Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Tecavüze uğrayan bir kadın aslında tertemiz bir kadındır. O kirlenmiş bir kadın değildir. Gelin tecavüzcüye verilen cezayı ağırlaştıralım. Bir tecavüzcüye en ağır ceza ne verilebilir. Müebbet hapis cezası. Gelin bunu tartışalım” dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Harvard Üniversitesi tarafından düzenlenen ve 20 ülkenin sağlık bakanlarının katılacağı ‘Sağlık Liderleri' formuna katılmak üzere ABD'ye gitti.
[
](https://www.mynet.com/anasi-kendisini-oldursun-110100633961)
Atatürk Havalimanı’nda bir basın toplantısı düzenleyen Akdağ, “Harvard Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek olan sağlık bakanları düzeyindeki foruma katılmak üzere İstanbul’dan ayrılacağım. 3-6 Haziran tarihleri arasında Harvard Üniversitesi’nde bu toplantıları gerçekleştireceğiz. Programda 20 farklı ülkeden 26 sağlık bakanı yer alacak. Programın ana gayesi sağlık bakanları arasında dönüştürücü liderliğin tanıması ve teşvik edilmesidir. Toplantıda etkili liderlik, politik analiz, Afrika ile ilgili sağlık sitemlerinin geliştirilmesi konuları konuşulacak” diye konuştu.
Konuşmasında son zamanlarda tartışılan kürtaj konusuna da değinen Akdağ, “Bu arada Türkiye’den ayrılmadan son zamanlarda hararetli biçimde tartışılan kürtaj konusu ile ilgili bir iki cümle ifade etmek isterim. Biz AK Parti hükümeti olarak ve ben Sağlık Bakanı olarak yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Elbette bir Sağlık Bakanı'nın hedefi yaşatmayı temel almak olmalıdır. Bütün bu tartışmalar sırasında tecavüze uğrayan bir kadının çocuğu ne olacak meselesi bazı basın organlarında köşe yazılarında ve sosyal medyada öne çıktı. Aslında öne çıkartılan bu mesele tartışmakta olduğumuz konun bir bölümünü oluşturmakta. Ana tartışma değildir. Ama beklide kasıtlı olarak beklide bu mesele ön plana çıkartılmak isteniyor. İki şeyi ifade etmek gerekir. Bana sorulan bir soruya karşılık herhangi bir şekilde eğer sezaryen ve kürtaj ile ilgili geniş bir kısıtlama yapılacak ise elbette burada ihtiyacı olan bir çocuk ortada bırakılamaz buna devlet sahip çıkar diye bir ifade kullandım. Bunun anlamı tecavüze uğramış bir kadının asla kürtaj yapılamaz ya da bebeğin alınamayacağı elbette değildir. Önce burada üstünde durmak istediğim bir nokta var. Bunu kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum. Tecavüze uğrayan bir kadın aslında tertemiz bir kadındır. O kirlenmiş bir kadın değildir. Tamamen masumdur. Tabiî ki aynı zamanda mağdurdur ve zulme uğramıştır. Bir defa bunun anlaşılması lazım bu kabul edilemezdir. Bu nasıl ki kabul edilemezdir. Nasıl ki bu son derce yanlışsa tecavüze maruz kalmış bir kadının çocuğunun da kirli görmek o kadar yanlıştır. Önüne gelenin tartıştığı bu konuda, anne rahmine bu şekilde düşmüş bu çocuğa derhal alınması gereken bir canlı gibi gören bu anlayışı şiddetle kınıyorum. Nasıl ki bir anne tertemiz ise bu anneni karnındaki bebekte tertemiz ve masumdur. Bu bebeğinde diğer bebeklerden farkı olmamalıdır. Aklıselim sahibi insanın, her vicdan sahibi insanın kolayca anlıya bileceği bir husus olmalıdır. Dolayısıyla meselenin bu tarafını tartışanların meselenin bu tarafını da ele alarak düşünmeleri lazım” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Akdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ben şimdi bu konuyu bu şeklide çarpıtarak tartışan bazı muhalefet milletvekillerine, bazı kadın toplum örgütü iyelerine bazı hukukçulara ve yanlış tarafıyla gündemde tutmaya çalışanlara açıkça çağrıda bulunuyorum. Tecavüze uğrayan bir hamile annenin çocuğunu alsanız da bu anneni mağduriyetini ortadan kaldıramazsınız. Bu anne gerçekten ağır bin biçimde mağdur olmuş bir insandır. Gelin tecavüzcüye verilen cezayı ağırlaştıralım. Bir tecavüzcüye en ağır ceza ne verilebilir. Müebbet hapis cezası. Gelin bunu tartışalım. Şimdi konuyu bu meselenin üzerinden tartışanlara sesleniyorum. Bu teklifimi nasıl değerlendiriyorlar bu teklifime destek verecekler mi? Tecavüze uğramış bir kadın belki de bu toplumda en fazla şefkate muhtaçtır. Tıpkı o karnındaki bebek gibi. O bebek alınabilir alınmayabilir konusunu bir tarafa bırakılım onun mağduriyetinin önlemek için daha doğrusu caydırıcı olmak için gelin bu tecavüzün sebebi kimse gelin toplumda ona en ağır cezayı verip bunu yanında duralım. İnsan hakkını koruyacaksak, kadının hakkını koruyacaksak, tecavüze uğrayan kadını hakkını koruyacaksak. Bunu arkasında durmak gerekir. Ülkeden ayrılmadan bu çağırı yapmak istedim”.
Açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Akdağ kürtaj ve sezaryen ile ilgili soruya, “Hem anne için hem de bir bebek için önemlidir. Kürtajın anneye birçok zarar vardır. Bu tartışmanın bulunması Türkiye’nin kadınların yararınadır” diye konuştu. Bir basın mensubunun kürtaj protestolarında kadın eylemcilere yönelik sert müdahaleler ile ilgili soruya, “Hiçbir eylemdeki inanlar gereksiz yere tutuklanmamalıdır. Örselenmemelidir. Demokratik hakların kullanılmasında da bir takım hukuk dışı davranışlarda bulunulmamalıdır. Tabiî ki her ülkede ifade özgürlük hakları vardır” ifadelerini kullandı.