Yeni bir araştırmaya göre diyet içeceklerde, sakızlarda, şekersiz reçellerde, kahve şuruplarında ve soslarda kullanılan sukraloz ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kısa süre önce tüketicileri sukraloz gibi yapay tatlandırıcıların kilo kontrolünde etkisiz olduğu ve uzun vadede kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini artırabileceği konusunda uyardı. Artık sukraloz hakkında yeni ciddi endişeler gündeme geldi.
Kemirgenler üzerinde yapılan önceki araştırmalara göre, sükraloz yutulduktan sonra sindirim sisteminde birkaç yağda çözünen bileşik oluşur . Böyle bir bileşik sukraloz-6-asetattır. Aynı bilimsel grup tarafından yapılan yeni araştırma, sukraloz-6-asetat'ın genotoksik olabileceğini ve DNA'yı olumsuz etkileyebileceğini buldu. Bileşiğin ayrıca bağırsak bütünlüğüne zarar verdiği ve sızdıran bağırsağa katkıda bulunabileceği bulunmuştur.
Ek olarak bileşik, bağırsakta oksidatif stres, iltihaplanma ve kanserle ilişkili genlerin ifadesini önemli ölçüde artırdı. Ayrıca, çalışmalarda sukraloz-6-asetat, detoksifikasyonda ve hücresel metabolizmada rol oynayan ve zararlı toksikolojik maruziyete yol açabilen iki enzimi de bloke etti.
Araştırmacılara göre, bu aynı zamanda endişe verici çünkü mağaza raflarındaki sukraloz içeren ürünlerin izlerinde sukraloz-6-asetat tespit edildi. "Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), tüm genotoksik maddeler için 0,15 mikrogram/kişi/günlük bir toksikolojik eşik belirlemiştir. Susan Schiffman, "Çalışmamız, sukralozla tatlandırılmış tek bir içecekteki eser miktarda sukraloz-6-asetat miktarının bunu aştığını gösteriyor " diye uyararak bunun üretilen sukraloz-6-asetat metabolitini bile içermediğini ekledi.