Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Arslan, teknoloji bağımlılığının kişilikte bozukluklar meydana getirebileceği uyarısında bulundu.
Ali Arslan, Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine yaptığı açıklamada, pek çok faydaları bulunan cep telefonu ve bilgisayar gibi teknolojik ürünlerin aşırı kullanılmasının insani özelliklerde bir takım erozyonlar oluşturabileceğini kaydetti.
Teknolojinin kullanımının mutlaka dengelenmesi gerektiğini ifade eden Arslan, "İnsanlar teknolojiye karşı çıkamıyor. Teknolojinin pek çok faydaları var. Ancak aşırı yoğun bir kullanım olursa insani özelliklerimizde bir takım erozyonlar meydana gelebiliyor. Birbirimizden uzaklaşabiliyoruz. Her gün bilgisayarın başında oturup adeta esir durumuna gelebiliyoruz. Burada kullanımı dengelemek lazım. Teknoloji işlerimizi kolaylaştırıyor, basitleştiriyor, hızlandırıyor. Ama insan olduğumuzu da unutmamak gerekir. Belki bunu bilinçli bir çabayla gerçekleştirirsek çok daha güzel olabilir. Bilgisayar başında zamanımızı geçirirken dostları da ihmal etmemeliyiz. Anne, babamıza, arkadaşlarımıza, çocuklarımıza, ailemize zaman ayırabilmeliyiz. Eğer bu dengeyi kurabilirsek hem teknolojinin nimetinden, güzelliklerinden faydalanmış oluruz. İşlerimiz hızlanmış ve kolaylaşmış olur. Hem de ilişkilerimizi, normal bir düzen içerisinde tutmuş oluruz." dedi.
Artan cep telefonu kullanımının yüz yüze iletişimi azalttığını kaydeden Arslan, yüz yüze iletişimin bir alternatifinin bulunmadığını dile getirdi. Mesaj göndermekle meselelerin hallolmadığını vurgulayan Arslan, şunları söyledi: "Gençler kendilerini bir selin, bir akıntının önüne kaptırmış gibi olmaması lazım. Sadece bir tek şeye bağlı kaldığınız zaman bu insanı bağımlı hale getirir. Kişilikte de bir takım bozukluklar meydana gelebilir. Günün 10 saati internetin başındaysanız insanlardan yavaş yavaş uzaklaşıyorsunuz demektir. Mesaj göndermekle meseleler hallolmuyor. Telefon ederek konuşabiliriz. Ancak mutlak suretle belli zamanlarda bir araya gelmek lazım. Yüz yüze etkileşim içerisinde bulunmak lazım. Hiç bir şey yüz yüze iletişim kadar kuvvetli değildir. Bu zaman zaman yapılır. Gönül bağları devam ederse teknolojiyi kullanmakta her hangi bir sakınca yok. Ama tamamen kopartırsanız burada negatif durumlar, daha baskın olmaya başlıyor. Ama denge kurulursa o zaman işlerimiz hızlanmış olur. Aile içi iletişim, arkadaşlık bağlarımız, dostluk bağlarımız da varlığını devam ettirmiş olur."
Yüz yüze iletişimin kişiliklerinin oluşmasında önemli rol oynadığına vurgu yapan Arslan, "İşlerin içerisine duygularında karışması lazım. İnsanın bir düşünce boyutu var. Aynı zamanda duygu boyutu da var. En çok sevdiğimiz insanlar duygusal olarak bağlandığımız insanlar. Atasözümüz 'gözden ırak olan gönülden de ırak olur' diyor. Siz mesaj gönderirken duygularınızı işin içerisine yeterince koyamıyorsunuz. Ama yüz yüze geldiğiniz zaman bir paylaşım olduğu zaman zihinde bir iz bırakıyor. O sizin ruh dünyanıza, düşünce dünyanıza katılmış oluyor. Yüz yüze iletişimin hiç bir alternatifi yok bu yüzden. Olumsuz alışkanlıklar zaman içerisinde bizde bir davranış ve karakter haline dönüşüyor. Olumlu hareketleri gerçekleştirebilmek için teknolojiyi dengeyi kaybetmeden aşırılıklara gitmeden kullanmak gerekir." diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz