Tecavüze Uğrayan Kadın

Isparta Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, Isparta’nın Yalvaç ilçesinde kendine tecavüz ettiğini öne sürerek...

Isparta Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, Isparta’nın Yalvaç ilçesinde kendine tecavüz ettiğini öne sürerek Nurettin G.’yi öldüren 5.5 aylık hamile N.Y’e yasal olarak kürtaj yapılamayacağını bildirdi. Komisyon, bebeğin dünyaya geldikten sonra anne tarafından istenmemesi halinde devlet korumasına bırakılması anneye de cezaevinde psikolojik destek sağlanması görüşünü savundu.

Isparta’nın Yalvaç ilçesi Koruyaka köyünde kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü Nurettin G’yi av tüfeğiyle öldürdükten sonra başını keserek köy meydanına atan 25 yaşındaki iki çocuk annesi N.Y, adliyedeki ifadesinde 5.5 aylık hamile olduğunu ve çocuğun kendisine tecavüz eden N.G’den olduğunu ileri sürmüş ve çocuğu istemediğini ifade etmişti.

Reklam
Reklam

Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi Derneği Üyesi Prof.Dr. Gürsel Öztunalı Kayır da olayın ardından kürtaj yapılması gerektiğini savunmuştu.

HEM SAĞLIKSIZ HEM YASAL DEĞİL

Isparta Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu’na göre kadının kürtaj istemesi doğal hakkı ama 5.5 aylık hamile bir kadına kürtaj yapılması yasal olarak mümkün değil. Baronun Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu adına görüş bildiren Avukat Filiz Arseven, “Kadının bir saldırıdan ötürü hamile kalması neticesi bu çocuğu doğurmak zorunda bırakılması kadın haklarına ve cinsiyet eşitliğine uygun değil. Ancak, söz konusu olayda kürtaj için yasal sürecin geçmiş olması nedeniyle 5.5 aylık hamile bir kadının kürtajı hem sağlık açısından elverişsiz olmakla birlikte yasal olarak da mümkün değildir. Doğacak çocuğun anne tarafından istenmemesi halinde çocuk devletin bakım ve koruması altına alınacaktır. Psikolojisi bozulması muhtemel annenin bu süreçte kendisine ve bebeğe zarar verecek eylemlere kalkışmaması için cezaevinde psikolojik destek alması şarttır” dedi.

Reklam
Reklam

ÇOCUKLAR PSİKOLOJİK DESTEK GÖRMELİ

Isparta Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak bu olayla ilgili davanın takipçisi olacaklarını belirten Arseven, olayın her iki tarafının da çocuklarının düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Burada sadece kadın değil kadının ve maktülün çocuklarının da mağdur durumda olduğunu belirten

Arseven, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çocuklar gelecekte toplumda hayatlarını sürdürecek bireylerdir. Sağlıklı huzurlu toplum için çocukların da huzurlu bir çevrede yetişmeleri gerekir.Küçük yaşta böyle bir psikolojik yıkım yaşayan çocuklar devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları tarafından mutlaka desteklenmeli ve psikolojik destek görmeleri sağlanmalıdır”

SUÇLU KİM?

Bu olayın ataerkil toplumda kadının konumunu gösteren bariz bir örnek olduğunu aktaran Arseven, şunları söyledi:“Cinayetin hiçbir türlüsü tasvip edilemez. Fakat burada sorgulanması gereken asıl mesele, bu kadının cinayeti neden işlediği ve bu nedeninin altında yatan toplumsal sebeplerdir. Bugün şiddet, taciz, tecavüz, cinayet kıskacındaki Türk kadınının toplumsal konumu daha kötüye gitmektedir. Öyle ki artık hukuki anlamda yapılan düzenleme ve yaptırımlar durumu tersine çevirmeye yetmemektedir. Bu durumun çözümü sadece hukuki değildir. Kağıt üstündeki hukuki önlemler sadece destekleyici olabilir. Asıl mücadele toplumda yerleşmiş inanç ve kültür kalıplarının yıkılmasına yönelik olmalıdır. Toplumda var olan kadının cinsel bir obje, namusunu korumakla mükellef olan kişi (erkeğe bu mükellefiyet yüklenmediği halde bu kadına yüklenmekte), evin hizmetçisi, çocukların anası olma algısı mutlaka yıkılmalıdır."

Reklam
Reklam

Saldırıya maruz kalan kadının belli nedenlerden ötürü adli mercilere başvurmadığını anlatan Arseven, sözlerini şöyle tamamladı: "Kadın, yaşadığı korkunç olayı tıbbi açıdan ispatlayabileceğinden kaygı duymaktadır. Bunu açıkladığında başta eşi, ailesi, tüm çevresi ve hatta tüm toplum tarafından olumsuz tepkiye eleştiriye maruz kalmaktan, suçlanmaktan korkmaktadır. Sanığın cezalandırılmayacağından, tek suçlunun kendisi olarak görüleceğinden, adli mercilerin olayı yeterince araştırmayacağından endişelenmektedir. Saldırgan çoğunlukla tanıdık olduğu için saldırganın bundan sonraki hayatından kendini rahat bırakmayacağından endişe duymaktadır. Tüm bu nedenlerle kadın adli mercilere başvurmamakta, başına gelen bu talihsizlikleri kimseye haber vermeden kendi içinde yaşamaktadır. Burada fail olarak görülen kadın aslında mağdurdur. Hiçbir cinayet tasvip edilemez ama bu cinayetin neden işlendiği burada suçlunun kadın mı toplum mu yoksa toplumdaki yanlış inançlar mı olduğu mutlaka sorgulanmalıdır.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: