TBMM'nin açılışının 99. yıl dönümü

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: - "Sayın Kılıçdaroğlu’na örgütlü, planlı bir linç saldırısı düzenlendi. Yeni bir Madımak denemesi yapıldı" - "Belediye eşbaşkan adaylarımızın adaylığını kabul edip, kazandığında mazbata vermemek halka karşı kurulan bir pusudur. YSK, kendini halkın yerine koyarak, kazandığımız belediyeleri hak etmeyenlere teslim etti"

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Sayın Kılıçdaroğlu’na örgütlü, planlı bir linç saldırısı düzenlendi. Yeni bir Madımak denemesi yapıldı." dedi.

Buldan, TBMM'nin açılışının 99. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmaya, cezaevinde olan HDP'nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve milletvekillerini selamlayarak başladı.

Meclisin, 23 Nisan 1920’de kurulduğunda çoğulculuk esasına dayandığını ve özellikle 1921 Anayasası'nın daha ademimerkeziyetçi bir yönetim ilkesini öngördüğünü belirten Buldan, "Ne yazık ki 1924 Anayasası ile birlikte bu çoğulculuk esası terk edildi ve yerine tekçi otoriter sistem inşa edildi.

Reklam
Reklam

Geriye 100 yıllık acı, yoksulluk, geri kalmışlık, adaletsizlik ve eşitsizlik bırakıldı. Ulus devletin kurucu ideolojisine bağlılık yemini edilirken, insanlık değerlerinden ise giderek uzaklaşıldı. Farklılıkların reddi üzerine kurulan otoriter sistemle birlikte halka ait olması gereken egemenlik devletin eline geçti, halk iradesi sürekli geri plana itildi." ifadelerini kullandı.

Adaletin sadece muktedirler için geçerli olduğu, mazlumların payına ise adaletsizliğin düştüğü bir ülkede yaşadıklarını öne süren Buldan, şunları söyledi:

"Milyonlarca öğrencinin geleceğini çalanlar serbest bırakılırken 'çocuklar ölmesin' diyen bir eğitimci anne, Ayşe Öğretmen bu 23 Nisan’da bebeğiyle cezaevine konuldu. Bu mudur adalet? Bir el Rabia yaparken diğer el Rabia Naz’ın ölüm gerçeğini gizlemeye çalışıyorsa hangi adaletten söz edebiliriz? Sayın Cumhurbaşkanı 'kucaklaşalım' derken aynı saatlerde Gebze ve Kızıltepe’de adalet arayan beyaz tülbentli anneler insanlıktan nasibini almamış resmi görevlilerin saldırısına uğradı, itilip kakıldılar, yerlerde sürüklendiler."

Reklam
Reklam

- "Kılıçdaroğlu’na örgütlü, planlı bir linç saldırısı düzenlendi"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta şehit cenazesinde saldırıya uğramasına değinen Buldan, "Sayın Kılıçdaroğlu’na örgütlü, planlı bir linç saldırısı düzenlendi. Yeni bir Madımak denemesi yapıldı. Bu karanlık saldırıyı normal bir protestoymuş gibi meşrulaştırmaya çalışan resmi ağızların tavrı hukuk dışılığın geldiği noktayı gösterir." dedi.

Kılıçdaroğlu ve TBMM Başkanvekili Levent Gök'e bir kez daha geçmiş olsun dileklerini ileten Buldan, "Sormak istiyorum; bir ülke nasıl bu hale gelebilir, getirilebilir? İktidar uğruna toplumun arasına nefret tohumu ve kötülük ekenler, kendinden olmayanı terörist ilan edenler, bu ülkeyi çok tehlikeli bir yere doğru sürüklüyor." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin hiçbir dönem bu kadar kutuplaştırılmadığını öne süren Buldan, halkın bundan duyduğu rahatsızlığı 31 Mart yerel seçiminde sandığa çok net olarak yansıttığını söyledi. Buldan, "Toplum adaletsizliğe, yoksulluğa, ayrımcılığa, irade gasbına da 'artık yeter' dedi ve kendi geleceği için yeni bir dönemin, değişimin önünü açtı." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Halkın mesajının çok açık ve net olduğunu dile getiren Buldan, "Bu mesajı almayanlar, sandıktan çıkan iradeye saygı duymak yerine seçim sonuçlarını değiştirmek için 23 gündür ülkeyi ve toplumu germeye devam ediyor. Bundan ülke ve demokrasi kazanmayacak. İstanbul’da usulsüzlük değil halk iradesi var." dedi.

