demokratik değerler ve serbest piyasa ekonomisi daha geniş bölgelere yaygınlaştırılmaktadır. Etki alanını genişletmek yoluyla, AB, kendisini çevreleyen coğrafi alanlardaki nüfuzunu da güçlendirmekte, bu sayede kendi barış, güvenlik ve refahını daha etkin biçimde koruyabilmektedir."
"AB ÜYELİĞİ TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK BİR HEDEFTİR"
AB'nin bugün karşı karşıya olduğu en önemli sınavın, kendisini ileriye yönelik olarak kapsamlı biçimde yeniden tanımlama olduğunu ifade eden Arınç, "Bu, ekonomik ve sosyal alanlarla ilgili bir kuruluştan küresel çapta bir güce dönüşmeyi içermektedir. Bu çerçevede, AB'nin, küreselleşmenin getirdiği sınavlar ve 21. yüzyılın teknolojik ve kültürel gerçekleriyle etkin biçimde başa çıkabilecek bir oluşum haline geleceğine inancımız tamdır. AB üyeliği Türkiye için stratejik bir hedeftir. Günlük hayatın her alanına evrensel standart ve uygulamaları getirecek büyük bir reform hareketinin parçasıdır. Türkiye'nin üyeliğinin getireceği yararlar, AB'nin geleceğine ilişkin vizyonuyla da yakından ilgilidir.
Türkiye'nin tam üyeliği, sadece Avrupa'da güvenlik ve refahın korunmasına katkı sağlamayacak, aynı zamanda Avrupa değerlerinin Avrupa'yı çevreleyen bölgelere ve daha ötesine yayılmasını da kolaylaştıracaktır. Biz parlamenterlere bu bağlamda özel sorumluluk düşmektedir. Halklarımızın temsilcileri olarak, onların çıkarlarını göz önüne alarak hareket etmek görevimizdir. Bu anlayışla, Avrupa Parlamentosundaki dostlarımıza, Türkiye ile ilgili konuları adil ve objektif biçimde ele almaları için sesleniyorum. Yapıcı eleştiriye her zaman açığız, ancak KPK üyesi dostlarımızdan, ülkemizi daha iyi tanıdıklarından Avrupa Parlamentosu'nun diğer üyelerine nazaran daha objektif davranmalarını bekliyoruz" açıklamasında bulundu.
Arınç konuşmasında, sözde Ermeni soykırımına da değinerek, "1915 olayları tarihçilerce üzerinde mutabakata varılamamış bir konudur. Ermeni çevreler bu üzücü olayları 'soykırım' diye tanımlarlarken, pek çok saygın yabancı ve Türk tarihçi, 1915 yılındaki tehcir uygulamasının yalnızca güvenlik nedeniyle alınmış bir tedbir olduğunu ve kesinlikle 'soykırım' olarak nitelendirilemeyeceğini ifade etmektedirler. Aynı şekilde arşivlerimizde bulunan pek çok belge de tarihçilerin bu değerlendirmesini haklı çıkartmaktadır. Türkiye 1915 olaylarının aydınlatılması konusunda işbirliğine hazırdır.
Tarihçilerin, Anadolu halkının Birinci Dünya Savaşı sırasında birlikte yaşadığı bu trajediyi, önyargısız ve tarafsız bir biçimde araştırmasını istiyoruz. Bu anlayışımızdan hareketle, geçen yıl Ermenistan'a Türk ve Ermeni tarihçilerin 1915 olayları hakkında birlikte iki ülkenin ve ilgili bütün 'e kadarki tecrübelerimiz, küresel çaptaki bu sorunlarıülkelerin arşivlerinde etraflı bir şekilde araştırma yapmalarını önderdik.
Elde edilecek tüm bulguları bütün dünya kamuoyu ile paylaşmalarını da istedik. Ancak, başta Fransa olmak üzere, bir takım dostlarımızın kendi geçmişlerindeki tartışmalı olayları tarihçilerin değerlendirmesine bırakmaları gerektiğini söylerlerken, bir yandan da 1915 olaylarının tartışılmasına dahi tahammül etmemeleri bir çelişkidir. Tarihsel dayanağı olmayan Ermeni iddialarını sorgulamayı dahi suç haline getiren yasal düzenlemeler yapmaya çalışmaları ayrıca büyük bir yanılgı ve Türkiye'yi üzecek bir hatadır. Bütün dost ülkelerden beklentimiz, iç siyasi saiklerle bu iddialar hakkında sanki tartışılmaz tarihi gerçekler gibi parlamentolarında kararlar almak, yasalar çıkarmak yerine, ülkemiz tarafından yapılan bu tarihi öneriye destek vermeleridir."