ANKARA (İHA) - TBMM Genel Kurulu'nda dün başlayan ve bir AB Genel Görüşmesi'ne dönüşen 2005 yılı bütçe müzakerelerinin ikinci gününe 'Başkanlık tartışmaları damgasını vurdu.
Genel Kuruldaki 2005 yılı bütçe görüşmeleri bugün sabah saat 11.00'de başladı. Genel Kurulda öğle saatlerine kadar Başbakanlık, Dış ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile Diyanet İşleri Başkanlığı bütçeleri ele alınıyor. Başbakanlık bütçesi üzerinde söz alan AK Parti İstanbul milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, "Bütçe yasasını getiren hükümet, uygulayan hükümet. Amerikan modelinde parlamento, parlamenter sistemdekilerden en az iki kat daha etkilidir. Kuruş harcayamaz hükümet parlamentonun izni olmadan. Başkan sırf yürütmede yetkilidir. Türkiye'de koalisyon dönemlerinde başbakanlık fonksiyonlarında dağınık vaziyette. Dönüşümlü başbakanlık gibi hafsalamın almadığı modeller oluşturuluyor. 81. yılındayız Cumhuriyetimizin, 59. Hükümet işbaşında. 59'u 4'le çarpalım. 236 yapar. Bu ne demektir? Normalde Cumhuriyetin 81. yılında kurduğumuz hükümet Cumhuriyetin 236. yılında kurulması gerekir. Bunu düşünmemiz gerekir" dedi.
CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Hasan Fehmi Güneş ise, Kuzu'ya cevap verirken, "Cumhuriyet tarihi boyunca başbakanlık hiç bu düzeyde etkili ve yetkili olmamıştır. Bu yanlış gereksiz bir arayıştır. Sistem arayışını belli kişiye endekslemek, indirgemek yanlıştır. Unutmamalıyız ki her yönetim sisteminin hem çok başarılı hem çok başarısız örnekleri vardır. Her topluma her döneme uyacak tek tip başarılı prototip yoktur. İstikrar gerekçeleriyle demokrasiden vazgeçemeyiz, demokrasiden cayamayız. Öncelikli sorunumuz tüm siyasal yapımızı, partilerden başlayarak demokratikleştirmektir. Laik demokratik cumhuriyeti esirgeyerek ülkemizi yönetmeyi öğrenmek zorundayız. Bunu Türkiye'yi Bush Amerikası'na ve Charles de Gaulle Fransası'na benzetmek uğruna Peron Arjantini'ne düşmeden yapmak zorundayız. Başbakanlık yürütme erkinin temel unsurudur, ancak o kadar. Başbakanlığı bir yargı yeri haline getirme, eğer bilerek yapılıyorsa, çok yanlış bir uygulamadır. Başbakan bir konuşmasında 'Biz bürokratik oligarşiyi maalesef halledemedik' diyor. Başbakan burada bürokratik oligarşi olarak kimi, kimleri hangi kamu görevlilerini kastediyor?" karşılığını verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu ise, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın en sıradan konularda bile çözüm üretme yerine sistemin çalışmamasından yakındığını öne sürerek, sistemle yurttaş arasındaki mesafeyi açmaya çalıştığını iddi etti. Kumkumoğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'bürokratik oligarşiden' yakındığını hatırlattı ve Genel Kurul salonundaki bürokratlara dönerek, "Hanginiz oligarşiksiniz değerli bürokratlar, sizedir bu ithaf?" diye sordu.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in halen ısrarla görevde tutulmasını da eleştiren Kumkumoğlu, imamların İslam'ın daha rahat yaşanabilmesi için AB'ye girilmesini istediği şeklindeki haberleri de hatırlatarak, "Sorun Türkiye'nin ılımlı İslam'ı yaşatması mıdır, yoksa 80 yıldan bu yana laik demokratik cumhuriyeti yaşatması mıdır? Türkiye'nin bu yanını öne çıkarırsanız başkaları da sizdeki etnik farkları öne çıkarırlar. Allah'tan Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkenin mayası kanla öyle bir yoğrulmuş ki bozamıyorlar. Bir kesim 'Biz asli unsuruz, azınlık değil' dediklerinde hoşunuza gidiyor; ama 'bizim ibadet yerimiz cem evleridir' dediklerinde 'yok hayır siz bilmiyorsunuz. Sizin ibadet yeriniz cem evi olamaz camidir' diyorsunuz. Peki nedir buralar, buralar kültür evleridir, kültür faaliyetleri yürütülen yerlerdir. Peki bu birime Kültür Bakanlığı bütçesinden kaç lira ayrılmıştır?" diye konuştu.
Genel Kurulda şu anda Başbakanlık, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile Diyanet İşleri Başkanlığı bütçeleri üzerinde 2. tur görüşmeleri yapılıyor.