Bitlis, Şırnak, Siirt, Hakkari ve daha birçok yerde ahırlara, boş binalara ve milletvekili binalarına seçmen yazdırıldığını ileri süren Buldan, "On binlerce güvenlik görevlisi bu kentlerde seçim sonuçlarını değiştirmek için seçmen olarak kaydırıldı.
Şırnak’ta 4 bin asker-polis oyuyla halkın iradesinin önü kesildi." görüşünü savundu.

Yüksek Seçim Kurulunun, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen ve belediye başkanı seçilen adaylara mazbata verilmemesine ilişkin kararını eleştiren Buldan, "Halkımızın kazandığı Diyarbakır Bağlar, Van Tuşba, Çaldıran, Edremit, Erzurum Tekman ve Kars Dağpınar belediye başkanlıkları YSK darbesiyle gasbedildi. Belediye eşbaşkan adaylarımızın adaylığını kabul edip kazandığında mazbata vermemek, halka karşı kurulan bir pusudur. YSK, kendini halkın yerine koyarak, kazandığımız belediyeleri hak etmeyenlere teslim etti. Bu hırsızlığı, bu utanmazlığı tarih ve halkımız asla unutmayacaktır." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Pervin Buldan, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in 167 gündür açlık grevinde olduğunu anımsatarak, "Leyla arkadaşımız, hukuksuzluklar bitsin, demokrasinin ve barışın önü açılsın diye açlık grevinde. Buradan bir kez daha parlamentoyu ve iktidarı yaşamı artık kritik noktaya gelen Leyla vekilimizin sesini duymaya, gerekli hukuki, demokratik adımları atmaya çağırıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Çocuk Hakları Daimi Komisyonunu bir an önce kuralım"

Bu 23 Nisan'da da çocukların kutlayabileceği bir bayramdan söz edemeyeceklerini ifade eden Buldan, "Cezaevlerine atılan, şiddete ve cinsel istismara uğrayan, sokakta, tarlada çalıştırılan, anadilinde eğitim göremeyen çocuklar bu ülkenin kanayan yarasıdır. Buradan çağrı yapıyorum. Gelin Mecliste Çocuk Hakları Daimi Komisyonunu bir an önce kuralım. İkinci bir adım olarak da Çocuk Hakları Bakanlığının kurulması için yasal süreci başlatalım." çağrısında bulundu.

Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son olarak Sayın Cumhurbaşkanına ve tüm siyasi partilere şu çağrıyı yapmak istiyorum: Ülkemizin ihtiyacı acil demokrasidir, barıştır, adalettir, özgürlüktür. Halk, kutuplaşma değil dayanışma ve birliktelik, ayrımcılık değil eşitlik, nefret değil sevgi, esaret değil özgürlük, sömürü değil emeğin hakkı, hukuksuzluk değil adalet, savaş değil barış istiyor, normalleşme istiyor.

Reklam
Reklam

Kürt sorununu, inançlar sorununu barışla, demokrasiyle çözen, adaleti tesis eden, farklılıkları anayasal güvence altına alan, barışçıl bir dış politikayı esas alan demokratik cumhuriyetle ancak krizlerden çıkabiliriz. Başka çıkış yolu yoktur. Asla tekleştirilemeyecek farklılıklarımız en büyük zenginliğimiz ve gücümüzdür."

Anahtar Kelimeler: