Devlet Demiryolları İşlemesi Genel Müdürlüğü (TCDD), TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nın (MMO) "Ulaşımda Demiryolu Gerçeği Oda Raporu"nda yer alan eleştirilere yanıt vererek, hızlı trenin "hızlandırılmış tren" gibi mevcut hatlar üzerinde değil, saatte 250 kilometre hıza uygun, yüksek standartlı, elektrikli ve sinyalli çift hat üzerinde seferlerini yapacağını açıkladı. TCDD, raporda "hızlı tren" ile "hızlandırılmış tren" kavramlarının birbirine karıştırıldığını bildirdi.
TCDD'den yapılan açıklamada, MMO'nun raporunda yer verdiği "Ülkemiz hızlı trene hazır değildir, mevcut hatlar hızlı treni kaldıramayacaktır" ifadesinin üzüntüyle karşılandığı ifade edildi. Açıklamada, MMO'ya yönelik "Hızlı tren hattının mevcut hattan tamamen bağımsız, 250 km/saat hıza uygun, yüksek standartlı elektrikli ve sinyalli çift hat yapıldığından habersiz olmasını üzüntüyle karşılıyoruz" denildi. Açıklamada, raporda "Hızlandırılmış Tren", "Hızlı Tren" ve "Sürat Demiryolu" gibi farklı teknik özellikler gösteren çalışmaların birbirine karıştırıldığı kaydedildi.
Açıklamada, 22 Temmuz 2004 tarihinde meydana gelen Pamukova Kazası'nın "hız limitinin aşılması" sonucu meydana geldiğinin uluslar arası ve ulusal düzeyde hazırlanan raporlarla ispatlandığı ifade edilerek, şöyle denildi: "Raporda Türk Demiryollarının 50 yıldır ihmal edildiğine yönelik verilen rakamlar doğru ve yerindedir. Ancak bu tespiti yaparken mevcut durumun siyasal, sosyal, ekonomik boyutları göz ardı edilmiş, nedensellik ilkesi üzerinde durulmamıştır. Tüm bu gerçeklerin yanında TCDD'nin son 5 yılda yaptığı çalışmalarla, çağın gereklerine uygun bir işletmecilikle, sürekli zarar eden bir kuruluş olmaktan uzaklaşıp, modern taşımacılık yapma yönündeki çalışmalar göz ardı edilmiştir.
Öyle ki Avrupa'da tüm gelişmiş ülkelerin uyguladığı ve TCDD'nin de örnek aldığı çağdaş ve modern tren işletmeciliğini hedef alan AB uyum programları çerçevesindeki ‘yeniden yapılandırma' çalışmaları aynı raporda ‘sömürge tipi demiryollu işletmeciliği' şeklinde itham ederek, yeniliğe ve dönüşmeye kapalı, statükocu bir anlayışı ortaya koymuştur." (ANKA)