ANKARA (ANKA) - Son günlerde yaşanan tecavüz, taciz ve öldürmeye varan cinsel saldırı olayları uzmanları endişelendirdi.
Bu tür olayların aslında yeni ve bugüne özel olmadığının altını çizen psikolog ve sosyologlar, devletin bir an önce bu tür olayların önlenmesi için harekete geçmesi gerektiğini belirterek, ailelerin ve küçük yaştaki öğrencilerin eğitilerek, bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çektiler.
-ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMASINI ÖNLEMEK DEVLETİN GÖREVİDİR–
Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Burhanettin Kaya, ANKA’ya yaptığı açıklamada, Türkiye’de çocuk istismarının oldukça yaygın olduğunu belirtti. Kaya, son 5 yılda çocuklara yönelik başta ekonomik istismar olmak üzere çocuk ihmali ve istismarının yaygınlığının giderek arttığını belirterek, fiziksel ve cinsel istismar olgularında da belirgin bir artış gözlendiğini söyledi.
“Sadece cinsel anlamda değil, çocuk işçileri, organ ticareti, pornografi, çocukları kötüye kullanım, bunların hepsi birer istismardır. Mutlaka bunların açığa çıkarılması ve sosyal, hukuki düzenlemelerin yapılması gerekir” diye konuşan Kaya, “Bu olayların üstünü örtmek değil, açığa çıkarmak gerekir, bunları önlemek devletin görevidir” görüşünü dile getirdi. Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Kaya şu önerilerde bulundu:
“Devlet çocukların sağlıklı ruhsal gelişimlerini sağlayacak bir aile ve yaşam ortamı sağlamak, bunu engelleyen sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları ortadan kaldırmak, buna yönelik çocuk politikaları geliştirmeye katkıda bulunmak, elverişsiz koşullarda yaşamını sürdürmek zorundan kalan çocukların istismar kurbanı olmalarını önlemek, gereğinde onları koruma altına almak ve rehabilite etmek, bunun yanında çocukların ve erişkinlerin sağlık sisteminden tamamen ücretsiz yararlanmalarını sağlayan ve kolaylaştıran koruyucu sağlık uygulamalarını geliştirmek için gereken yasal ve idari düzenlemeleri yapmak zorundadır.”
-AİLELER VE ÇOCUKLAR EĞİTİLMELİ-
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sosyal pediatri birimi Öğretim görevlisi Figen Şahin de, tecavüz olaylarının bütün Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de yaşanan bir sorun olduğunu ifade ederek, “Maalesef henüz bunun önüne geçilemiyor” dedi.
Yaşanan bu tür olayların haberlerini medyanın mağduru ötelemeden sorumlu bir anlayışla kamuoyuna duyurması gerektiğini ifade eden Şahin, “Bu olaylar son zamanlarda artmadı, sürekli var olan bir şeydi ancak medyanın bir haberi yapmasıyla diğerleri de gündeme geldi. Medyanın bu tür olayları kamuoyuna duyurmayı sürdüreceğini düşünüyorum” diye konuştu.
Devletin bu olayların önüne geçmesi için çok yönlü soruşturmalar yapması gerektiğini öneren Şahin, çocukların ve ailelerin eğitilmeleri gerektiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Cinsellik konusunda, bedenlerini tanımak, cinsel gelişimleri konusunda, kendilerini nasıl koruyacakları konusunda bilgilendirilmeli, anne ve babalarında bu eğitime katılmaları gerekmektedir. Bu anlamda çalışıldıkça ülkenin daha iyiye gideceğini umuyoruz.”
-ÇOCUK HAKLARI EĞİTİMİ VERİLMELİ-
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, kız çocuklarının cinsel istismara uğramasını önlemek için, en ağır taciz durumunu bildireceği bir telefon hattının olması gerektiğini, Rehber Öğretmenlere bir çocuk hakları eğitimi verilmesi gerektiğini, bu örneğin Almanya’da yıllardır olduğunu söyledi. Narlı, “Çocuk uğradığı cinsel istismarı yaşadığını anlatamaz öğretmenler bu eğitimin sonunda çocuğun davranışlarından cinsel istismara uğradığını anlayabilir” diye konuştu.
Narlı ayrıca, “Medyada artık bu konuda çok yoğun bir kampanya başlatılmasına gerek var. Çocukları her türlü istismardan korumak gerekiyor. Saldırgan bir cinsellik var, buna cinsellik de denemez çünkü saptırılmış cinselliğin saldırganlığı ve şiddetini yaygın bir şekilde gözlemliyoruz” şeklinde konuştu.
Nilüfer Narlı, toplumda yaygın farklı meslek gruplarından bu tür istismarların yaşandığını da sözlerine ekledi.
-ÖLDÜRÜLEN BU HAYATLARI HESAPLAMAK GEREK-
Türkiye Kadın Denekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de, son günlerde yaşanan çocuk istismarı, kadına yönelik cinsel taciz olaylarını sapkınlık olarak nitelendirdi. Bu olayların son zamanlarda artmadığını, eskiden bu yana yaşandığını ancak, devlete bildirilmeyip üstünün kapatıldığını söyleyen Güllü, Tecavüze uğramanın dönülmeyecek bir yol olduğunu savunarak, “Bir kadının yaşama ömrü 60-70 yıl, bütün hayatı boyunca taşıyacağı bu durumu düşünmek, öldürülen bu hayatları hesaplamak gerekir” diye konuştu.
Vahim olanın tüm Siirt il halkının genelinin bildiği bu tecavüzlerden devlet temsilcilerinin habersiz ve duyarsız olmaları olduğunu kaydeden Canan Güllü, “13-14 yaşlarındaki ergenliğe yeni adım atmış çocukların, 2-3 yaşındaki çocuktan yararlanmalarını hiçbir vicdan kabul edemez. Medyanın bu kez yaptığı iş takdire değerdir. Üzerinden zaman geçse de olmuş bitmiş dememiş yapılan çirkefliği ülkeye duyurmuştur” şeklinde konuştu.
-SİYASET ÜLKENİN GERÇEK GÜNDEMİNDEN UZAK-
Ülkenin gerçek gündeminden uzak yürütülen bir siyasetin yapıldığını ileri süren Güllü, şöyle devam etti:
“Ekonomik göstergelerin dibe vurması, işsizlik ve istihdamın önünün kapanması. Din algılanmasında yanlışlık var. İnsanların kültürel yoksunluk içinde cahiliye döneminin din sarmalından medet ummaları. Haremlik selamlık içinde yetiştirilen cemaat evleri çocukları ve bu emir komuta içindeki toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak kadın ve erkekler. Ayıplar ve yasaklar. Bu sorunlara parlamentoda cevap alamayan toplum bir cinnete sürükleniyor. Çocukların bir kısmı taş atıyor, bir kısmı çocuk istismarında bulunuyor, bu çocukların neden bu hale geldiğini sorgulamak lazım. Aile yaşantılarını araştırmak gerekir, Adli Tıp’tan yeterince yararlanmak gerekir. Bu çocuklar ıslah evlerinde pedagoglar ya da psikologların gözetiminde tedavi edilmelidir” diye konuştu.
-TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DERSİ KOYULMALI-
Güllü, kadınlara yönelik şiddetin ve tecavüzün artmasında, Türkiye’de eğitimsizliğin artmasının birinci suç olduğunu savunarak, tüm insanlara şiddet ve taciz olaylarında şantaja boyun eğmemeleri konusunda eğitim çalışmalarında her anlamda tam destek vereceklerini kaydetti. Güllü, şu önerilerde bulundu:
“Tüm bu sorunları giderebilmek için, ilköğretim okullarına ders olarak toplumsal cinsiyet eşitliği dersi koyulmasını sağlayalım. Sosyal Hizmet Çocuk Esirgeme Kurumları'nın yönetiminde STK olarak el birliği ile şeffaflık getirecek tedbirleri hayata geçirelim.”(ANKA)