TCMB Başkanı Uysal, enflasyon tahminini açıkladı: (2)

"Öngörülen toparlanma eğilimi altında toplam talep koşullarının enflasyonist olmayacağını tahmin ediyoruz" - "Enflasyon beklentilerindeki ve ülke risk primindeki iyileşme uzun vadeli faizlerin düşmesini sağladı. Böylelikle kredi faiz oranlarındaki gerileme ve iç talepteki toparlanmayla kredi büyümesi hız kazandı" - "Geçen yıl sergilediğimiz sıkı para politikası duruşuyla enflasyon beklentilerinde belirgin bir iyileşme sağladık. Buna ek olarak iktisadi faaliyetteki toparlanma ve küresel gelişmelerin katkısıyla gerileyen ülke risk primi, uzun vadeli faizlerin düşmesinde belirleyici oldu"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, enflasyon ve ülke risk primindeki iyileşmenin uzun vadeli faizlerin düşmesini sağladığını belirterek, "Öngörülen toparlanma eğilimi altında toplam talep koşullarının enflasyonist olmayacağını tahmin ediyoruz." dedi.

Uysal, Enflasyon Raporu 2020-I Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, küresel büyüme görünümünün, ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşması, Brexit sürecine ilişkin belirsizliklerin azalması ve para politikalarının destekleyici duruşuyla olumlu etkilendiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Küresel risklere de dikkati çeken Uysal, "Jeopolitik riskler, kuraklık ve son günlerde Çin'de baş gösteren salgın hastalığa ilişkin artan endişeler küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler olarak öne çıkıyor. Küresel enflasyona ilişkin riskleri de dengeli olarak değerlendiriyoruz." diye konuştu.

Küresel enflasyondaki zayıf seyrin gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirdiğine işaret eden Uysal, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında bir miktar toparlanma gözlendiği bildirdi.

Uysal, makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ve küresel gelişmelerin katkısıyla Türkiye'nin risk priminin bir önceki rapor dönemine göre belirgin ölçüde gerilediğini vurgulayarak, "Enflasyon beklentilerindeki ve ülke risk primindeki iyileşme uzun vadeli faizlerin düşmesini sağladı. Böylelikle, kredi faiz oranlarındaki gerileme ve iç talepteki toparlanmayla kredi büyümesi hız kazandı." ifadelerini kullandı.

Eylül-Ekim 2019 döneminde enflasyonun tek haneye gerilediğini, yılın son iki ayında ise düşük bazın da etkisiyle arttığını hatırlatan Uysal, yılın yüzde 11,84 ile öngörülen seviyenin altında enflasyonla tamamlandığını kaydetti.

Reklam
Reklam

Uysal, geçen yıl son çeyreğe ilişkin verilerin, büyümenin iç talep kaynaklı güç kazandığını ve sektörel yayılımındaki iyileşmenin devam ettiğini gösterdiğini belirterek, net ihracatın büyümeye katkısının azaldığını ve gelecek dönemde cari işlemler dengesinin ılımlı seyir izleyeceğinin tahmin edildiğini dile getirdi.

- "Küresel riskleri yakından takip ediyoruz"

Küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla makroekonomik göstergeler üzerinde oluşturduğu riskleri yakından izlediklerini vurgulayan Uysal, şöyle konuştu:

"Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeleri dikkate alarak belirlediğimiz parasal duruş çerçevesinde bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 11,25 olarak belirledik. Geçen yıl sergilediğimiz sıkı para politikası duruşuyla enflasyon beklentilerinde belirgin bir iyileşme sağladık. Buna ek olarak iktisadi faaliyetteki toparlanma ve küresel gelişmelerin katkısıyla gerileyen ülke risk primi, uzun vadeli faizlerin düşmesinde belirleyici oldu. Türk lirasının kısa vadeli oynaklığı diğer gelişmekte olan ülkeler ortalamasına geriledi."

Reklam
Reklam

Uysal, yurt içi fonlama koşullarının gevşemesiyle kredi faizlerinin belirgin ölçüde düştüğüne ve kredi kanalının büyümeye desteğinin arttığına dikkati çekerek, zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerin de kredilerdeki canlanmaya katkıda bulunduğunu söyledi.

- "Döviz etkisinin zayıflaması enflasyonun gerilemesinde etkili oldu"

Tüketici enflasyonundaki gerilemede döviz kuru etkilerinin zayıflamasının belirleyici olduğunu ifade eden Uysal, "Ilımlı talep koşullarıyla işlenmemiş gıda ve ithalat fiyat gelişmeleri de enflasyondaki düşüşe destek verdi." değerlendirmesinde bulundu.

Uysal, 2019'un son çeyreğinde jeopolitik gelişmelerle döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki artışın tüketici enflasyonunu yükselttiğine işaret ederek, bunun baz etkisinin güçlü olduğu temel mal ve enerji gruplarında daha belirgin gözlendiğini dile getirdi.

Geçen yılın son çeyreğinden itibaren iktisadi faaliyetin güç kazandığını hatırlatan Uysal, şu ifadeleri kullandı:

"Bu dönemde risk primi, döviz kuru oynaklığı ve belirsizliklerdeki azalmayla birlikte finansal koşullardaki iyileşme yurt içi talebi belirgin ölçüde destekledi. İmalat sanayisi firmalarının yatırım eğilimlerinde iyileşme görülürken, iş gücü piyasasında da toparlanma sinyalleri gözlendi."

Reklam
Reklam

Küresel büyüme görünümündeki zayıflamanın dış talebi yavaşlattığına değinen Uysal, buna rağmen rekabet gücü kazanımları, pazar çeşitlendirme esnekliği ve turizmdeki güçlü seyrin mal ve hizmet ihracatındaki artışı desteklediğini kaydetti. Uysal, yurt içi talebe bağlı olarak ithalattaki toparlanmanın, net ihracatın büyümeye katkısını azalttığını aktardı.

Finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte 2020'de iktisadi faaliyetin potansiyel düzeyine yakınsamaya devam etmesini beklediklerini anlatan Uysal, şu değerlendirmede bulundu:

"Öngörülen toparlanma eğilimi altında toplam talep koşullarının enflasyonist olmayacağını tahmin ediyoruz. Yatırım ve istihdam eğilimlerindeki iyileşmeyle yurt içi talebin kademeli olarak güçlenmeye devam etmesini bekliyoruz. 2019'da iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz."

- "2020 gıda enflasyon tahminimiz yüzde 11"

Uysal, küresel gelişmeler dikkate alınarak, geçen yılki Ekim Enflasyon Raporu'nda yer alan ham petrol fiyatları varsayımını 2020 yılı için ortalama 57,7 dolardan 60 dolara yükselttiklerini ifade etti.

Reklam
Reklam

Dolar cinsinden ithalat fiyatı artış oranının da yukarı yönlü güncellendiğini bildiren Ünsal, 2020 için gıda enflasyonu varsayımının yüzde 11 olarak korunduğu bilgisini verdi.

Uysal, tahminleri üretirken, makroekonomik politikaların orta vadeli bir perspektifle enflasyonu düşürmeye odaklı olarak belirlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde maliye politikasının ekonomideki dengelenme sürecine katkı verecek şekilde oluşturulmaya devam edeceğini ve kamu kontrolündeki fiyat ve ücret ayarlamalarının büyük ölçüde enflasyondaki düşüş sürecini destekleyecek şekilde belirleneceğini varsaydık. Enflasyondaki düşüşün devamını önceliklendiren güçlü politika koordinasyonu, risk primi ve belirsizlik algılamalarındaki iyileşmenin devam etmesi açısından kritik önem taşıyor."

(Bitti)

Anahtar Kelimeler: