Doğumsal bir beyin damar hastalığı olan ve kafatası yaşıtlarına göre daha büyük olan 5 yaşındaki Özbek Sobirov Nurmuhammad’in hastalığı ülkesinde tedavi edilemeyince hastalık zamanla ilerledi. USHAŞ aracılığıyla Türkiye’ye yönlendirilen minik hasta ve ailesi Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne getirildi. Burada doktorların incelemeleri sonrası Galen Ven Anevrizması tanısı konulan Nurmuhammad’a 2 seanslık anjiyo embolizasyon uygulandı. Hastaya gerçekleştirilen başarılı tedaviyle ilgili bilgi veren Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez ise hastanın kafasının artık normal büyüme hızında seyredeceğini belirtti.
Kılıçkesmez, tedavi sonrası değerlerinin normalleşmesiyle birlikte minik hastanın ilk kez rüya gördüğünü söyledi. Meslek hayatında ilk defa böyle bir durumla karşılaştığını söyleyen başarılı doktor, Özbek hastanın ailesinin mutluluğunun kendini de sevindirdiğini söyledi. Başarılı giden tedavi süreci sonrası ise aile, oğullarıyla birlikte ülkesinin yolunu tuttu.
Özbek hastaya yapılan operasyonla ilgili bilgi veren Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, “Bu hastamız 5 yaşında yürüme motor fonksiyon problemleri, konuşmasında güçlük olan bir çocuktu. Danışıldı bize, tedavi edebileceğimizi söyledik. 2 ay sonra tedavi olmak için geldi. Damar yumağı tanısı konulmuştu ancak yanlış bir tanı olduğunu anladık. Büyük bir toplar damarında anerizmatik bir genişleme olduğunu gördük. Bu tabii kafa içerisinde basıncı çok şiddetli arttırmıştı. Kafatası buna bağlı büyümüştü, normal beyin fonksiyonları gelişemiyordu. Özbekistan’dan geldi bu hastamız, burada 2 seans tedavi uygulandı. Şimdi çok daha motor fonksiyonları yerine geldi, daha rahat yürüyebiliyor. Belki okula gidebilecek, memnunuz sonuçtan. İlk bir yaşı içinde tedavi edilmiş olsaydı daha farklı ve olumlu sonuçlar olacaktı. Beş yaşında bir çocuk için damar sistemleri de daha gelişmemiş, biraz cesaret gerekiyor. Biz bu hastayı büyük bir hastane olduğu için tedavi yapıyoruz” dedi.
Tedavi sonrası minik hastanın ilk kez rüya görme deneyimi yaşamasının tüm ekibi mutlu ettiğini ifade eden Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, “Babası bizi arıyor, selamlaşıyoruz zaman zaman. İlk seansımızı 4 saat, 2. seansımız iki saat sürdü. Ailesi yürümesi iyileşti, el koordinasyonu, çatal kaşığı daha iyi tutuyor derken bir de ilk operasyondan sonra panik içerisinde uyandı, öyle çok heyecanlı, mutlu bir şeyler anlatmaya çalıştı dediler. Bir iki gün tekrarlandı, ne olduğunu o zaman anladık dediler. Rüya görmeye başladı. Benim de çok hoşuma gitti. Muhtemelen kafa içerisindeki basınç artışı nedeniyle beyin fizyolojisi, sınırda çalışıyordu. Tedavi sonrası basınç düştüğünden fizyoloji normale döndü ve rüya görmeye başladı. Hepimizin çok hoşuna gitti, bir anı olarak kaldı bize. İlk defa rüya görmüş oldu bende ilk defa rastladım meslek hayatımda. Onlar çocuklarının hayatının uzaması konusunda mutlular, bu onları da gülümsetmiş. Bazen internette görüyoruz ilk defa gören çocuğun o heyecanını, ilk defa duyan çocuğun heyecanını bu da bizim açımızdan öyle bir görüntü oluşturdu. İnsanların kendi sağlıklarıyla ilgili mutlu olmadıkları zaman başka bir hekime daha başvurmaları bu konuyu araştırmaları ve alabilecekleri en iyi tedavileri almaları konusunda bilinçli olmalarını istiyorum” dedi.
Öte yandan girişimsel radyolojide adeta iğne deliğinden vücuda giren ekipler, yüksek radyasyondan korunmak için ortalama 10 kilogramlık kurşun yeleklerle operasyonları gerçekleştiriyor.
(İHA)