Variste en önemli risk faktörünün genetik yatkınlık olduğunu belirten Medical Park Ankara Hastanesi’nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Muhammed Fatih Yılmaz, tedavi edilmeyen bu hastalığın neden olacağı riskler hakkında önemli bilgiler verdi. ‘Genetik yatkınlıkta mutlaka ebeveynlerinizde varis olması gerekmez; anne ve babanızın akrabalarından miras kalan genler birleşerek sizde de genetik yatkınlığa sebep olmuş olabilirler’ diyen Op. Dr. Muhammed Fatih Yılmaz, “Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülen ve yaş ilerledikçe artan varis rahatsızlığında genetik yatkınlığın yanı sıra aşırı şişmanlık, geçirilmiş damar iltihabı, kronik akciğer hastalığı, gebelik, kronik kabızlık ve uzun süreli ayakta durma veya oturmayı gerektiren meslek grupları, hastalığın ilerlemesinde önde gelen risk faktörlerindendir. Varis hastalığını artıran veya oluşturan birebir etkili gıda yoktur. Ancak genel olarak yağlı ve şekerli beslenme ve bunun sonucu olarak aşırı kilo alınması varis oluşumunu tetikler ve hızlandırır. Ayrıca sigara ve alkol kullanımı yine varis oluşumunda çok etkili faktörlerden biridir” dedi.
Varisin hastayı huzursuz etmesinin yanında tedavi edilmediğinde ciddi sorunlar oluşturabilecek bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Yılmaz, “Tedavi edilmeyen varisler, zamanla pıhtı oluşturabilir, bu oluşan pıhtılar kan yoluyla akciğere kaçarak akciğer embolisi denilen ölümcül bir tabloya yol açabilir. Varis hastaları pıhtılaşma açısından yüksek risk grubundadır ve mutlaka tedavi edilmelidir” diye konuştu.
KREM VE İLAÇLAR VARİSİ GEÇİRMEZ
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Muhammed Fatih Yılmaz varis kremleri veya varis ilaçlarının oluşan bir varisi asla tedavi etmediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Varis oluştuktan sonra genişleyen damar tekrar normale dönmez. Kremler ve ilaçlar varise bağlı görülen bacak ağrılarının, krampların, şişliklerin azalmasına yardımcı olur. Bu semptomları tamamen ortadan kaldıramaz ancak azaltır. Ameliyat veya müdahale istemeyen hastalarda, ameliyat olamayacak durumda olan hastalarda krem ve ilaç kullanımı düşünülebilir. Hastanın klinik semptomlarında azalma sağlar ancak asla tedavi etmez.”
VARİS TEDAVİSİNDE KONFORLU YÖNTEM
Varis tedavisinde belli bir yaş sınırının olmadığını vurgulayan Dr. Yılmaz, seçilecek olan tedavi yöntemine göre ileri yaştaki hastalarda işleme ve anesteziye bağlı istenmeyen etkiler görülebileceğini kaydetti.
“Dolayısıyla ileri yaş grubunda riski minimale indirmek adına anestezi uygulamadan riski en düşük olan tedavi yöntemini seçmek daha doğru olacaktır” diyen Op. Dr. Muhammed Fatih Yılmaz, “Venablock yöntemi bu anlamda en uygun tedavi seçeneğidir. Anestezi gerektirmeyen, hastaları minimal düzeyde etkileyen ve yüksek konfor sağlayan bir yöntemdir. Yapılan işlem birkaç dakika sürer ve hasta ayağa kalkarak evine yürüyerek, araba kullanarak gider. Üstelik işlemin ertesi günü hastanın çorap dahi giymesine gerek yoktur. Özetle; eski varis tedavilerine kıyasla Venablock yöntemi ağrısız, acısız ve çok daha konforlu bir tedavi yöntemidir. Hangi yaş grubunda olursa olsun varise bağlı ağrı ve benzeri şikayetlerin hastanın yaşam konforunu bozmasına izin verilmemelidir. Uygulanacak işlemin hastaya etkisine bakıldığında riski son derece düşük, kazanımı son derece yüksek bir yöntemdir” dedi.
DHA