Teknik Direktör Uygun Yurt Dışından Aldığı Teklifi Değerlendiriyor

Spor Toto Süper Lig 2012-2013 sezonunda Gaziantepspor'un ligde kalmasında büyük pay sahibi olan ve takımıyla 3 yıllığına prensipte anlaşmaya varan Teknik Direktör Bülent Uygun, "Yurt dışından bir teklif var, azışmalarım devam ediyor. İsim olarak vermek istemiyorum. Bu takımla anlaşma gerçekleşirse oraya gitmek benim çok büyük arzum" dedi. Uygun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligin 22. haftasında Gaziantepspor'u bulunduğu durumdan kurtarmak ve ligde kalmasını sağlamak için takımın başına getirildiğini hatırlattı. Sezon sonunda 8 galibiyet, 3 beraberlik alarak takımın ligde kalmasını sağlamayı başardıklarını belirten Uygun, şehrin önde gelenlerinin de takıma büyük destek verdiğini kaydetti. Gaziantepspor ile prensipte 3 yıllığına anlaşmaya vardığını ancak sözleşmede yurt dışından bir teklif geldiğinde takımından ayrılabileceği maddesinin yer aldığını vurgulayan Uygun, "Yurt dışından bir teklif var, yazışmalarım devam ediyor. İsim olarak vermek istemiyorum. Bu takımla anlaşma gerçekleşirse oraya gitmek benim çok büyük arzum" dedi. Uygun, yurt dışında bir takımla çalışmanın kendi tecrübelerine katkı sağlayacağını, hayalinin yurt dışında iyi bir takımı çalıştırıp, başarılı olabilmek olduğunu belirtti. Uygun, Spor Toto Süper Lig başta olmak üzere, Türk futbolunda başarılı teknik adamlarının görevlerinden ayrılması konusunda ise şöyle konuştu: ''Biz istikrar diyoruz ama gerçekten istikrarı istiyor muyuz? Hayır. Ne taraftarımız ne de yönetimler istikrardan yana. Sadece istikrarlı şekilde yönetenler koltuklarında oturabiliyorlar. Türkiye'de bir teknik adam, Alex Ferguson gibi 25 yıl bir takımı yönetsin diye beklersek, çok bekleriz.'' Türkiye'de 4 yıl üst üste şampiyon olmuş Fatih Terim'in yanı sıra Ertuğrul Sağlam ve Mehmet Özdilek gibi başarılı teknik adamların da tepkiler aldığını, tepkileri "şaşkınlıkla karşıladığını" dile getiren Uygun, bu durumda kimsenin istikrarlı şekilde görevini sürdürebilmesi ihtimali olmadığını savundu. Uygun, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'de göreve geleceksin, 3 yıllığına anlaşacaksın, başarıyı yakaladıktan sonra bile ertesi yıl bırakıp gideceksin... Futbolun doğasında ayrılıklar alabiliyor. Yönetimsel ve düşünsel anlamda bunlar oluyor. Ama Samet Hoca ve Aykut Hoca'yı burada ayırmak lazım. Aykut Hoca daha çok psikolojik yönden yıpranmışlığın verdiği sıkıntı yüzünden görevini bırakmış durumda. Fikir ayrılıkları da bunun içine girince özellikle transferde Aykut Hoca başarı elde etmiştir ancak Fenerbahçe taraftarının beklentisi büyük olduğundan bu başarı olarak görülmüyor. Fenerbahçe'de başarılı olmak demek her zaman şampiyon olmak demek. Başarı demek Avrupa'da şampiyonluk getirebilmek demek. Camianın sevenleri, önde gelenleri o gözle baktığı için de ister istemez eleştiri okları fazla oluyor.'' Samet Aybaba'nın bir çok imkansızlığa rağmen Beşiktaş'ın tarihinde ilk kez "en ucuz ve kısıtlı" kadrosuyla başarılı bir sezonu geride bıraktığını anlatan Uygun, "Samet Hoca neredeyse takımı Şampiyonlar Ligi'ne götürecek kadar başarı elde etti" dedi. Aybaba'nın Beşiktaş için büyük bir şans olduğunu, Türkiye futboluna genç oyuncular kazandırdığını dile getiren Uygun, ''Türkiye'de sistemsizlik bir sistem ve kurumsallaşmamış bir Türk futbolu var. Kurumsallaşmış kulüplerimiz, bir elin parmağını geçmeyecek kadar. Hangi takımımız transfer politikasını kendi oyun sistemi ve oyun tarzına göre yapıyor? Niye yabancı hocalar Türkiye'de başarılı olmuyor? Çünkü yurt dışındaki sistemle bizdeki farklı. Günlük, aylık başarı bekleniyor'' diye konuştu. - ''Huzur evimiz, sendikamız yok'' Bazı sistemlerin devlet ve Türkiye Futbol Federasyonu tarafından değişmesi gerektiğini vurgulayan Uygun, her futbolcu ve teknik adamın kendi vergisini ödeyebilmesi gerektiğini kaydetti. Alınan sportif eşyaların vergiden düşmesini isteyen Uygun, şunları söyledi: "Böylece kulüpler vergi borcu batağından kurtulmuş olur. Sağlık sigortasının olması lazım, herkes ömür boyu ondan yararlanabilmeli. Hayat sigortası olmalı oyuncunun sözleşmesinde yazan ücretin yüzde 5'inin kesilip, 40-45 yaşından sonra emekli maaşı gibi ücret alabilmeli. Sporcular ameliyat oluyor ama bir tane sportif amaçlı kurulmuş hastanemiz yok. Sadece 5 bin sporcu 14 bin antrenör var, huzur evimiz yok, sendikamız yok. Artık birşeylerin değişmesi lazım. Devletimizin de artık Türk futboluna, Türk sporuna yatırım yaparak, her yere spor sahaları yapması lazım.''