Tedavi edilmezse ölüme yol açıyor!

Uyku gün boyunca yorulan vücudun dinlenmesi için en önemli ihtiyaç. Vücudun ve zihnin dinlenmesini sağlayan uykunun tam olarak alınamaması çeşitli sorunlara yol açıyor. Ancak uyku sırasında da bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Son zamanlarda sıklıkla duyulan uyku apnesi sorunu da bu problemler arasında yer alıyor. Tedavi edilmemesi ölüme neden olabiliyor…

Uyku sırasında solunumun durmasına uyku apnesi deniliyor. Uyku apnesi en sık karşılaşılan uyku sorunları arasında yer alıyor. Uyku apnesi ciddi sağlık sorunlarına ve gün boyunca halsiz, yorgun olmaya neden oluyor. Dr. Cem Ortaçbayram, çok yaygın rastlanan uyku apnesi hastalığının, tedavi edilmezse ölüme yol açabileceğine dikkat çekerek, “Sabahları yorgun uyanan ve başı ağrıyan, dikkati dağılan ve horlayan” kişilerde uyku apnesi hastalığının araştırılmasını tavsiye etti.

SİNSİ İLERLİYOR

Dr. Cem Ortaçbayram, yetişkinlerde uyku bozukluklarına yol açan yaklaşık 100 hastalık olduğuna değinerek bunlardan en yaygın ve en önemli olanın, sinsi ilerlemesi ve çok ciddi hastalıklara hatta ölüme yol açabilmesi nedeniyle uyku apnesi olduğunu söyledi. Uykuda nefesin 10 saniye ve daha uzun süreyle kesilmesine “uyku apnesi” adı verildiğini belirten Dr. Ortaçbayram, “Uykuda solunumun yavaşlamasına hipopne, 10 saniyeden daha uzun kesilmesine ise ‘uyku apnesi’ denilir. Uykuda nefes kesilmelerinin sayısı saatte 5’in üstünde ise uyku apnesi sendromu söz konusudur” dedi.

Reklam
Reklam

HİPERTANSİYON VE KALP RİTMİ BOZUKLUKLARINA NEDEN OLABİLİYOR

Dr. Ortaçbayram, uyku apneli hastanın yaşam kalitesinin bozulduğuna dikkat çekerek “Her zaman, her yerde, hatta direksiyon başında bile uyuyabilir. Yüksek şiddette horlaması çevreyi rahatsız eder. Ses o kadar yüksektir ki bazen kendisi bile horlama sesinden uyanır. İşe yorgun gider, dikkatini toplamakta güçlük çeker. Çalışma zevki yok olur. Eve çok yorgun döner, televizyon karşısında uyuklamaya başlar. Ailesi ve çevresiyle iletişimi bozulur” diye konuştu. Tedavi edilmemiş uyku apnesinin, kişiyi; hipertansiyon, enfarktüs ve kalp ritmi bozukluklarında yüksek risk grubuna soktuğunu ve hatta trafik kazasına bile neden olabildiğini söyledi.

HORLAMA VE SÜREKLİ UYUKLAMA YAŞAYANLAR DİKKAT

Uyku apnesinin pek çok belirtisi olduğundan bahseden Dr. Ortaçbayram, bu belirtileri şöyle sıraladı: “Horlama, uykuda nefes kesilmesi, sabahları yorgunluk ve baş ağrısı, gün içinde uyuklama isteği, dikkat bozukluğu, kalp sorunları, hipertansiyon, mide ve bağırsak reflüsü ile cinsel isteksizlik.” Dr. Ortaçbayram, yeteri kadar uyuduğunu düşünen ancak yorgun kalkanlar, gün içinde halsiz olan ve uykusu gelen kişilerde de uyku apnesi sendromunun araştırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Reklam
Reklam

KESİN TANI UYKU TESTİ İLE KONULUYOR

Bu belirtileri gözlemleyen kişinin mutlaka bir hekime danışmasını öneren Dr. Ortaçbayram, “Tanı koyarken hekimin hastaya soracağı 3 soru uyku apne hastalığını tanımasına yardımcı olur: ’Horlama var mı?’, ’Uykuda nefes kesilmesi var mı?’, ’Gün içi uyuklama isteği var mı?’ Eğer bu sorulara verilen yanıtlar evet ise, o kişide uyku apne hastalığı olma ihtimali üzerinde durulmalıdır” dedi. Dr. Ortaçbayram, kesin tanının ise, “polisomnografi” yani uyku testi ile konulduğunu, hastanın bir gecesini uyku laboratuvarında geçirdiğini ve vücuda yerleştirilen elektrotlarla hastanın uykusunun izlendiğini ifade etti.

HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN ALIŞKANLIKLAR DEĞİŞTİRİLMELİ

Dr. Ortaçbayram, hastalığı önlemek için dikkat edilmesi gerekenlerin hastanın kilo vermesi, yaşam koşullarını düzenlemesi, sigara ve alkolü bırakması, spor yapması olduğunu söyledi. Başarı şansı en yüksek olan uygulamanın ise CPAP denilen cihaz ile ve hastaya takılan bir maske yardımı ile sürekli-basınçlı hava verilmesi olduğunun altını çizen Dr. Ortaçbayram “Bu bir nevi hava makinesi. Bu CPAP cihazına bağlı bulunan maske hastaya takılır ve doktor tarafından belirlenen basınçlı hava hastaya verilir. Cihaz gece boyunca kullanılır ve basınçlı hava sayesinde solunum yollarının kapanması önlenir. Böylelikle hasta uykusunda nefes durması gibi sorunlar yaşamaz ve uyku düzeni daha kaliteli hale gelir” diye konuştu. Dr. Ortaçbayram ayrıca, gerekmesi halinde kulak burun boğaz uzmanlarınca değerlendirilen uygun hastalara cerrahi müdahale yapılabildiğini belirtti.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: