Ümit KOZAN/ ANKARA, TBMM Genel Kurulu’nda MHP grubunun verdiği Süleyman Şah operasyonu hakkında önerge ile ilgili konuşmak üzere kürsüye çıkan Korkmaz, Ak Partili milletvekillerine, "Değerli AKP milletvekilleri, vatan neresidir, ne ifade eder; önce bunu bir sorgulayarak sözlerime başlamak istiyorum. Hiç düşündünüz mü değerli arkadaşlar? Bu millet için bu vatan, candan, canandan bile aziz bilinen ve uğruna can verilen topraklar, hafızasında taşıdığı, hatırasında yaşattığı her yerdir” diye hitap etti.
Operasyona ilişkin değerlendirmede de bulunan Korkmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP Hükümetinin talimatlarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı unsurlar bir gece operasyonuyla Suriye'de yer alan ve Türk toprağı olduğu 1921 Ankara Antlaşması'nın 9'uncu maddesiyle teyit edilen, asker bulundurma ve bayrak çekme hakkının olduğu Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu 94 yıl sonra IŞİD'e terk edilmiştir. Dönerken de türbe ve karakol yerle bir edilmiştir. Hemen yeri gelmişken sorayım: Bu kürsüden defalarca cami, türbe istismarı yapan kimdi? ‘Camileri, türbeleri yıktınız, yaktınız.’ diyen kimdi? Senin şu yaptığına bak ey AKP, ecdadın yaptığı türbeyi yıkma emrini verirken hiç Allah'tan korkmadın mı, hiç vicdanın sızlamadı mı? Lozan'ı bile tartışmaya açan AKP Hükümeti, bu ricat operasyonu ile Lozan'ın kazanımlarından fersah fersah ülkeyi geriye götürmüştür. Bir asırdır mağlubiyet yüzü görmeyen Türk milleti, ne acıdır ki 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz'dan beri ilk kez geri çekilmiştir, ilk defa vatan kabul ettiği toprakları kaybetmiştir. Çekilmiş de ne olmuştur? Ecdat yadigârı emanetler, Türkiye'ye 200 metre uzaklıktaki PKK'nın uzantısı PYD'nin kontrolündeki Eşme köyüne defnedilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olan Lozan Anlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne tanıdığı haklardan vazgeçilerek PYD'nin insafına kalınmıştır. Göz göre göre aziz vatan toprağından vazgeçilmiştir millete sorulmadan, milletin onayı alınmadan. Millî güvenliğimiz ve millî kazanımlarımız yok sayılmıştır. Milli onurumuz ayaklar altına alınmıştır.
Soruyorum ey AKP'li milletvekilleri; ‘Orta Doğu'da bizden habersiz yaprak bile kımıldamaz’ diyen kimdi? ‘Hükümetimizle beraber Türkiye hem Orta Doğu'da hem de dünyada oyun kurucu haline geldi’ diye böbürlenen kimdi? Genel Başkanını dünya lideri olarak ilan eden kimdi? ‘Süleyman Şah Türbesi'ne yönelik bir tehdit olursa gereği yapılacaktır. Bu topraklarda yapılacak bir saldırı, Türkiye'ye yapılmış bir saldırı olarak kabul edilecektir.’ diyen kimdi? ‘Oradaki askerimizin güvenliği için her türlü tedbir alınacaktır, her adım atılacaktır’ diyen kimdi? ‘Şam'daki Emevi Camisi'nde namaz kılacağız, Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacağız, Bilal-i Habeşi'nin türbesinde dua edeceğiz’ diyen kimdi? Kim olacak? Başta Erdoğan, onun genel sekreteri Davutoğlu, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde başka paşa kalmamış gibi Genelkurmay Başkanı yapılan kendine özel paşa. Ülke bekası açısından adeta Bermuda Şeytan Üçgeni. Bırakın bölgede oyun kurmayı, oyunda küresel ve bölgesel güçlerin en acısı da besleyip büyüttüğü, sonra da iş tuttuğu terör örgütünden yediği dayak neticesinde, oyun kuruculuktan mezar nakliyeciliğine soyunmuş, kimseler görmeden, gecenin karanlığında ecdat yadigarı Süleyman Şah Türbesi'ni IŞİD'e terk ederek izne dönmüştür. Bunu Hükümetlerinin başarısı gibi göstermeye çalışan AKP'ye diyorum ki: Kabadayılık gösterini Türk milletinin evlatlarına değil, devlet, millet düşmanlarına yapabiliyorsan, ‘Ecdat yadigârı türbenin tek taşına zarar gelirse tüm Suriye'yi başınıza yıkarım’ diyebiliyorsan ve dediğini yaptırabiliyorsan işte o zaman devletsin."
ÇÖZÜM GİZLİCE SIVIŞMAK OLDU
Korkmaz çözüm süreci ile ilgili olarak, "Bunun adı ricattır, toprak kaybetmektir, bulunduğu yerden bayrak indirmektir. ‘Üç saatte Şam'a ineriz’ diyordunuz, üç buçuk saatte 37 kilometre ötede, önde PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin kılavuzluğunda, ancak Süleyman Şah Türbesi'ne kadar gidebildiniz ve bulduğunuz çözüm, kutsal emanetleri alıp gizlice sıvışmak oldu" ifadelerini kullandı.
Korkmaz, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Yarın, ‘güvenliği tehlikede’ diye, Kıbrıs'ı, savunmak yerine Konya'ya mı taşıyacaksınız, merak ediyoruz. Sizin, kahramanlıktan, mertlikten, erkeklikten anladığınız nedir ey AKP? ‘Erkekliğin onda 9'u kaçmaktır’ mı diyorsunuz? Daha fazla bu millete utanç yaşatmayın. Hükümet bu rezalete savunma getirirken ‘Efendim, askerimizin burnu kanamadı, emanetler alındı, gelindi, orada bırakmadık’ diyor. 1 şehit var, Allah rahmet eylesin. Askerimizin burnunun kanamaması ayrıca teselli konumuz. Anlaşılıyor ki sizin için vatan toprağının bir önemi yok. Yarın bu ülke, Allah muhafaza, bölünürse diyecekler ki: ‘Orada tarihî eserlerimiz vardı, kamu binalarımız vardı, birtakım maddi zenginliklerimiz vardı, aldık geldik, orada bir şey bırakmadık.’ Evet, kafa bu! Cumhurbaşkanı da bu, Başbakanı da bu, ‘gönüllerinin paşaları’ da bu. Bu millet kime güvensin, kendini kime emanet etsin?”
GENELKURMAY BAŞKANI ÖZEL’İ DE ELİŞTİRDİ
Korkmaz, konuşmasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i de eleştirerek şunları söyledi: "Askeri ve siyasi gereklilikler bu millete samimiyetle anlatılmalıdır. Kışlada sorarlar askere ‘Vatan kimdir?’ Asker de ‘Anamdır komutanım’ der. Özel Paşam, vatan senin neyin olur, bir söyle bakalım. Sayın Genelkurmay Başkanına bir sözüm var: Kendisine özel paşa, binlerce askerini şehit eden PKK, Suriye'de ilerlerken, askerinin önünden giderken ne hissettin, Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te şehit edilen ve ‘Vatan benim anamdır’ diyen Mehmetçiklerimiz aklına geldi mi ve biraz yüzün kızardı mı? Bu nasıl bir zillettir, bu nasıl bir aymazlıktır? PKK ile Mehmetçiği aynı güzergâhta yürütürken şanlı askerimizi emperyalizmin katil sürüsü PKK'yla aynı kefeye koymuş olmadınız mı? Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli rütbesine yakıştı mı bu? Türk Ceza Kanunu'nda ‘vatana ihanet’ diye bir hüküm var. Bana söyler misiniz gazi Meclisin sayın milletvekilleri, vatana ihanet daha nasıl olur? 7 Haziran seçim, inşallah, 8 Haziranda hesap günüdür. Bu hesaptan kaçmak mümkün değildir. Bu hesap sorulduğunda üç kafadar artık gezici mezar nakliyecilik şirketi mi kurar, yoksa strateji enstitüsü kurup stratejik derinlik masalları mı anlatır, onu bilemem ama bu hesabı tarih önünde vereceksiniz. Bir de âdeta büyük bir zafer kazanmış gibi bir fotoğraf veriyorlar basına; ortada, hangi sularda yüzdüğü bir türlü anlaşılmayan Serok Ahmet, sağında kendine Özel paşa, solunda gece yarısı sıvışmayı Meclis kürsüsünde ballandıra ballandıra anlatan Savunma Bakanı; Allah muhabbetinizi artırsın. Bu resim bana, tarihte, İstanbul'u İngilizlerin işgalinden sonra Anadolu'ya bunu bir diploması zaferi gibi sunan Damat Ferit'i hatırlattı. Damat Ferit Hükûmeti, bu rezil işgali bir kurtuluş, bir aydınlanma gibi sunmuş, bu şekilde anlaşılması için de Anadolu'ya kafile kafile heyetinasihalar göndermişti. Herhâlde sayın AKP'li milletvekilleri bundan sonraki göreviniz bu."
BOSTANCI CEVAP VERDİ
Korkmaz’ın bu sözleri üzerine AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı sataşmadan dolayı söz aldı. Bostancı, “Konuşmacı ‘Üç kafadar’, ‘Bermuda şeytan üçgeni’ vesaire gibi aşağılayıcı bir dille grubumuza sataşmıştır” dedi.
Ardından kürsüye gelen Bostancı, “Nevzat Bey her zaman böyle kışkırtıcı bir dille konuşuyor. Herhalde siyasette kariyer yapmayı da bunun üzerine kurmak istiyor ‘Dilim ne kadar keskin olur, ne kadar bir tür sokak diline yakın olur isem MHP'de o kadar ilerlerim’ diye. Doğrusu kendisine baktığımda, kişisel olarak Sayın Oktay Vural'ın çok kötü bir kopyası olma yolunda ilerlediğini görüyorum” dedi.
Bu sırada CHP ve MHP sıralarından Bostancı’nın hakaret ettiğine dair uyarılar geldi.
Bostancı, şöyle devam etti: “Ama böyle bir çizginin, böyle bir dilin ne MHP'ye ne buradaki siyasete bir faydası olmaz. Erkeklikten bahsederek, ‘Bermuda şeytan üçgeni’ diyerek devletin tepesinde bulunan ve oraya meşru yollarla gelmiş olan insanları aşağılamaya kalmak, ‘üç kafadar’ diye, yine, sokaktaki, sokağa ait, o duvarlara yazılan küfürlere benzer, aynı bağlamdaki bir dille konuşmak; bu bir siyasi analiz değil, bu doğrudan doğruya hakaret. Derdi meşhur olmak çünkü siyasete katkı yapmak isteyen insanın dili böyle olmaz. Böyle bir sokak diliyle, böyle maço bir dille, böylesine henüz az gelişmişliğin dilinden kurtulamamış uluslararası politikanın ‘u’sundan anlayamayan bir dille konuşmak olmaz. Suriye'yi başına geçirmek, Bermuda şeytan üçgeni diye Cumhurbaşkanını, Başkanı kastetmek… Tabii, bunlar aynı zamanda mahkeme konusudur, kendisiyle mahkemelerde de hesaplaşacağız.”
SEN ANCAK TÜRKÜCÜ OLURSUN
Bostancı’nın konuşmasına sık sık hakaretten dolayı itiraz edilirken, Korkmaz da Bostancı’nın ardından söz aldı. Korkmaz, “Burada biraz önce bir siyasi konuşma yapılmadı, tam bir sokak ağzıyla bir milletvekiline sataşıldı, hakaret edildi. Üzüntüm şudur: Bu konuşmayı yapan, hakikaten, belki de yüzlerce öğrencisi olan bir akademisyen. Yani, bu akademisyen beyefendinin öğrencilerine ne anlattığını, neler söylediğini gerçekten merak ediyorum, bunun üzerine gideceğim. ‘Sayın Oktay Vural'ın kötü bir kopyası.’ dedi. Sayın Oktay Vural Bey bizim son derece kıymetli Grup Başkan Vekilimizdir. Ben seni hayatımda hiç ülkücü olarak görmedim. Sen olsa olsa kötü bir türkücü olursun Sayın Hoca. Ayrıca, beni böyle şöhret olmak falan gibi bir niyetim yok. Hocam, sen daha yeni dönemde milletvekili oldun, benim ikinci dönemim. Sen gelir gelmez birtakım tribünlere oynayıp oturduğun grup başkan vekilliğinde bak hâlâ devam ediyorsun. Milliyetçi Hareket Partisine gönül vermiş Nevzat Korkmaz iki dönemdir ülkücü milliyetçi hareket için elinden gelen her şeyi yapmaya devam ediyor. Bizim öyle şöhret olmak, bizim öyle bir yerlere oynamak gibi bir düşüncemiz olamaz. Bizimle bir ara beraber yürümüş, ondan sonra ülkücülük taslayarak o etiket üzerinde bir yerlere gelmiş birilerinin şimdi buraya çıkıp sahibinin sesi sıfatıyla Türk milliyetçilerine, ülkücülerine laf söylemesi ancak olsa olsa senin işindir, senin işindir, senin işindir Hoca” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz